Bangladeş’teki Cemaat-i İslamî isimli politik partinin
lideri, soykırım, tecavüz ve işkence suçlamaları üzerinden, 11 Mayıs 2016
tarihinde idam edildi. Ama uluslararası kamuoyundan saklanan önemli ve pek
takdim edilmeyen bir bakış açısı söz konusu: bu idamın arkasında yolsuzluk,
yargının bağımsız olmaması ve kimi politik motivasyonlar var.
Kulağınıza çalındı mı bilmiyorum ama Bangladeş’te bir
iktidar sorunu var. Uluslararası yorumcuların çoğu, Bangladeş hükümetinin
ülkedeki birçok muhalefet liderinin peş peşe suçlanmasından endişe duyuyor.
Birleşmiş Milletler yetkilileri ve İnsan Hakları Gözlem Evi, ülkenin sahte bir
demokratik aşamaya girdiğini söylüyor. İyi de ne oluyor bu ülkede ve tüm bunlar
neden oluyor?
Olayların kronolojisini özetlemekte ve ülkedeki
durumun arka planını sunmada fayda var. Bu, bizim nereden geldiğimizi
anlamamıza katkı sunacaktır. 1971’de Bangladeş, “Kurtuluş Savaşı” ardından,
Pakistan’dan bağımsızlığını kazandı. Cemaat-i İslamî partisi, bağımsızlık
hamlesine karşı çıktı. Hatta partinin destekçileri, Pakistan ordusu ile
birlikte Bangladeşlilerle savaştı. O günden beri darbeler, ayaklanmalar ve
sorunlarla yüklü seçimler, ülkedeki istikrarı sürekli bozup durdu.
2008’den beri başında Şeyh Hasina Vazid’in bulunduğu
Bangladeş Avamî Birliği iktidara geldi. 2010’da “Uluslararası Savaş Suçları
Mahkemesi”, 1971’deki Kurtuluş Savaşı’nda suç işleyen kişilerin yargılanması
amacıyla devlet eliyle kuruldu. Uluslararası toplum, mahkemenin kuruluşunu
memnuniyetle karşıladı. İnsan Hakları Gözlem Evi Asya şubesinin yöneticisi Brad
Adams, “gözlem evinin 1971 savaşı ile bağlantılı savaş suçlarından sorumlu
kişilerin adaletin karşısına çıkartılmasına dönük taahhüdünden ötürü” devleti
kutladı.
Bundan sonra yokuş aşağı iniş başladı. Bugün
uluslararası toplum, bu mahkemenin geçerliliği, dürüstlüğü ve politikleşmesi
ile ilgili kimi endişelere sahip. İktidardaki Avamî Birliği’nin politik
muhaliflerinden birinin Cemaat-i İslamî olması ve bu partinin birçok üst düzey
lideri ve üyesinin mahkeme kararlarınca asılması, mahkemenin politikleştiğine
dair endişelere yol açtı. Nizami, asılan beşinci muhalefet lideri ve savaş
suçları isnat edilen on birinci isim. Bu süreçte iktidar partisinden tek bir
isim bile suçlanmadı.
Nizami’nin ölümü, bir dizi gösteriyi tetikledi. Zaman
içerisinde mahkemenin gerçek, bağımsız ve şeffaf bir mahkeme değil, politik bir
araç olduğu daha da net görüldü.
Tek mesele, mahkemenin politikleşmesi değil. Yargının
bağımsız olmadığı, insan haklarına saygı gösterilmediğine dair çokça kanıt
mevcut.
Hukukun egemenliği ile ilgili olarak Bangladeş, en
kötü onuncu ülke. Ülkede hesap verene hiç rastlanmıyor. Her gün yolsuzluklara
tanık olunuyor. Asıl endişe verici olansa mahkemenin yaptıkları. Mahkeme,
ideolojik açıdan taraflı. Hâkimler usulleri ihlal ediyor, onların bağımsız
olmadığına dair çokça emare var.
Bu endişelerin yanında, mahkemenin kurulurken insan
hakları konusunda kimi endişeler açığa çıkmıştı. Hükümet, suçlanan insanların
haklarını savunmakla alakalı anayasal normları ihlal etmekle suçlandı. Hükümet,
sırf söz konusu mahkemeyi kurmak için bu yasaları tadil etti. Uluslararası
Adalet Kaynakları Merkezi’ne göre, sadece muhalefet liderlerinin yargılandığı
bir mahkemeye dönüştü:
Mahkeme aynı zamanda somut kanıtlardan da yoksun. Bir
mahkemede bir kişiyi suçlamak için gereken kanıtlar, ulusal hukukî normlar
özelinde ihtiyaç duyulan kanıtlardan daha az. Bu da bir kişi suçun işlendiği
sırada ülkede olmadığı koşulda bile o kişinin suçlanmasını mümkün kılıyor.
Mahkemenin durumu iyileşmek şöyle dursun, daha da
kötüleşti. Onun yozlaştığı, paranın esiri olduğu çok açık. Mutiur Rahman
Nizami’nin katli, sadece savaş suçları isnat edilen, eskiden militan iken
şimdilerde politikacı hâline gelmiş bir isme indirgenebilecek bir olay değil.
Bu ölüm cezası, bütünsel bir ifadeyle, uluslararası toplumun gösterdiği direnişe,
elde hiç delil olmamasına karşın, sorunlu hâkimlerce bir politik muhalefet
liderine verilmiş bir ceza. Bu, başını Şeyh Hasina’nın çektiği, apaçık bir
Vendetta vak’ası.
Jaan Islam
16 Mayıs 2016
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder