Eğer Yahudilere ve Yahudiliğe hakaret edip Holokost’u
alaya almakta uzmanlaşmış bir Batılı dergi ile bu derginin karikatüristleri
(dün Paris’tekine benzeyen türden) korkunç bir saldırıya maruz kalsalardı, tek
bir Batılı yazar veya gazeteci bile o dergiyle dayanışma içerisine girmeye
cesaret edemezdi. Tek bir kişi bile.
Ben Charlie Hebdo değilim, olamam da. Ayrıca lütfen
bana derginin tüm dinleri hicvettiğinden de bahsetmeyin. Bu doğru değil. Dergi,
Müslümanları ve İslam’ı alay almakta, onlara (üstelik sadece radikal
Müslümanlara değil, tüm Müslümanlara) hakaret etmekte uzmanlaşmış bir dergiydi.
Hayır, bu duruş benim saldırıyı kınamadığım anlamına
gelmiyor. Ama dergiye saldıran teröristler sizin teröristleriniz, benim değil.
Bunlar, Batı’nın o kötü teröristleri eğitip
silâhlandırdığı ve beslediği koşullarda, üç yıldan fazla bir süredir “ılımlı
isyancılar” diyerek romantize ettiği kişiler; bu kişiler, Suriye’de hüküm süren
Batı politikalarının çocukları.
Benim gibi solcu Araplar uzun zamandan beri, Batı
politikalarının ahmaklıkları ile söz konusu politikaların bu türden kötü
teröristler üreteceği, seksenlerde Afganistan’da çekilen filmin tekrarlanacağı
konusunda uyarılarda bulunuyoruz.
Emir Muhsin’in de yazdığı biçimiyle bu, sizin İslam
versiyonunuz: Suudi Arabistan’da silâhlandırdığınız bir versiyon.
Esad Ebu Halil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder