1. Özeleştiri, mikro düzeydeki kitle çizgisidir.
“Kitlelerden kitlelere” uzanan kitle çizgisi, mazluma zalim karşısında güç
veren devrimci bir formül dâhilinde gelişkin fikirlerin yoğunlaştırılmasını
içerir. İnsanın kendisini sorgulaması ve kendisine karşı hamle yapması
anlamında özeleştiri, radikal eylemcinin kitle çizgisine iştirakini mümkün
kılar ve onun kendisini kitle çizgisine göre disipline etmesini sağlar. Hem
düşüncede hem de eylemde burjuva yönün imha edilmesi suretiyle özeleştiri
sahibi bir devrimci, düşünce ve eylemde, kitlelerin gelişkin fikirlerini öne
çıkartma ve bunları yoğunlaşmış teori/praksis dâhilinde sentezleme imkânı
bulur.
2. Özeleştiri, kişiyi ve onun oluşum sürecini politik
açıdan sağlıklı, doğruya yönelmiş ve dinamik kılar. Dogmalar, hayata kayıtsız
düşünce biçimleri ve eleştirilmeyen davranışlar, ezoterik bir değersizlik
kültürüne yol açarlar. Değersizlik kültürü, değersiz olmaktan başka bir işe
yaramaz; o, tarih çalışan akademisyenlerin düştüğü basit birer dipnottan ibaret
kalır.
3. Yanlış olmak, doğru olmanın tek yoludur. Dün
faydalı olanın bugün faydalı olması beklenmemelidir. Tüm “faydalı” bilimler,
değişim modelleri, belirsizlik ve tesadüfîlik üzerine kurulurlar, bu sebeple,
tahmin ve izah amaçlı geliştirilen yöntemler, kendi ilgili sahalarında epey
kıymet görürler. Bazen çok zor bir karar alıp düşündüğümüz şeyin faydalı olduğu
tespitini silerek, yaklaşımımızı ve hedeflerimizi yeniden tahayyül etmemiz
gerekir. Bu, (her ne kadar kendisi de faydalı olsa da) bir tür pragmatizm değil,
hem radikal hem de tekrarlanabilir olan “başarı”ya yönelik bir adımdır.
4. Devrimci güç, devrimci bir uzama muhtaçtır.
Kapitalizmin-emperyalizmin uzamsal hâkimiyeti sürekli yeniden tariflenmekte ve
kavramsallaştırılmaktadır; şurası kesin ki, bu hâkimiyet, aynı zamanda
genişlemekte ve pekiştirilmektedir. Radikallerce ifa edilecek gerçek bir
faillik, devrimci bir iktidar karşıtlığı için gerekli uzamı sunar: hayaletimsi,
amorf biçimleri dâhilinde kişinin yıkıma uğratılması, bu uzama dairdir. Bu
uzamlardan iktidara meydan okunur, o eleştirilir ve zalimin hegemonyası alt
edilir. Bu uzamlardan İkili İktidar kurulur, beyaz egemenliğine, erkek
hâkimiyetine dayalı ataerkil kapitalizm mağlup edilir, kalıntıları aşılır. Bu
uzamlardan, tarih zalimlerden kurtarılır.
5. Özeleştiri, artık kapitalizme doğrudan tabi olmayan
“benliğin anlamı”nı tarihselleştirir. Hümanist bir ses çınlaması riskini göze
alarak, şunu not etmeliyim: “benliğin anlamı”nın tarihselleştirilmesi,
özgürleştirilmiş bir toplumun moleküler düzeyde kuruluşudur. Her ne kadar
“tarihsel kopuşlar” olarak görülen olaylardaki tesadüfîlik bakımından hümanist
ya da determinist diye bir şey yoksa da, toplumsal gerçekliğimizin karşı
koyduğu ve dönüştüğü yolda kendine has “içkin bir unsur” mevcuttur. Belki de en
kapsamlı kontrol rejimi, “anlam” alanında tatbik edilmektedir; eğer bu kontrole
karşı koyar, söz konusu alanı dönüştürürsek, o vakit tarih gerçek manada
kırılır ve istediğimiz biçimde bilinmeyene yaklaşmaya başlarız.
Zak Brown
8 Ekim 2014
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder