Bu
mektup, Eylül 1997’de ICAIC [“Küba Sanat ve Sinema Endüstrisi
Enstitüsü”] Kültür Bakanlığı tarafından çıkarılan Contracorriente [“Karşı
Akıntı”] dergisinin 9. sayısında, Küba’da yayımlanmıştır. Mektubu yazdığı
vakit Guevara, Afrika’da bulunuyordu ve mektubun yazıldığı Armando Hart ise
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi Örgüt Sekreterliği’ne getirilmişti.
● ● ●
Sevgili
Sekreter:
Tanrılığa
erişme fırsatına sahip olduğunuz için sizi kutlarım; şimdi önünüzde 6 gün var.
Selefinizin yaptığı gibi, işinizi bitirip arkanıza yaslanmadan önce sizinle
öncümüzün kültürü ve genel olarak da halkımızın kültürü üzerine birtakım
fikirleri paylaşmak isterim.
Bu
uzun tatil sürecinde epeydir yapmayı düşündüğüm bir şeyi yaptım, burnumu
felsefeye soktum. İlk karşılaştığım zorluk şu oldu: Düşünmeye imkân vermeyen,
“parti zaten yapılması gerekeni yaptı, sen yapılanları özümse yeter” diyen
Sovyet eserlerini bir kenara bırakacak olursak Küba’da hiçbir şey
yayımlanmamış. Burada Marksizme aykırı bir yöntem söz konusu ama aynı zamanda
bunlar çok kötü çalışmalar.
İlkinden
daha az önemli olmayan ikinci zorluk ise, benim felsefî dildeki eksikliğimdi
(Üstat Hegel ile epey boğuştuk ve ilk rauntta beni iki kez yere serdi). Ben de
kendim için bir çalışma planı yaptım ve sanıyorum ki bu plan okul müfredatını
oluşturmak için çalışılabilir ve geliştirilebilir; şu ana kadar zaten çok şey
yaptık, fakat bir gün durup düşünmemiz de gerekecek. Bu noktada bir okuma planı
oluşturmalı ve bu plan politik yayınlar kurulunun yaptığı yayınlara göre
biçimlenmeli.
Politik
yayınlar incelendiğinde Sovyet ve Fransız yazarların bolluğunu ilk bakışta
görürsünüz.
Bunun
sebebi, çevirileri elde etmedeki kolaylık ve ideolojik takipçiliktir.[*] Hâl
böyleyken, Marksist fikirlerin gerekli olan yaygınlaşması iyi bir yol kat etse
bile (ki mesele bu değil), Marksist kültür pek çok kişiye nüfuz edemiyor.
Benim
planım şöyle:
I. Klasik
filozoflar.
II. Büyük diyalektikçiler ve materyalistler.
III. Modern filozoflar.
IV. İktisat klasikleri ve onun öncüleri.
V. Marx ve Marksist düşünce.
VI. Sosyalist inşa.
VII. Heterodokslar ve kapitalistler.
VIII. Polemikler.
Her
bir seri, birbirinden bağımsızdır ve şu şekilde geliştirilebilir:
I.
En iyi bilinen klasikler zaten İspanyolcaya çevrilmiş, bunlara mümkünse
Marksist bir filozof tarafından ciddi bir ön hazırlık çalışması eklenmeli,
tabii sözcükler de olabildiğince geniş bir açıklamayla verilmeli. Aynı zamanda,
felsefî terimler sözlüğü ve felsefe tarihi de yayınlanmalı. Dennyk’inki ya da
Hegel’inki olabilir. Böyle bir yayın, büyük düşünürlerin bir ya da iki
kitabıyla başlayarak modern zamanlara kadar uzanan belli bir kronolojik sırayı
takip edebilir.
II.
Burada da aynı yöntem takip edilebilir, bazı antik düşünürlerin derlemeleri
yapılabilir (Arjantin’de basılmış, içinde Demokritos, Heraklitos, Leikuppos
olan bir kitap okumuştum).
III.
Burada önde gelen modern filozoflar yayınlanabilir. Bu yayınlara yeri
geldiğinde bu filozofların idealist görüşlerine eleştiri getiren, ciddi ve
titiz incelemeler eşlik etmeli (bunu illa Kübalıların yapması şart değil).
V.
Marx ve Marksist düşünceye ait eserler zaten yayınlanıyor fakat bu yayın
pratiğinin bir düzeni yok ayrıca Marx’ın temel çalışmaları eksik. Burada Marx
ve Engels’in, Lenin’in, Stalin’in [Orijinal metinde “Stalin”in isminin altı Che
tarafından çizilmiştir.] ve diğer büyük Marksistlerin eserlerini yayınlamak
gerekir. Örneğin hiçbirimizin emperyalizmle ilgili sezgileri, Marx’a (Kapital’in
3. cildine), yaptığı eleştiriler hatalı olan ama süreç içerisinde katledilen
Rosa Lüksemburg kadar güçlü değil. Ayrıca sonrasında yoldan çıkan, çağdaşları
olan Marksistlere katkılarda bulunmuş, bütünüyle skolastik olmayan Kautsky ve
Hilferding türünden Marksist düşünürler konusunda da eksiğimiz var.
VI.
Sosyalist inşa. Somut sorunlarla, sadece şimdiki yöneticilerle değil,
geçmişteki yöneticilerle de alakalı kitaplar yayınlanmalı, filozofların ve
hepsinden de öte iktisatçıların, devlet adamlarının üzerine ciddi incelemeler
yapılmalı.
VII.
Burada büyük revizyonistler üzerine herkesinkinden daha derin analizler
olabilir (isterseniz Kruşçev’i de buraya koyabilirsiniz). Görünüşe göre var
olmuş ve yazmış olan, arkadaşın Troçki de burada olmalı.
Ek
olarak, kapitalizmin Marshal, Keynes, Schumpeter vs. büyük teoristleri de,
nedenleriyle birlikte yapılan analizlerle verilebilir.
VIII.
Polemikler. İsminden de anlaşıldığı üzere, bunlar en tartışmalı olan eserleri
içerebilir ki zaten Marksist düşünce de bu şekilde ilerlemiştir. Proudhon, Sefaletin
Felsefesi’ni yazdıysa da bu kitap, Felsefenin Sefaleti’nden dolayı
biliniyor. Eleştirel bir yayıncılık faaliyeti, çağımızı ve Marx’ın henüz tamama
ermemiş gelişimini anlamaya yardımcı olabilir. O dönemde Robertus ve Dühring
önemliyse 20. yüzyılda da SSCB’deki revizyonistler ve onlarla gerçekleştirilen
polemikler önemli.
Bir
tanesini atladığımı şimdi fark ettim, sırayı değiştiriyorum (tükenmez kalemle
yazıyorum).
IV.
seride iktisat klasikleri ve bunun Adam Smith, fizyokratlar vb. gibi öncüleri
olabilir.
Bu
devasa bir iş, fakat Küba bunu hak ediyor ve sanırım ben de elimi taşın altına
koymalıyım. Sizi bu konuşmayla daha fazla yormak istemiyorum. Size yazıyorum
çünkü benim ideolojik yönelim konularında bilgim zayıf ve başka nedenlerden
dolayı da böyle bir işe girişmem pek akıllıca olmayabilir (takipçilik meselesi
de var tabii ama sadece bu değil).
Size
başarılar dilerim, kıymetli meslektaşım (filozof için). Umarım yedinci günde
görüşebiliriz.
Kavgalı
yüreğimin diğer yarısı, karşımda duran, sarılmayı hak eden insanı kucaklıyorum.
Ernesto Che Guevara
Darüsselam, Tanzanya
4 Aralık 1965
Kaynak
Dipnot:
[*] Takipçilik: Birisinin kendisini diğer insanların fikirlerine ya da
davranışlarına göre yönlendirmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder