ABD hükümeti, Ortadoğu’daki en fakir ülkeye, Yemen’e
karşı bir savaş yürütüyor. Bu savaş, dokuz ayı aşkın bir süredir devam ediyor.
ABD’deki Filistin dayanışma hareketinden ise çıt
çıkmıyor. Yemen kanarken bu hareket tek laf etmiyor.
Suudilerin başını çektiği koalisyon, Yemen halkının
üzerinde üç yüz gündür ABD yapımı bombalar atıyor. Düğünler, mülteci kampları,
hastaneler, mahalleler, hükümet binaları, insanî yardım ambarları bombalanıyor.
Yaklaşık altı bin Yemenli öldürüldü bu savaşta. Her
güne on iki kişi. 2.800’ü aşkın sivil öldürüldü, 5.300 kişi yaralandı.
İnsan hakları örgütleri, sivil bölgelere yönelik
işlenen savaş suçları konusunda koalisyonu sürekli suçluyor.
BM’ye göre, Suudilerin başını çektiği, Batı’nın
desteklediği koalisyon sivil kayıpların üçte ikisinden sorumlu.
Peki Amerika’daki Filistin yanlıları nerede?
Amerikalılar, Filistinlilerle neden dayanışma
içerisinde ise işte tam o nedenle Yemenlilerle de dayanışma içine girmek
zorunda.
İsrail ordusu gibi Suudi koalisyonuna da silâhlar ve
yardımlar ABD’den gidiyor. 6 Ocak’ta, Yemen’deki bir ticaret odası merkezinin
bombalanmasından bir gün sonra koalisyon, Sana kentine misket bombaları
yağdırdı. Bu bombaları imal eden Tennessee’deki Milan Ordu Mühimmatı Fabrikası
idi.
Bombalanmış binaların altından çıkan Yemenli
çocukların fotoğrafları İsrail’in Gazze’de katlettiği Filistinli çocuklara
benziyor.
Tıpkı on yıldır Gazze’yi acımasızca ve kanunsuz bir
biçimde kuşatma altına tutan İsrail gibi, Suudi Arabistan da on aydır Yemen’i
kuşatmış durumda. Ta Ağustos ayında insan hakları örgütleri, Yemen halkının
yüzde sekseninin insanî yardıma muhtaç olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Filistin direnişini savunmak için kullanılan tüm
argümanlar Yemen direnişi için de geçerli.
Tıpkı Gazze’ye dönem dönem açılan savaşlarda yaşanan
sivil kayıplardan İsrail’in sorumlu olması gibi, Suudi koalisyonu da Yemen’deki
sivil kayıplardan sorumlu.
Kassam Tugayları gibi Husiler ve diğer Yemenli
isyancıların da uçakları yok. Gökyüzünden halkların üzerine bombalar yağdıran,
İsrail ve Batı destekli koalisyon.
Yemenliler mazlum bir halk. Adaletin evrenselliğine
inanan enternasyonalistler, zalimlere karşı mazlumların safında olmaya
mecburlar.
Bu argüman, İsrail’i destekleyenlerce kullanılan
saptırmalara ve yanlış laflara benzemiyor. Kimi ukalalar, “Neden Suriye
hakkında bir şey demiyorsun?” diye soruyorlar. Oysa Yemen çok farklı bir konu.
Suriye ise oldukça karmaşık. ABD’nin konumu bile
çelişkili. Beyaz Saray Esad’ı devirmek istediğini söylüyor ama gazeteci Seymour
Hersh’ün ifşa ettiği üzere, Pentagon ona yardım ediyor. Suriye rejimi korkunç
suçlar işledi, göstericilere ateş açtı, sivil bölgeleri bombalayıp kuşatma
altına aldı, göstericilere işkence etti. ABD müttefikleri, Suudi Arabistan ve
Katar ise aşırıcı grupları destekliyor, NATO üyesi Türkiye Selefilere sınırdan
geçiş izni veriyor ve IŞİD’i desteklemekle suçlanıyor. Birçok Filistinli ve
diğer gruplar Suriye konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Oysa Yemen hiç de öyle karmaşık bir mesele değil.
Suudi Arabistan, Katar, BAE ve Türkiye’yi içeren,
Batılı müttefiklerle geleneksel emperyal güçlerin teşkil ettiği koalisyon, ABD
ve İngiltere eliyle silahlandırılıyor ve Ortadoğu’nun en yoksul ülkesine karşı
savaş yürütüyor.
Katar ve BAE, Yemen’i işgal etmiş durumda.
İsrail’se bu savaşa dair pek bir şey söylemiyor ama
ABD destekli koalisyon içindeki müttefiklerinin eylemlerini beğeniyle ele
aldığı açık. İsrailli siyasetçiler, birkaç kez Yemen’den bahsettiler. Savaşı
İran’ın saldırganlığının bir ürünü olarak değerlendirdiler. Koalisyon üyeleri
gibi İsrail de İran’ı Husileri desteklemekle suçladı.
Birçok medya ortamında bu suçlama hiçbir eleştiriye
tabi tutulmaksızın aktarıldı. Savaş, sürekli “mezhep savaşı” ve “vekâlet
savaşı” olarak tarif edildi. Ancak Gareth Porter gibi araştırmacı gazetecilerin
ortaya çıkardığı biçimiyle, İran’ın oynadığı iddia edilen rol abartılıyor,
hatta bombardıman ve yıkımı meşrulaştırmak için bu konuda sinsice yalana
başvuruluyor.
İsrail, 2014 yazında Gazze’ye karşı 51 gün süren bir
savaş yürüttüğü sırada Filistinlilerle dayanışma amaçlı gösteriler
düzenlenmişti. Washington’da her gün eylemler gerçekleştirilmişti.
Peki Yemenliler için neden gösteri yapılmıyor? Son
altı ay içerisinde New York’ta bir ya da iki gösteri yapıldı, bunlara da
katılım çok düşüktü.
Yemen’de savaş dokuz aydır devam ediyor ama
Amerika’daki Filistin yanlısı kişiler nedense sessiz kalıyor.
Kimileri şu asırlık tartışmaya işaret ederek, Yemen
gibi savaşlara bulaşmak istemediklerini söylüyorlar, zira “hareketi bölmek”
niyetinde olmadıklarını iddia ediyorlar. Ama birlik adına sessiz kalmakla
ikiyüzlülük formu olarak sessiz kalmak arasında büyük bir ayrım var.
Bu, esasen miyoplara has bir görüş. Yemen’deki savaş,
Filistin’e karşı sürmekte olan savaştan ayrıştırılamaz. Her iki ülkeye yönelik
zulmün güçleri örtüşüyor. Suudi Arabistan, Türkiye ve diğerleri Filistin
davasına sözde bağlılar, Filistinlileri sırtından bıçaklayıp kapı arkalarında
İsrail ile anlaşmalar imzalıyorlar.
Eğer Amerika’daki Filistin yanlısı eylemciler,
davalarını Filistinlilerin maruz kaldıkları zulme benzer bir zulümle mücadele
eden Yemenlilerin davası ile ortaklaştırmazlarsa, yürüttükleri siyaset
konusunda ciddi bir biçimde kafa patlatmaları ve şu soruyu sormaları gerekecek:
Dayanışma artık geçersiz mi?
Ben Norton
8 Ocak 2016
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder