24 Şubat 1966’da Gana bağımsızlık hareketi lideri ve
yirminci yüzyıl Afrika devrimi mücadelesinin baş mimarı Dr. Kwame Nkrumah’ya
karşı bir darbe gerçekleştirildi. 1949’da kurduğu Halk Kongre Partisi eskiden
İngilizlerin sömürgesi olan Altın Sahil’i 1957’de ulusal bağımsızlığına
kavuşturmuştu.
Darbe esnasında Vietnam’daki ABD müdahalesine son
vermek için görevlendirilmiş bir barış misyonunda yer alan Cumhurbaşkanı
Nkrumah, Çin Halk Cumhuriyeti başbakanı Chou En-lai’ye danışmak için Pekin’e
uğradı, oradan da Hanoi’ye gitmeyi planlıyordu. Nkrumah, Chou ile bir araya geldi
ve orada Chou’ya Gana’da askerî darbe olduğu söylendi. Chou, ilk başta inanmadı
ama sonrasında Çinli lider, devrimci mücadelede bu türden yenilgilerin
yaşanabileceğini söyledi.
Darbeyi alt rütbe askerler ve polisler
gerçekleştirmişti. Bu noktada askerler ve polisler, CIA ve ABD dışişleri
bakanlığından yardım aldılar ve onlarla koordineli bir çalışma yürüttüler. Halk
Kongre Partisi [HKP] üyeleri öldürüldü, tutuklandı, sürgüne gönderildi, öte
yandan, parti basını, ulusal radyo ve televizyon istasyonları ele geçirildi.
CIA ve iktidarı ele geçiren ordu-polis kliği, HKP bürolarına saldırması için
karşı-devrimci kalabalıkları cesaretlendirdi. Nkrumah’nın ve diğer sosyalist
liderlerin kitapları yakıldı.
Kendilerini “Ulusal Kurtuluş Konseyi” [UKK] olarak
adlandıran darbe liderleri ülkeye sığınmış, Gana’dan politik ve askerî eğitim
alan ulusal kurtuluş hareketlerine mensup kadroları sınır dışı etti. Gana
devriminin ve Afrika devrimlerinin diğer dost müttefikleri hükümetteki, eğitim
sektöründeki ve medyadaki görevlerinden uzaklaştırıldılar.
Genel kanaate göre CIA, ilk başta sürece epey müdahil
olmuştu. Lyndon Johnson yönetimindeki ABD dışişleri bakanlığı dosyalarının
üzerindeki gizliliğin kaldırılmasından sonra bu gerçek tüm çıplaklığı ile görüldü.
Afrika’dan sorumlu dışişleri müsteşarı G. Mennen Williams, Nkrumah’nın Yeni
Sömürgecilik: Emperyalizmin Son Aşaması isimli kitabın yayımlanması
ardından, 1965 sonunda Washington’daki Gana büyükelçiliğine bir protesto
mektubu göndermişti. Kitapta Washington ve Wall Street’in Afrika’daki hâlen
devam eden azgelişmişlikte oynadığı merkezî rol üzerinde duruluyordu.
Nkrumah ve Afrikalı-Amerikalı Tarihi
Nkrumah, 1909’da Gana’nın Nzima bölgesinde doğdu.
Yüksek eğitimi için 1935’te ABD’ye gitti. Pensilvanya Lincoln Üniversitesi’nde
1854’te kölelik döneminde kurulan Siyah Tarihi Koleji’nde okudu.
Üniversite, sosyal bilimler, felsefe ve teoloji
eğitimi alan Nkrumah için ideal bir ortam sundu. Afrikalı Öğrenciler
Derneği’nin yürüttüğü çalışmalar üzerinden Afrikalı-Amerikalı mücadelesine
dâhil oldu. Derneğin birkaç yıl başkanlığını yaptı. Aralarında Dr. W. E. B. Du
Bois, Dr. William A. Hunton ve Paul Robeson’ın bulunduğu Afrika Çalışmaları
Konseyi’nde yer aldı.
Üniversite günlerinde Nkrumah berbat işlerde çalıştı,
yoksulluk çekti. Ruhsatlı presbiteryen papazı oldu. Bu sayede Afrikalı-Amerikalı
kiliselerinde konuşma imkânı buldu.
1945’te ABD’den ayrıldıktan sonra İngiltere’ye yerleşti.
İki yıl kaldığı bu ülkede, Manchester’da Beşinci Panafrika Kongresi’ni örgütledi.
Toplantının başkanı Du Bois’ti. Diğer Afrikalı kurtuluş hareketleri de bu
kongrede yer aldılar. Kongreye katılan isimlerden bazıları şu şekilde:
yirmilerin sonu ve otuzların sonunda Komintern ile çalışma yürütmüş olan
Trinidadlı George Padmore; solcu Marcus Garvey’nin eşi Ashwood Garvey; Kenyalı
Jomo Kenyatta ve sendikalar ve çiftçi örgütleri temsilcileri, ayrıca kimi
öğrenciler.
1947 sonunda Gana’ya dönen Nkrumah, 1949’da Halk
Kongre Partisi’ni kurdu. İngiliz emperyalizmine karşı halkı örgütlediği suçuyla
iki kez hapse atıldı. Şubat 1951’de sömürgecilerin kontrolünde gerçekleşen
reform seçiminde partisinin aldığı destek sayesinde Nkrumah hapisten çıktı ve
ülke Mart 1957’de bağımsızlığına kavuşana dek yürürlükte kalacak geçici
düzenlemenin parçası olan hükümet işleri lideri olarak atandı.
Bağımsızlık dönemi boyunca Gana, Afrikalı-Amerikalı
siyasetçiler, sanatçılar, uzmanlar ve işadamları için bir sığınak hâline geldi.
Bunların bir kısmı Nkrumah’nın hükümetini destekledi, zira bu kesimler, 1961
sonrası CIA ve dışişleri bakanlığının baskılarına maruz kalmışlardı.
Yüzlerce Afrikalı-Amerikalı, Gana’ya yerleşti. Bu
isimler arasında yazar, dansçı ve Afrika kurtuluş hareketlerinin destekçisi
Maya Angelou, Mayıs 1964’te Gana’yı ziyaretinde Malcolm X’e mihmandarlık yapan
işçi ve eğitimci St. Louis’li Alice Windom ve Gana’yı terk ettikten sonra
Çin’de Robert Williams ve Mabel Williams ile çalışmış komünist parti üyesi ve
sendikacı Vicki Holmes Garvin bulunmaktadır.
Robert Williams’a yapılan saldırılar esnasında ABD’yi
terk eden romancı ve deneme yazarı Julius Mayfield, Gana’da çıkan African
Review gazetesinde gazeteci ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Gazete,
HKP hükümetini destekleyen, panafrikanist bir gazeteydi. Gana vatandaşlığı
verilen W. E. B. Du Bois Encyclopedia Africana’nın direktörü yapıldı. Du
Bois’in eşi Shirley Graham Du Bois, politik örgütçü, komünist parti üyesi,
velut bir yazar ve yapımcıydı. Nkrumah, onu Gana Ulusal Televizyonu’nun başına
getirdi.
Şubat 1966’daki darbenin ardından birçok ilerici Afrikalı-Amerikalı,
ülkeden zorla çıkartıldı. Bu, iktidara gelen Ulusal Kurtuluş Konseyi’nin
emperyalizm yanlısı niteliği ile ilgili bir gelişmeydi. Dr. Du Bois, Ağustos
1963’te vefat etti. Gana hükümetinde önemli bir sima olarak çalışmakta olan
Shirley Graham Du Bois ev hapsine alındı. Gana’yı terk ettikten sonra Mısır’a
ve oradan da Çin’e gitti. 1976’da burada vefat etti.
50 Yıl Sonra: ABD Afrika’yı Hâlâ İstikrarsızlaştırıyor
Afrika’ya dönük müdahalelere karşı yürütülen antiemperyalist
mücadele, 1966 yılında olduğu gibi bugünde geçerliliğini muhafaza ediyor.
Nkrumah’yı deviren darbeden elli yıl sonra CIA ve dışişleri bakanlığı, hâlâ
Afrika devletlerini ve ilerici hareketleri istikrarsızlaştırmak için elinden
geleni yapıyor. ABD Afrika Komutanlığı [AFRICOM] kıtanın muhtelif bölgelerine
havaalanları, insansız hava aracı istasyonları ve askerî üsler inşa ediyor.
Nkrumah’yı deviren darbeyi tasarlayan, ABD
emperyalizmi. Burada amaç, Afrika devriminin ilerleyişini durdurmak ve Afrikalı-Amerikalıların
mücadelesinin uluslararasılaşmasına mani olmaktı. Ancak altmışların sonundan
doksanlara kadar tüm dünya genelinde dayanışma yönünde atılan adımlar arttı.
Güney Afrika ve Namibya’daki beyaz azınlığı idaresine ait kalıntılar
temizlendi.
Burada şu tespiti yapmak önemli: Nkrumah’yı otuzlardan
1966 darbesine, oradan da Romanya’da 1972’de ölene dek etkileyen ana unsur,
politik Afrikalı-Amerikalı örgütleridir.
Genç Afrikalı-Amerikalı eylemciler, ABD’deki,
Karayipler’deki, Latin Amerika’daki, Avrupa’daki ve Afrika’daki kurtuluş
mücadelesiyle nerelerde kesiştiğini incelemelidirler. İkinci Dünya Savaşı
sonrası dönemden yirmi birinci yüzyılın başına dek ulusal kurtuluş, panafrikan
birliği ve sosyalist perspektif açısından muazzam kazanımlar elde edilmiştir.
Bugün ABD’deki gösterilerde polis karşıtı gösterilere
ve Afrikalı-Amerikalılara karşı uygulanan şiddetin protesto edildiği eylemlere
vurgu yapılmalı ama Afrika’da süren mücadeleleri de görmezden gelinmemeli. Bu
gelişmeye dikkat edilmezse Afrikalı-Amerikalı hareketi, tüm Afrika’da kendisi
gibi düşünen güçlerin oluşturduğu müttefiklerden kopacaktır. Ayrıca,
enternasyonalizme yapacağı vurgu ile birlikte Afrikalı-Amerikalı mücadelesi,
tüm dünya genelinde müttefikler elde etmek suretiyle bastırılması güç bir
potansiyele kavuşacaktır.
Abayomi Azikiwe
21 Şubat 2016
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder