Pages

04 Ocak 2020

Komünistler İran’ı Neden Savunmalıdır?


3 Ocak 2020’de ABD, büyük bir terör eylemi ve şeytanlık yaptı; İranlı komutan Kasım Süleymani’yi katletti. Süleymani, Ortadoğu bölgesini terörize etmek için ABD ve Birleşik Krallık tarafından finanse edilip eğitilen IŞİD ve diğer terörist vekillerinin yenilgisinde kilit bir isimdi. Süleymani ve İran halkı, on yıllardır ABD emperyalizmine karşı direniyor. Onlar gösterdiler ki mazlum milletler, emperyalistlerin hükümranlığından kurtulabilir ve kendi kaderlerini tayin edebilirler.

İmparatorluğun kötülüklerinden İran’ı muhafaza ederken tereddüdümüz olmamalı. Süleymani’nin, bölgeye ölüm, yıkım ve soykırım taşıyan IŞİD ve diğer terörist vekil güçleri defetmekteki başarılarını takdir ve kabul etmede tereddüdümüz olmamalı. Bunun harici Marksizme terstir ve doğrudan ABD emperyalizmine destektir.

Marksizm-Leninizm için emperyalizme karşı mücadele eden bir ulusal hareket, her zaman sonuna kadar desteklenmelidir.

Leninizmin İlkeleri isimli eserinde Stalin, ulusal hareketleri ve bu hareketlerin emperyalizmi yenilgiye uğratmadaki hayatî rolünü yazıyor. “Ulusal Sorun” başlığında Stalin şöyle yazıyor:

“Ulusal sorun, özel bir sorun, devletin bir iç sorunu olmaktan çıkarak, [sayfa 67] uluslararası genel bir sorun hâline, bağımlı ülkelerin ve sömürgelerin ezilen halklarının emperyalizmin boyunduruğundan kurtarılması genel sorunu hâline gelmiştir.”

Dolayısıyla, mazlum Güney Yarımküre milletleri, emperyalist güçlerin yenilgisinde doğrudan rol alırlar.

Stalin, Leninizmin “mazlum milletlerin ulusal kurtuluş hareketlerindeki devrimci kabiliyetin ortak düşman olan emperyalizmi çökertmede kullanılabileceği ihtimali”nden bahsediyor. Basitçe, karakterine bakılmaksızın her ulusal kurtuluş hareketinde böyle bir devrimci potansiyel vardır, bu hareketin düşmanı emperyalizm oldukça. Emperyalizm, özel ulusal karakteristikleri ne olursa olsun, dünyadaki tüm komünistlerin ve mazlum milletlerin baş düşmanıdır.

Son olarak Stalin’in belirttiği gibi, mazlum milletlerin ulusal kurtuluş hareketlerini desteklemek haktır ve âdildir. Bu ulusal kurtuluş hareketlerini bir “biçimsel demokrasi” bazında desteklememeliyiz. Onun yerine, “emperyalizme karşı genel savaşım bilançosundaki gerçek sonuçları bakımından, yani ‘soyutlanarak değil, dünya ölçüsünde’ değerlendirilmesi gerektiğini” söylüyoruz.

Herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için, Stalin’in kullandığı örnekleri sunacağım.

Afganistan’daki Emir önderliğinde gelişen ulusal kurtuluş hareketi monarşist ve sosyalizm karşıtıydı fakat İngiliz emperyalizmine karşı dövüşüyordu. Emir’in devrimci ulusal hareketi, o sırada Afganistan’daki herhangi bir sosyalist güçten daha güçlüydü ve Afganistan’ı kendi kaderini tayine taşıyabilecek yegâne hareketti. Bu nedenle de İngiliz emperyalizmine karşı Emir’i desteklemek zorunluydu. Bunun aksi bir durum ise İngiliz emperyalizmini desteklemek, onu azdırmak manasına gelirdi. Stalin’in verdiği diğer örnek olarak Mısır’da ise:

“Mısırlı tüccarların ve burjuva aydınların Mısır'ın bağımsızlığı için savaşımı, Mısır ulusal hareketinin önderliğinin burjuva kökenine ve burjuva niteliğine karşın, nesnel olarak devrimci bir savaşımdır. Oysa İngiliz işçi hükümetinin Mısır'ın bağımlı durumunu sürdürmek için savaşımı, bu hükümet üyelerinin proleter kökenine ve proleter niteliğine, sosyalizm ‘uğruna’ olmalarına karşın, gerici bir savaşımdır.”

Bu emperyalist saldırganlık ve kriz döneminde İran’a ve onun liderlerine hâlen daha çemkirenler kendilerine “Marksist” demesinler, hatta “solcu” bile demesinler, gidip emperyalistlere katılsınlar. Marksizm’in ideolojisini ve temel ilkelerini görmezden geliyorsan, kendine “Marksistim” deme.

Şimdi kendi uluslarının egemenliği için savaşan İran halkıyla uluslararası dayanışma zamanıdır. Biz, Latin Amerikalılar olarak, İran’ı ve ortak düşmanımıza karşı duran diğer herhangi bir milleti destekleyen, Küba’nın ve Venezuela’nın devrimci hükümetlerini takip ediyoruz. 

Ortak düşmanımız ABD emperyalizmidir.

Nicholas Ayala
3 Ocak 2020
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder