Fransa’da
Dögol hükümeti, 1970’te Maoistleri ezmeye dönük yoğun bir faaliyet içerisine
girdiği dönemde Sartre, Maoist hareketle ilişkiye geçti. Maoist örgüt Proleter
Sol tarafından çıkartılan Halkın Davası gazetesi yayın yönetmeni
Jean-Pierre Le Dantec bu dönemde tutuklandı ve gazeteye el konuldu. Onun yerini
Michel Le Bris aldı ama o da on gün sonra tutuklandı. Fransız hükümeti, Maoist
basını susturmaya kararlı ve niyetli olduğunu böylelikle ortaya koydu. Hükümet,
gazetenin başına geçen herkesi gözaltına alacağını açıktan beyan edince,
Maoistler yüzünü Sartre’a çevirdiler.
O
günlerde Pierre Victor olarak bilinen Benny Levy gibi bir dizi Maoistle yapılan
toplantının ardından, 28 Nisan 1970’te Sartre yayın yönetmenliği görevini kabul
etti. Ardından, aynı yıl içerisinde başka Maoist gazeteler de devletin
baskılarıyla karşılaştılar. Bu esnada meclisten gösterileri kısıtlayan,
içişleri bakanına Proleter Sol örgütünü lağv etme yetkisi veren bir yasa
geçti. Bu yasa uyarınca örgüt, 27 Mayıs 1970’te kapatıldı.
Esasında
Sartre’ın birkaç Maoist gazetenin yayın yönetmenliğini kabul etmesi, Sartre’ın
sahip olduğu isim, itibar hatta kampanyaya aktif katılımı üzerinden önemli bir
gelişmeydi. Burjuva basını, Sartre’ı tribünlere oynamakla ve kendi reklâmını
yapmakla suçladı, öte yandan, komünist partinin gazetesi L’Humanite de
Maoistlerin o ham ve kaba kışkırtıcılığına onay verdiği için Sartre’ı eleştirdi.
Sartre’a tek destek Le Monde’dan geldi.
Halkın
Davası gazetesinin iki tutuklu yayın yönetmeni mahkemeye çıkartıldı,
hâkimler, gazetenin kapatılması yönünde alınmış olan kararı iptal ettiler,
fakat yayın yönetmenlerini kanunu ihlal ettikleri gerekçesiyle tekrar suçlu buldular.
Bu karar ardından çatışmalara sahne olan bir dizi gösteri yapıldı. Haziran ayı
içerisinde Sartre ve dostları, Halkın Davası Dostları Derneği’ni kurdular. Ön
planda Simon de Beauvoir ve Liliane Siegel vardı. Sartre, Beauvoir gibi birçok
önde gelen aydın ve gazeteci Paris’te gazete dağıtımına çıktı. Bu tür
kampanyalara yabancı olmayan Sartre, her şeyi kayıt altına alsın diye
Gallimard’dan bir fotoğrafçı getirdi. Gözaltına alınan Sartre, polis sorgusu
ardından serbest bırakıldı.
Bu
olayı müteakip, Maoist lider Alain Geismar’ın mahkemesine tanık olarak çağrılan
Sartre, mahkemeye gitmedi. Bunun yerine Renault Billancourt tesislerindeki
işçilere konuşma yaptı ve onların Geismar’ın davasına destek vermesini talep etti.
İşçilerin çoğu konuşmayı dinlemedi bile.
Fransız
basınının alaya alıp durduğu Sartre’ın Maoistlerle ilişkisi 1973 yılına dek
devam etti. Kavgalarla ve tartışmalarla yüklü olmasına rağmen bu ilişki,
devletin Fransa’daki devrimci basını sansürleme veya susturma girişimlerini
püskürtme konusunda önemli sonuçlar elde etmiş bir girişimdi.
Jim Farmelant
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder