Pages

18 Ağustos 2014

Filipinler Komünist Partisi


Dünyanın En Uzun Komünist Devrimi

Hakkında Bilinmesi Gereken On Şey

 

1. Filipinler Komünist Partisi (FKP) 26 Aralık 1968’de Alaminos, Pangasinan’da yeniden kuruldu. Silâhlı kanadı Yeni Halk Ordusu (YHO) 29 Mart 1969’da Capas, Tarlac’ta oluşturuldu. Partinin de içinde yer aldığı Ulusal Demokratik Cephe (UDC) isimli devrimci ittifak ise 24 Nisan 1973’te kuruldu. FKP-YHO-UDC, silâhlı devrimi, kurtarılma imkânını hâlihazırda tüketmiş mevcut sistemin yerine başka bir sistem koyma noktasında, etkin ve nihai çözüm yolu olarak görmektedir.

Başlangıcından beri FKP ilhamını, komünist liderler Karl Marx, Frederick Engels, Vladimir Lenin ve özellikle de Mao Zedung’un öğretilerinden alır, Mao’ya yönelik ilginin özel nedeni ise, ülkenin içinde bulunduğu koşulların 1949 Devrimi öncesi Çin koşullarına benziyor oluşudur. YHO’nun ilk liderleri, II. Dünya Savaşı esnasında Japon işgaline karşı gerçekleştirilen Filipin direnişinde aktif rol almış olan Huk Ordusu’nun köylü ve genç üyeleridir. UDC, halkın demokratik cumhuriyetini kurma noktasında, birliğin temeli olarak on maddelik bir program hazırlamıştır (bu program sonrasında 12 maddeye çıkartılmıştır.).

2. FKP, kentlerin kırsaldan kuşatılmasına dayalı Maoist askerî stratejiyi benimsemiştir, bu strateji, daha önce Filipinler’de uygulamaya sokulmamış bir stratejidir. YHO, sıkıyönetim esnasında yaşanan zorlu koşullarda mevcut gücünü korumayı bilmiş, hatta gelişme kaydetmiştir. Komşu devletleri komünist ya da Amerika karşıtı olan Vietnam’daki coğrafî avantajlardan yoksun olan ordu, ulus genelinde gerilla savaşı vermiştir.

3. Seksenlerde Güneydoğu Asya’daki birçok komünist parti yenilmiş ya da lağvedilmiş iken FKP ilgili dönemde önemli bir askerî güç ve politik etkiye sahip olmuştur. Filipinler Ordusu bile UDC’nin gücünün 1986’da zirveye ulaştığını, ülke genelinde üye sayısının 25.ooo civarında olduğunu söylemiştir. YHO ise bir bildiriyle, söz konusu rakama birkaç yıl önce ulaştığını söylemiş, seksenlerde gelişmiş tüfeklere sahip savaşçı sayısını kontrol altında tuttuğunu duyurmuştur.

4. FKP’nin yeniden kuruluş süreci, ellilerde önemli politik kayıplar yaşamış eski komünist partisinin (Partido Komunista ng Pilipinas, 1930) acı deneyiminden sonuçlar çıkartan gençlerin başlattığı bir arındırma hareketinin mirasıdır. Otuz yıl sonra FKP, kuruluş ilkelerini yeniden teyit eden yeni bir arındırma kampanyası daha gerçekleştirmiştir.

Sovyet bloku dağıldığında, FKP, dünya genelinde Marksizmi savunmayı sürdüren birkaç komünist partiden biridir. Partiye göre, doksanlarda Sovyet Rusya çöktüğünde itibarsızlaşan sosyalizm değil, revizyonizmdir.

FKP, seksenlerde ciddi politik hatalar yaptığını kabul eden ilk Filipinli politik partidir. Partiye göre, bu önemli yanlışlar, kentlerdeki kitle tabanının ve kitle desteğinin küçülmesine yol açmıştır. Ayrıca parti, kimi YHO birimlerinin sebep olduğu insan hakları ihlalleri ve aşırılıklardan ötürü özür dilemiştir.

Arındırma kampanyası doksanlar boyunca sürmüş, FKP yereldeki kitle hareketini ayaklandırma yoluna gitmiştir. Bu hamleye ilk tepki Filipinler hükümetinden gelmiş ama bu hamle sayesinde FKP ülkedeki ana politik güç olma imkânına kavuşmuştur. 45 yıl sonra parti, dünyanın en uzun Maoist devrimine öncülük etmeyi sürdürmektedir.

5. FKP, ulusal demokratik hareket olarak bilinen, altmışlı yıllarda ortaya çıkan ilerici eylemcilikten istifade etmiştir. Bu hareket ilhamını kısmen Filipinli devlet adamı ve milliyetçi aydın Claro M. Recto’nun desteklediği “İkinci Propaganda Hareketi”nden almıştır.

6. FKP’nin devrimci politik programı, hâkim yozlaşmış (trapo: kirli paçavra) partilerin yavan, seçkinci ve halk karşıtı ajandaları karşısında önemli bir avantaja sahiptir. Kırsalda savunulan programın merkezî unsuru hâlâ toprak reformu meselesidir, böylelikle fakir köylülerin silâhlı devrime verdikleri destek bir biçimde varlığını muhafaza etmektedir. Partinin eşitsizliğe ve zulme son verme vaadi birçok toplumsal sektörü ve aydını cezbetmektedir. Bugün işittiğimiz, kadın hakları, cinsiyet eşitliği, yerli halkların yetkilendirilmesi, çevrenin korunması, işçi hakları, ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık ve daha birçok başlık FKP-YDC-YHO kadrolarınca altmışların sonu ve yetmişlerin başında dillendirilmiştir.

7. Ulus genelinde sahip olduğu ve takımadaların en ücra köşelerine kadar ulaşabilen ağı üzerinden FKP, Filipin dilinin yayılmasına ve gelişmesine muazzam katkılar yapmıştır. Başından beri FKP, kitlelerin dilini, yayınlarında, örgüt dokümanlarında ve toplumsal faaliyetlerinde bilinçli ve yaratıcı bir biçimde kullanmıştır. Parti ayrıca kültürel mirasımızın korunması, zenginleştirilmesi ve popülerleştirilmesi için çabalamış, özellikle yerli halklara ait pratiklerin korunması noktasında önemli adımlar atmıştır.

FKP’nin politik pratiklerinin akademya üzerinde de önemli bir etkisi olmuştur. Marksizm ve onunla bağlantılı konu başlıkları yetmişlerde partinin güç ve etki sahibi olması ile kabul gören akademik disiplinler hâline gelmiştir. Parti ayrıca tarihyazımının ve radikal bilgi birikiminin ana mecraya sokulmasını teşvik etmiş, bunu akademisyenleri teori ile pratiği kaynaştırmaya zorlayarak, Filipinler’deki eğitimde mevcut olan sömürge yönelimini revize ederek ve üniversite araştırmalarını Filipin halkının somut ihtiyaçlarıyla ilgilenen ve onlara cevap veren bir niteliğe büründürerek gerçekleştirmiştir.

8. 1986’da UDC ile Filipin hükümetleri arasında barış görüşmeleri yapılmıştır. Her iki taraf 1998’de Kapsamlı İnsan Haklarına Saygı ve Uluslararası Savaş Hukuku Anlaşması olarak bilinen anlaşma dâhil, bir dizi anlaşmaya imza atmıştır.

9. Yasadışı ilân edilmiş olduğundan FKP’nin seçimlere katılması ya da önde gelen kadro ve üyelerinin kimliklerini ifşa etmesi mümkün değildir. Ancak bugün FKP üyeliği artık bir suç olmaktan çıkmışsa da hâkim bürokraside, özellikle orduda mevcut olan akıldışı komünist korkusu sebebiyle, FKP’ye desteğini ifade etmek hâlâ tehlikeli bir konudur.

FKP, seçimlerin para babası ve savaş zengini seçkinlerin partilerince maniple edilen nafile ve düzmece demokratik bir ritüel olarak icra edildiğini düşündüğünden, mevcut gerici seçim siyasetini reddetmektedir. Kendi ifadesine göre, parti, kimi ilerici ve vatansever güçlerin gerici seçimlere girmesine saygı duymaktadır ama gerçek bir değişimin yaşanabilmesi için gerekli ana mücadele biçiminin hâlâ uzun süreli bir halk savaşı olduğu tespitinde ısrarcı olmayı sürdürmektedir.

10. FKP’nin kurucu başkanı Joma Sison’dur. 1986’da Sison, Bibliyografik Marksizm Sözlüğü (Londra) tarafından, 1848’de kaleme alınan Komünist Manifesto’dan beri en önemli 200 Marksist’ten biri olarak gösterilmiştir. 1988’de bir dizi seminer vermek için Avrupa’da bulunduğu esnada pasaportu Cory Aquino tarafından iptal edilen Sison, Hollanda’ya iltica etme yolları aramıştır.

Geçen Mart ayında Filipin ordusu, FKP’nin üst düzey kadroları olan Benito Tiamzon ve Wilma Austria’yı tutukladığını iddia etmiştir.

Halk savaşı henüz hâkim sistemi yıkacak güçte değilse de mevcut sistem lime lime olmaya devam ettikçe FKP-UDC-YHO tarafından vaat edilen devrimci ayaklanma bu yazının yazarını da içerecek biçimde, tüm kitlelere umut veren aşılması zor bir seçenek olarak kalacaktır.

Mong Palatino
15 Ağustos 2014
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder