Pages

10 Ekim 2014

Hong Kong'daki Şemsiye Eylemleri


1997’de Çin Halk Cumhuriyeti’nin Britanya emperyalizminden geri alındığı ve onun yasal parçasını teşkil eden Hong Kong’da “şemsiye devrimi” olarak anılan eylemlilik süreci, EuroMaidan ve Tiananmen Meydanı’nda görüldüğü üzere, burjuvazinin önderliğinde gelişen, ilhamını emperyalistlerin verdiği, orta sınıfa dayanan bir hareketin ürünüdür.

Şemsiye devrimi liderlerinin ABD emperyalizmiyle kurdukları bağları ifşa eden birçok makale kaleme alınmıştır, dolayısıyla ben burada genel kimi sorulara odaklanacağım.

Maidan ve Libya ile Suriye’de yaşanan karşı devrimci isyanlarda görüldüğü üzere, bu gösteriler, ulusal kurtuluş hareketlerinin (Çin örneğinde sosyalist devrimin) mirasına karşı, sömürgeci zulmün bayrağı altında gerçekleşmektedir.

Bir zamanlar şeytanlaştırdıkları düşmanlarından birini hedef alan protesto hareketi hakkında Batılı emperyalist medya kibirli kimi cümleler kuruyorsa, bu cümleler, onların ne tarafta durduğuna dair açık bir delil olarak görülmeli, Hong Kong’da, anakara Çin’de veya başka yerlerde işçiler için iyi bir şeylerin olmayacağı gerçeğini ifşa ediyor olmalıdır.

Hong Kong’daki mevcut kriz aynı zamanda, Komünist Parti’nin halk desteğine sahip olan ve Maoist dönemin komünist ruhunu destekleyen lideri Bo Xilai’yi defeden siyasetin tasfiye edilmesi, komünist ruhun yeniden diriltilmesi ve sosyalist kalkınma yoluna geri dönülmesi üzerinden, Çin Devrimi’nin güçlendirilmesini isteyen parti yanlısı gerçek sol güçlerin başarısızlığa uğratılmasının da bir sonucudur.

Hong Kong’daki “demokratik” gösterilere ilişkin hararetli haberlerin aksine, şirket medyası, Bo Xilai’nin ve Çin’deki gerçek solculuğa geri dönüşü arzulayan başka isimlerin suçlanması sürecine katılıp bu sürece gaz vermiştir.

Tekrarlamakta fayda var: Çin bir işçi devletidir. Çin’de hiçbir zaman bir karşı-devrim gerçekleşmemiştir. Ama emperyalizmin, özellikle ABD emperyalizminin şemsiye hareketi ve buna benzer hareketler üzerinden ulaşmayı umduğu hedef bir karşı-devrim süreci başlatmak yönündedir.

Marksist teoride ya da tarihsel deneyimde, Çin’de kapitalist bir karşı-devrimin gerçekleştiğini beyan etmemiz için gerekli bir zemin mevcut değildir. Bu yönde iddiası olanlar şu iki hatalı eğilime mensup kişilerdir: ya Çin’in gerçek bir sosyalist devrim olduğuna hiçbir vakit inanmamış olanlar (ister kabul etsinler ister etmesinler, birçok Troçkist grup bu kategoridedir) ya da Mao’nun ölümü sonrası mucizevî biçimde Çin devletinin sınıfsal niteliğinin bir şekilde değiştiğini, ardından da politik liderlikte Thermidor’cu bir değişim yaşandığını söyleyen kimi Maoist grupların hattını dogmatik biçimde takip edenler.

Vakit, emperyalizm, kapitalizm yanlısı, anti-demokratik karşı-devrime karşı, Çin işçi devletinin ve Halk Kurtuluş Ordusu’nun safında olma vaktidir.

Vakit, Çin’de Lenin ve Mao Zedung’un ruhuyla, devrimci komünizmi yeniden diriltme vaktidir!

Redguard

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder