Kahire’de 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü barışçıl
gösteriler düzenleyen yüz binlerce insan, altı hafta süren ve 25 Ocak 2011’deki
devrim sonrası iktidara gelen ilk seçilmiş cumhurbaşkanını deviren askerî darbe
sonrası demokrasinin yeniden tesis edilmesini istedikleri oturma eylemine son
veriyorlardı.
Rabia Meydanı’nın dışında konuşlanmış, silâhlı
araçları, buldozerleri ve helikopteri ile binleri bulan polis birlikleri,
meydanı tüm acımasızlığıyla bir katliam sahnesine dönüştürme emirlerini ifa
ettiler.
Aralıksız on saat süren ateş sonucu genç, yaşlı kadın,
yüzlerce şehid toprağa düştü. Otuzdan fazla çocuk katledildi. Tüm o insanlar
tam bir soğukkanlılıkla öldürüldüler.
Uluslararası Af Örgütü bugünü “Mısır’ın En Karanlık
Günü” ilân ederken, İnsan Hakları Gözlem Evi de bu katliamın modern tarihte
göstericilere karşı, tek bir gün içerisinde yapılmış en büyük kitlesel katliam
olduğunu söyledi ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu duyurdu.
Eldeki kayıtlara göre, katliamda 868 insan öldürüldü,
on kişi kayboldu, onu ise herhangi bir belge olmaksızın toprağa verildi.
Dört gün sonra bir hapishane aracında gözaltındaki 37
kişi katledildi, 200’den fazla insan ise işkence ve yetersiz tıbbî hizmet
sebebiyle öldü.
Bugüne dek Rabia Katliamı aradan geçen iki yıla karşın
aralıksız sürdü. Ölü, yaralı ya da gözaltında olan mağdurların haklarının
iadesi konusunda herhangi bir ciddi çaba ortaya konmadı, katliamın
sorumlularını adalet önüne çıkartacak tek bir soruşturma bile açılmadı.
Rabaa Story
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder