1936
tarihli SSCB Anayasası İncil’den iki ayet içerir:
“Çalışmayan yemek de yiyemez.”
“Herkesten yeteneğine göre, herkese çalışmasına göre.”
Bu
konuda gerekli bir ipucu, ikinci metnin kökenlerindeki az da olsa mevcut olan
muğlâklıkta bulunabilir, zira bu metin Elçilerin İşleri 4:35’teki metinle tam
olarak aynı değil. Bu ipucu, İncil’den gelip Lenin ve SSCB’deki ilk dönem
Bolşevik hükümetinin sloganları üzerinden sadece Joseph Stalin’e ulaşan bir
özgül tefsir güzergâhı olduğunu varsayıyor.
2.
Selanikliler’deki metinle başlayalım: “Çalışmayan yemek de yiyemez.”
Bolşevikler arasında bu sözü kullanan ilk kişi, Lenin’dir. Söz 1918’de, Birinci
Dünya Savaşı ve İç Savaş’taki Beyaz Ordular yüzünden demiryolu ulaşımının
aksaması üzerinden tahıl yokluğunun sebep olduğu kıtlık esnasında sarf edildi.
Tahıl yokluğu, vurguncuların yaygın spekülasyonuna yol açtı. Bu vurguncular
taşradaki kulaklar, şehirlerde de işletme sahipleriydi. Bu bağlamda Lenin
Petrograd’da bir grup işçiye şunları söylüyordu:
“Çalışmayan yemek de
yiyemez. Her emekçi bunu anlar. Her işçi, her fakir, hatta orta düzey köylülük,
ömründe çile çekmiş herkes, kendi emeğiyle geçinmiş her insan bu tespiti kabul
eder. Rusya nüfusunun onda dokuzu bu hakikati asla reddetmeyecektir. Bu basit,
temel ve apaçık hakikat sosyalizmin temelini, iptal edilemeyecek kaynağını,
onun nihai zafere dönük yok edilemez vaadini teşkil eder.”
[Toplu Eserler, Cilt 27, s. 391-2]
İç
Savaş yoğunlaşıp yokluk sürdükçe 2. Selanikliler’den alıntılanan metin
ajitpropun ana niteliği hâline geldi. Bu söz köylere ve şehirlere asılan
afişlere yansıdı. Moskova metropolitanı Aleksandr Vvedenski’ye şu sözleri
ettiren de bu cümleydi:
“Çalışma ilkesine bağlı
olduğunuzu söylediğinizde size ‘çalışmayan yemek de yiyemez’ sloganını
anımsatırım. Bu sözü birçok farklı şehirde asılı olan devrimci afişlerde
gördüm. Bu sloganın alındığı, Havari Paul’un Selaniklilere yazdığı mektubuna
hiçbir atıfta bulunulmamış olması beni üzdü.”
[Vvedensky, Lunacharsky, Religia i prosveshchenie içinde,
1985, s. 193]
Öyleyse
Stalin’in bu cümleyi Lenin’in onayıyla bu kadar çok kullanması, hatta ilgili
sözün 1936 tarihli Sovyet Anayasası’nda karşımıza çıkması pek şaşırtıcı
olmamalı.
Peki,
Anayasa’dan alınan ikinci cümleye ne demeli? “Herkesten yeteneğine göre,
herkese çalışmasına göre.”
Bence
bu söz Elçilerin İşleri 4:35’in 2. Selanikliler 3:10’un ışığında yeniden
yorumlanmasından ibaret. Bu yeniden yorumu bir zamanların teoloji eğitimi
almış, hevesli bir İncil talebesi Joseph Stalin yapıyor. O hâlde işe önce
Elçilerin İşleri ile başlayalım:
“Aralarında yoksul yoktu.
Çünkü toprak ya da ev sahibi olanlar bunları satar, sattıklarının bedelini
getirip elçilerin buyruğuna verirlerdi; bu da herkese ihtiyacına göre
dağıtılırdı. Onu havarilerin buyruğuna verirler, o herkese ihtiyacına göre
dağıtılırdı.”
[Elçilerin İşleri 4:34-35]
Buradaki
bağlam, ilk dönem Hıristiyan komünizminin kısa bir değerlendirmesiyle ilgili.
İlk dönem Hıristiyan komünizminde her şey ortaktı ve kimsenin özel mülkiyeti
yoktu (ayrıca bakınız: Elçilerin İşleri 2). Herkes elindeki her türden serveti
ortak mülkiyete verir, ardından bunlar ihtiyaca göre dağıtılırdı. Bu pasajın
muhtelif yorumlarına dair o uzun tarihin içine dalmak arzusunda değilim ama
gene de Elçilerin İşleri 4:35’in nihayetinde “herkesten yeteneğine göre,
herkese ihtiyacına göre” şeklinde ifade edilen o sosyalist slogana dönüştüğünü
ifade etmek gerek. Engels’in devrimci Hıristiyanlık ile ilgili yürüttüğü
tartışmanın burada belirli bir tesiri söz konusu, zira onu Marx da kullanıyor.
Ama
1936 tarihli Sovyet Anayasası sloganın bu versiyonunu kullanmıyor. Bunun yerine
“herkese çalışmasına göre” diyor. Burada sorumluluk Stalin’in tefsir
çalışmasına ait. 1924 tarihli anayasanın bir revizyonu olan 1936 tarihli
anayasanın oluşumuna katkı sunan metinlerde Stalin, cümleyi o günlerde
sosyalizm ve komünizm arasında gayet iyi belirlenmiş bir ayrımın ışığında
yorumluyor. Burada sosyalizm komünizmin ilk aşamasıdır ve nihayetinde belirli
bir zamansal çerçeveden yoksun olsa da, tam manasıyla gelişmiş olan bir
komünizme dönüşür. Esasında yirmilerin sonunda ve otuzlarda ekonomik ve sosyal
hayatın endüstrileştirilmesi, kolektifleştirilmesi ve toplumsallaştırılmasına
dönük coşkulu ve alabildiğine bozucu dürtülerin ardından, hükümet, sosyalizmin
Sovyetler Birliği’nde gerçekleşmiş olduğunu ilân eder. Ama komünizm henüz
gelmemiştir.
Bu
sebeple Stalin iki slogan arasında ayrım yapar. Biri sosyalizm, diğeri de
komünizm için uygundur. Sosyalizm koşullarında uygun slogan “herkesten
yeteneğine göre, herkese çalışmasına göre”dir. komünizm koşullarında ise bu
slogan “herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre”ye dönüşür. İlk
slogan, açık biçimde 2. Selanikliler ile Elçilerin İşleri 4’ün bir
birleşiminden ibarettir. Bir insan, sadece yaşamak için çalışmaya ihtiyaç
duymakla kalmaz (burada hedefte kapitalistler ve tembel zenginler durmaktadır)
ama aynı zamanda yeteneğine göre çalışır ve yaptığı işe göre hakkını alır.
İyi
ama bu söz pratikte ne anlam ifade eder? İnsanlara ücretleri, sundukları emek
kadar yapılacaktır. Yani yetenekler bakımından, emek tipi açısından ve
sosyalist projenin toplam iyiliğine yaptığı katkı üzerinden (makul) farklı
ödeme ölçekleri mevcuttur. Bu söz, aynı zamanda bir insanın kendi emeğinin
sorumluluğunu alması ve aynı işte bir süre kalması gerektiğini anlatır. Bu,
“herkesin aynı ücreti aldığı, eline eş miktarda et ve ekmek geçtiği, herkesin
aynı kıyafetleri giydiği ve aynı miktarlarda mal temin ettiği ‘eşitlikçilik’
fikrine uzak olan bir yaklaşımdır ki bu tür bir sosyalizm Marksizme
yabancıdır.” [Stalin, Eserler, Cilt 13, s. 120]
Komünizm
farklı mı? Bir açıdan, evet. Zira komünizm, “emeğin geçimlik bir araç olmaktan
çıkıp insanın asli gereksinimi hâline geldiği, toplum için gönüllü emeğe
dönüştüğü dönemdir.” (s. 121). Ama komünizm, emekle ilişki noktasında, bireyci
eşitlikçiliğin tuzağına düşmeme bağlamında, sosyalizme benzer. İnsan,
yeteneğine göre belirli bir emek sunar ve ona ihtiyaçları verilir. Yeteneklerin
de ihtiyaçlar gibi farklılık arz edeceği açıktır. Zira hayatın mevcut aşamasına
bağlı olarak bir insanın çocukları olabilir de olmayabilir de, o kişi hasta
olabilir de olmayabilir de.
İncil’deki
iki cümlenin sosyalist versiyonu o güne dek yürürlükte kalmıştır:
“Herkesten yeteneğine göre, herkese çalışmasına göre.”
Roland Boer
25 Mart 2015
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder