BDS Boykot Tecrit ve Yaptırımlar demektir
(Netanyahu’nun iddia ettiği gibi, “Bağnazlık, Dürüst Olmama ve Sakillik demek
değildir.)
BDS Hareketi’nin belirlediği üç hedef de uluslararası
hukuka ve temel haklara dayanmaktadır.
Hareket, İsrail’in işgaline son vermeyi, yasadışı
duvarını ve yerleşimleri söküp atmayı amaçlar, İsrail’in Filistinli yurttaşları
için tam eşitlik sağlanmasını talep eder ve Filistinli mültecilerin haklarının
desteklenmesi yönünde çağrıda bulunur.
Hareket Ne zaman ve Neden Çıkış Aldı?
BDS Hareketi, 170 sivil toplum örgütünün oluşturduğu
koalisyon üzerinden kuruldu. Koalisyon, 9 Temmuz 2005 tarihinde tüm dünyadaki
“vicdanlı insanlar”a seslenen bir bildiri ile yola koyuldu.
Filistinliler, küresel yurttaş hareketinin gerekli
olduğunu düşünüyorlar. Zira onlarca yıl süren “barış süreci”ne karşın politik
liderler, İsrail’in yerleşim siyasetine, etnik temizliğe ve ırk ayrımcılığına
dayalı uygulamalara son vermeyi beceremediler. Gerçekte bu siyasetlerin mümkün
hâle gelmesini sağlayan, bizatihi bu siyasetçilerdir.
Bu nedenle İsrail’in işlediği suçlardan ötürü ceza
almama durumuna son verme ve özgürlük, adalet ve eşitlik temelinde adil bir
barışın tesis edilmesine katkı sunma konusunda hükümetlere ancak sıradan
insanlar uygulayacaklardır. Bu baskı, illaki aşağıdan yukarıya doğru tatbik
edilecektir.
BDS Hareketi Bugüne Dek Ne Tür Başarılar Elde Etti?
Son on yıl içinde BDS Hareketi, dünya genelinde,
ABD’deki kiliselerden Birleşik Krallık’taki kimi kampüslere, Mısır
sendikalarından Bolivya hükümetine dek geniş bir alanda bir dizi başarı elde
etmiştir.
Ekonomik alanda İsrail’in uyguladığı zulme ortak olan
çokuluslu şirketler Veolia ve G4S BDS kampanyaları sayesinde milyarlarca dolar
kayba uğradı ve İsrail’le ilişkiler bu süreçte kesildi. İsrail’e başka
ülkelerden yapılan yatırımlar 2014 yılı itibarıyla yüzde 46 oranında düştü.
Dünya genelinde on binlerce öğrenci akademik boykot
talep etti ve bu yönde çalışmalar yürüttü. Bu boykot çalışmalarına Stephen
Hawking, Angela Davis ve Judith Butler gibi isimler destek verdi. Diğer yandan
yazar Alice Walker, Pink Floyd grubu üyesi müzisyen Roger Waters ve ünlü
yönetmen Ken Loach kültürel boykota destek verdi.
Diğer önemli bir husus da BDS Hareketi’nin yerleşim
siyasetine karşı İsraillilerin, diğer Yahudi gruplarının aynı zamanda
Siyahların Hayatları Önemlidir Hareketi’nin desteğini görmesiydi.
BDS Irkçı mı?
İsrail’i savunan bazı isimler, BDS’nin ırkçı olduğunu
iddia ediyorlar. Oysa tam tersi doğrudur. Irkçı olan İsrail’dir.
Etnisite veya milliyet temelinde kimseyi hedefe
koymayan BDS, tüm ırkçılık biçimlerine açıktan karşıdır ve kurumları insan
hakları ihlalleri temelinde hedef almaktadır. İsrail’in ırk ayrımcılığı ve
etnik imtiyaza dayalı sisteme son vermeye çalışmasının sebebi budur.
Bu anlamda BDS, Güney Afrika devletinin dünya
genelinde tecrit edilmesinde ve beyaz idaresinin son bulmasında katkı sunan
tarihî öneme sahip ırk ayrımcılığı karşıtı hareketle kıyaslanabilecek, ilhamını
bu hareketten alan bir çalışmadır.
BDS’ye Kimler Karşı?
2010 yılından beri İsrail, BDS ile mücadele için
çeşitli adımlar atıyor ve hareketin “gayrimeşru” olduğunu söylüyor. 2011
yılında İsrail meclisi İsrail içinde boykotları savunmaya karşı bir kanun
çıkarttı. Uluslararası düzeyde bu girişimin kimi sonuçları oldu.
2015 yılının ortasında panikleyen İsrailli liderler
“şiddet dışı hareket”in “stratejik bir tehdit” olduğunu söylediler. Strateji
İşleri Bakanı Gilad Erdan’a boykot karşıtı faaliyetler yürütme görevi verildi.
Askerî istihbarat kurumlarının desteğini arkasına alan bu çalışma için yıllık
25 milyon dolar tahsis edildi.
Erdan, yurtdışındaki Siyonist grupları ile işbirliğine
vurgu yapan bir isim. Zira bağımsız gruplar sivil toplum nezdinde daha muteber.
Bakanın açıklamasına göre, “bu savaşın ön cephesinde hükümetin olması hiç
hayırlı değil.”
Bu sebeple birçoğu BDS karşıtı çalışmalar yürüten
İsrail büyükelçileri perde arkasında İsrailli lobi grupları ile birlikte
çalışıyor. İncelemelere göre, ortada resmî düzeyde uygulanan bir başka taktik
daha var: İsrail, doğal halk hareketiymiş görünen ama aslında tümüyle suni olan
grupları ve kurumları ön cepheye yerleştiriyor.
İsrail’in ABD’deki Sheldon Adelson ve Haim Saban,
Birleşik Krallık’taki Trevor Pears gibi zengin destekçileri, boykot karşıtı
çalışmalara tonlarca para akıttı. İsrail hükümeti ve İsrail yanlısı gruplar,
BDS karşıtı özel-kamu ortaklıkları kurdular.
BDS Karşıtı Hareket Ne Tür Başarılar Elde Etti?
Politik düzeyde yürüyen tartışmaları kesinlikle
kazanamayan İsrail ve müttefikleri “hukukî girişimler” üzerine kurulu saldırgan
bir kampanya yürütüyor.
Yüksek mevkilerdeki dostları sayesinde İsrail ve
müttefikleri BDS’nin yasadışı hâle getirilmesi için önemli başarılar elde etti.
ABD’deki yirmi civarında eyalet boykot karşıtı kanunlar çıkarttı. Ayrıca
Avustralya’dan Fransa’ya birçok ülkede aktivistler yargılamalarla yüzleştiler.
Gelgelelim BDS hızla büyümeyi bildi. Hukuk uzmanları
ve Avrupa Birliği boykot hakkını “ifade hürriyeti” kapsamında değerlendirip
desteklediğini açıkladı. Birçok İsrail yanlısı kesimlerin hukukî girişimleri
Birleşik Krallık’ta görüldüğü biçimiyle başarısız oldu. Birleşik Krallık’ta
İsrail yanlıları hukukî kimi güçlüklerle yüzleşti.
Gelecek Ne Getirecek?
Topla paraya sahip, devletin öncülük ettiği,
seçkinlerin yönettiği saldırılara karşı gönüllü halk hareketi nasıl ayakta
kalacak?
McCarthyizm, “siyah karşıtı faaliyetler” ve karalama
kampanyaları gibi örneklerden görebildiğimiz üzere, gizli istihbarat toplama ve
sınırlama türünden kimi müdahalelerle karşılaşmak büyük bir olasılıktır.
Uluslararası Af Örgütü’nün endişeyle dile getirdiği biçimiyle, BDS’ye yönelik
“doğrudan belirli isimleri hedefe koyan bertaraf etme” girişimlerine tanık
olmamız olasıdır.
İsrail’in bildiği en iyi şey, askerî gücün
kullanmasıdır. İsrailli diplomatlar da BDS hareketini savaşın parçası olarak
değerlendirmektedirler. İsrail, ahlâkî düzlemde ikna girişimi yönünde bir
mücadele yürüten, hiyerarşik olmayan bir toplumsal hareketle nasıl başa
çıkacağını bilmemektedir.
İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına aldığı
sürece, onca para, baskı veya “İsrail Markası” üzerine kurulu propagandanın BDS
Hareketi’ni durdurması asla mümkün değildir. Bu hareket, Filistinlilerin adalet
mücadelesine önemli katkılar sunmaya ve giderek büyümeye devam edecektir.
Hilary Aked
11 Ocak 2017
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder