Pages

26 Şubat 2016

Yemen ve Filistin


ABD hükümeti, Ortadoğu’daki en fakir ülkeye, Yemen’e karşı bir savaş yürütüyor. Bu savaş, dokuz ayı aşkın bir süredir devam ediyor.

ABD’deki Filistin dayanışma hareketinden ise çıt çıkmıyor. Yemen kanarken bu hareket tek laf etmiyor.

Suudilerin başını çektiği koalisyon, Yemen halkının üzerinde üç yüz gündür ABD yapımı bombalar atıyor. Düğünler, mülteci kampları, hastaneler, mahalleler, hükümet binaları, insanî yardım ambarları bombalanıyor.

Yaklaşık altı bin Yemenli öldürüldü bu savaşta. Her güne on iki kişi. 2.800’ü aşkın sivil öldürüldü, 5.300 kişi yaralandı.

İnsan hakları örgütleri, sivil bölgelere yönelik işlenen savaş suçları konusunda koalisyonu sürekli suçluyor.

BM’ye göre, Suudilerin başını çektiği, Batı’nın desteklediği koalisyon sivil kayıpların üçte ikisinden sorumlu.

Peki Amerika’daki Filistin yanlıları nerede?

Amerikalılar, Filistinlilerle neden dayanışma içerisinde ise işte tam o nedenle Yemenlilerle de dayanışma içine girmek zorunda.

İsrail ordusu gibi Suudi koalisyonuna da silâhlar ve yardımlar ABD’den gidiyor. 6 Ocak’ta, Yemen’deki bir ticaret odası merkezinin bombalanmasından bir gün sonra koalisyon, Sana kentine misket bombaları yağdırdı. Bu bombaları imal eden Tennessee’deki Milan Ordu Mühimmatı Fabrikası idi.

Bombalanmış binaların altından çıkan Yemenli çocukların fotoğrafları İsrail’in Gazze’de katlettiği Filistinli çocuklara benziyor.

Tıpkı on yıldır Gazze’yi acımasızca ve kanunsuz bir biçimde kuşatma altına tutan İsrail gibi, Suudi Arabistan da on aydır Yemen’i kuşatmış durumda. Ta Ağustos ayında insan hakları örgütleri, Yemen halkının yüzde sekseninin insanî yardıma muhtaç olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Filistin direnişini savunmak için kullanılan tüm argümanlar Yemen direnişi için de geçerli.

Tıpkı Gazze’ye dönem dönem açılan savaşlarda yaşanan sivil kayıplardan İsrail’in sorumlu olması gibi, Suudi koalisyonu da Yemen’deki sivil kayıplardan sorumlu.

Kassam Tugayları gibi Husiler ve diğer Yemenli isyancıların da uçakları yok. Gökyüzünden halkların üzerine bombalar yağdıran, İsrail ve Batı destekli koalisyon.

Yemenliler mazlum bir halk. Adaletin evrenselliğine inanan enternasyonalistler, zalimlere karşı mazlumların safında olmaya mecburlar.

Bu argüman, İsrail’i destekleyenlerce kullanılan saptırmalara ve yanlış laflara benzemiyor. Kimi ukalalar, “Neden Suriye hakkında bir şey demiyorsun?” diye soruyorlar. Oysa Yemen çok farklı bir konu.

Suriye ise oldukça karmaşık. ABD’nin konumu bile çelişkili. Beyaz Saray Esad’ı devirmek istediğini söylüyor ama gazeteci Seymour Hersh’ün ifşa ettiği üzere, Pentagon ona yardım ediyor. Suriye rejimi korkunç suçlar işledi, göstericilere ateş açtı, sivil bölgeleri bombalayıp kuşatma altına aldı, göstericilere işkence etti. ABD müttefikleri, Suudi Arabistan ve Katar ise aşırıcı grupları destekliyor, NATO üyesi Türkiye Selefilere sınırdan geçiş izni veriyor ve IŞİD’i desteklemekle suçlanıyor. Birçok Filistinli ve diğer gruplar Suriye konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Oysa Yemen hiç de öyle karmaşık bir mesele değil.

Suudi Arabistan, Katar, BAE ve Türkiye’yi içeren, Batılı müttefiklerle geleneksel emperyal güçlerin teşkil ettiği koalisyon, ABD ve İngiltere eliyle silahlandırılıyor ve Ortadoğu’nun en yoksul ülkesine karşı savaş yürütüyor.

Katar ve BAE, Yemen’i işgal etmiş durumda.

İsrail’se bu savaşa dair pek bir şey söylemiyor ama ABD destekli koalisyon içindeki müttefiklerinin eylemlerini beğeniyle ele aldığı açık. İsrailli siyasetçiler, birkaç kez Yemen’den bahsettiler. Savaşı İran’ın saldırganlığının bir ürünü olarak değerlendirdiler. Koalisyon üyeleri gibi İsrail de İran’ı Husileri desteklemekle suçladı.

Birçok medya ortamında bu suçlama hiçbir eleştiriye tabi tutulmaksızın aktarıldı. Savaş, sürekli “mezhep savaşı” ve “vekâlet savaşı” olarak tarif edildi. Ancak Gareth Porter gibi araştırmacı gazetecilerin ortaya çıkardığı biçimiyle, İran’ın oynadığı iddia edilen rol abartılıyor, hatta bombardıman ve yıkımı meşrulaştırmak için bu konuda sinsice yalana başvuruluyor.

İsrail, 2014 yazında Gazze’ye karşı 51 gün süren bir savaş yürüttüğü sırada Filistinlilerle dayanışma amaçlı gösteriler düzenlenmişti. Washington’da her gün eylemler gerçekleştirilmişti.

Peki Yemenliler için neden gösteri yapılmıyor? Son altı ay içerisinde New York’ta bir ya da iki gösteri yapıldı, bunlara da katılım çok düşüktü.

Yemen’de savaş dokuz aydır devam ediyor ama Amerika’daki Filistin yanlısı kişiler nedense sessiz kalıyor.

Kimileri şu asırlık tartışmaya işaret ederek, Yemen gibi savaşlara bulaşmak istemediklerini söylüyorlar, zira “hareketi bölmek” niyetinde olmadıklarını iddia ediyorlar. Ama birlik adına sessiz kalmakla ikiyüzlülük formu olarak sessiz kalmak arasında büyük bir ayrım var.

Bu, esasen miyoplara has bir görüş. Yemen’deki savaş, Filistin’e karşı sürmekte olan savaştan ayrıştırılamaz. Her iki ülkeye yönelik zulmün güçleri örtüşüyor. Suudi Arabistan, Türkiye ve diğerleri Filistin davasına sözde bağlılar, Filistinlileri sırtından bıçaklayıp kapı arkalarında İsrail ile anlaşmalar imzalıyorlar.

Eğer Amerika’daki Filistin yanlısı eylemciler, davalarını Filistinlilerin maruz kaldıkları zulme benzer bir zulümle mücadele eden Yemenlilerin davası ile ortaklaştırmazlarsa, yürüttükleri siyaset konusunda ciddi bir biçimde kafa patlatmaları ve şu soruyu sormaları gerekecek:

Dayanışma artık geçersiz mi?

Ben Norton
8 Ocak 2016
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder