Rusya’da
Kızıl Muhafızlar uzun bir devrimci geleneğe sahiptir. Ta 1906’nın o devrimci
günlerinde Rus işçi sınıfı fabrikalarda kendi savaşçı birimlerini teşkil etmiş,
muzaffer olan karşı-devrim ilk işinin işçileri silâhsızlandırmak ve bu
birimleri imha etmek olduğunu anlamıştır. Ama işçiler 1917 Şubat Devrimi
esnasında kendi savunma güçlerini, yani “Kızıl Muhafızlar”ı yeniden kurmuştur.
Bu
Kızıl Muhafızlar’ın gelişimine ilk mani olan, sovyetlerin hâlen Menşevikler ve
Sosyal Devrimciler’in hâkimiyeti altında olmasıdır. Bu partiler devrimin
burjuva demokrasisinin genel çerçevesini imha etmemesi gerektiğine
inanmaktadır. Zira bu partiler, Rusya’daki gericilikten, uluslararası plandaki
genel durumdan, demokratik devrimin sosyalist bir devrime dönüşümünden
ürkmektedir. Bunlara göre bu türden bir gelişme gerici bir hareketi ve
nihayetinde de askerî-kralcı karşı-devrimcilerin zaferini koşullayacaktır.
28
Şubat 1917’de Petrograd İşçileri ve Askerleri Sovyetleri genel toplantısında
“işçi milislerinin oluşturulması” kararı alır. Ancak yedi gün sonra, 7 Mart’ta
Sovyetler yürütme komitesi bu kararı askıya alır ve işçi milislerinin sıradan
yurttaş milisleriyle birleştirilmesine dönük bir kararname çıkartılır. Bu
kararname, birleşik milislerin kontrolünü burjuvazinin eline teslim etmektedir.
Ayrı bir yapıya sahip işçi milislerinin proletaryanın bağımsız sınıf örgütü
olarak varolmasına mani olunur.
O
güne dek askerler arasında çalışmış olan Bolşeviklere bağlı askerî örgüt hızla
Kızıl Muhafızlar’ın faaliyetleri için gerekli bir merkeze dönüştürülür.
Geçici
Hükümet’in işçileri silâhsızlandırmaya dönük tüm çabaları suya düşer.
Sonrasında sağ Sosyal Devrimcilerin ve Menşeviklerin etkisi azalır. Sonuçta
Petrograd’daki işçilerin kalesi olan Viborg Mahallesi Sovyeti Nisan sonunda
ayrı bir Kızıl Muhafız birliği kurmaya karar verir. Benzer bir karar
Bolşeviklere bağlı askerî örgütün kurulmasını istediği Petrograd Fabrika
İşçileri Genel Konseyi’nce alınır. Her iki yapı da Kızıl Muhafızlar’ın amaç ve
hedeflerini şu şekilde belirlemektedir:
“Devrimin kazanılmasının
savunulması (ki bu kazanımları elde eden işçi sınıfıdır) ve yönetici sınıfların
yürürlüğe sokacağı karşı-devrimci komplolara karşı korunması.”
Petrograd
İşçileri ve Askerleri Sovyeti yayın organı Sovyet Haberleri 28 Nisan’da
Viborg’un kararına itiraz eder ve işçilerden “devrimci cephenin birliğini
bozacak bu türden tehlikeli bir yola girmemelerini” ister. Gazete Kızıl
Muhafızlar’ı devrimci proletarya ile ordu arasına sokulmuş bir kama olarak
niteler. Ona göre bu türden bir örgüt düşmana işçilerin kendilerine karşı
silâhlandığı konusunda askerleri ikna etmesi için muazzam bir fırsat
sunacaktır.
Kornilof
darbesine kadar süreç pek bir değişiklik yaşanmadan devam eder. Petrograd’da
Temmuz’da yaşanan isyanın bastırılması ardından ordu içindeki gericiler rahat
bir nefes alırlar. Geçici Hükümet isyana katıldıkları için Bolşeviklerin
tutuklanmasına dönük emirler çıkartır. Lenin ve Zinovyef Finlandiya’dadır,
Troçki ve Kamenef ise hapiste. İşçi sınıfı ise buhrandadır.
Ağustos’un
sonunda General Kornilof Petrograd’a sefere çıkar. Amacı Kerenski hükümetini
yıkıp krallığın yeniden tesisi için gerekli bir geçici aşama olarak bir askerî
diktatörlük kurmaktır.
Geçici
Hükümet işçilerden yardım talep etmek zorunda kalır. Kızıl Muhafızlar yarı
legal ve silâhlı bir yapı olarak ortaya çıkar. Petrograd’ın tüm savunması ve
Kornilof’a karşı verilen mücadele onların eseridir. 28 Ağustos’ta Petrograd
Sovyeti işçi milislerinin kurulmasına ve tüm devrimci işçilerin başkentin
silâhlı savunusuna katılımına karar verir.
Birkaç
gün içinde milislere 25.000 işçi katılır. Petrograd’da işçi milisleri olarak
bilinen Kızıl Muhafızlar Petrograd Sovyeti’nin resmi silâhlı gücü hâline gelir.
Bolşevikler bu yapı dâhilinde çoğunluğu teşkil etmektedir. Sovyetin liderliği
de Bolşeviklerin temsilcisi L. D. Trotsky’nin eline geçer. Trotsky 1905-6’dan
beri sovyetin başkan yardımcısıdır.
Kızıl
Muhafızlar sonrasında yapıyı iyice askerîleştirir. Onu çeşitli birimlere böler.
En küçük birim on üç kişiliktir. Silâhlı ayaklanma konusunda hummalı bir
çalışma içerisine girilir.
Ama
Kerenski Hükümeti Kornilof tehlikesi savuşturulduktan sonra Kızıl Muhafızlar’a
karşı operasyonlarını sürdürür. 5 Eylül’de Petrograd valisi tüm ateşli
silâhların 30 Eylül’e dek teslim edilmesini öngören bir emir çıkartır. Kızıl
Muhafızlar bu emri dikkate almaz.
Menşevikler
düzenli birliklerle silâhlı işçileri birbirine düşürmek için bir propaganda
faaliyeti yürütür. 5 Ekim’de Moskova’da düzenlenen, genel asker sovyetleri
toplantısında ordunun devrime sunduğu hizmetlere atıfta bulunan ve “sınıfın
ordusu olarak Kızıl Muhafızlar devrim davası için bir tehlikedir; zira artık
bir devrimci orduya sahibiz, bu yapı ulusal orduya karşı olduğu için
zararlıdır, bu nedenle demokrasi güçlerini bölüp devrim düşmanlarının eline koz
vermektedir. Bu da bir bütün olarak devrimci demokrasiyi zayıflatmaktadır.”
diyen bir karar önerisi sunar.
Bu
karar kabul edilmez. Şubat Devrimi’nden beri görevinin başında olan askerî
delegeler Kızıl Muhafızlar’a karşı düşmanca bir tutum takınırlar ve silâhlanma
çalışmalarını sabote ederler. Er ve erbaş ise farklı görüştedir. 12 Ekim’de
aldıkları bir kararda şunlar söylenmektedir:
“Kızıl Muhafızlar’ın
askerlere karşı yürütülen bir harekât olduğunu söyleyen yalancılara inanmayın.
Askerleri işçilerden hiç kimse ayıramaz. Onlar birlikte hareket etmelidirler.”
Ekim
ayında mücadele içerisindeki Kızıl Muhafızlar ve düzenli orduya ait devrimci
birlikler proleter devrim adına homojen hareket edecek bir silâhlı güç teşkil
etmek için bir süreliğine birleşirler. Devrimci askerler zafer sonrası
birliklerine gittiklerinde ve fabrikalarına veya köylerine geri dönmeleri için
terhis edildiklerinde Kızıl Muhafızlar’ı terk edip fabrikalar için silâhlı
birer savunma gücü olarak hareket ederler ve devrimin seçkin birliklerini
oluştururlar. Muhtelif Kızıl Muhafız oluşumları aynı değerde değildir, bu,
Bolşevik kadroların gücüne, onların cephedeki deneyimli askerlerin içine ne
ölçüde sızabildiklerine ve lider olarak seçtikleri insanların kişisel ve askerî
niteliklerine bağlı bir durumdur.
Subayların
seçiminde geçerli olan ilke genel bir ilkedir. Askerî vasıflar açısından bu
durum birliklerin verimliliğini şu veya bu ölçüde etkiler. Kızıl Muhafızlar’da
askerî beceriler politik görüşlere vukufiyete nazaran yüksektir. Onlar genelde
popülaritesi çok olana oy vermektedir. Bu da çoğunlukla demagojik tuzaklara ve
hilelere alan açar.
Kızıl
Muhafızlar karşı-devrimciler yekvücut olana dek yeni Sovyet rejimini savunma
görevini ifa ederler ve onların üzerine örgütlü askerî birlikler gönderirler.
Ama esas olarak kasabalardan ve sanayi merkezlerinden devşirilen Muhafızlar
proletarya diktatörlüğünün savunulması için gerekli bir güç iken, Beyaz Ordu’ya
mensup muvazzaf askerlerin saldırılarına maruz kalırlar. Ama gene de bu
muhafızlar iç savaşın ilk aylarında “Rus proletaryasının iç ve dıştaki
karşı-devrimcilerin operasyonlarına karşı bir zırh görevi görmüştür. Bunları
bir temel olarak ele alan Sovyet rejimi silâhlı kuvvetlerini teşkil etmiştir.
Kızıl Ordu’ya ait ilk savaşçı birlikler Kızıl Muhafız bölükleri etrafında
meydana getirilmiştir.”
Erich Wollenberg
1978
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder