Dünyanın En Uzun Komünist Devrimi
Hakkında Bilinmesi Gereken On Şey
1. Filipinler Komünist Partisi (FKP) 26 Aralık 1968’de
Alaminos, Pangasinan’da yeniden kuruldu. Silâhlı kanadı Yeni Halk Ordusu (YHO)
29 Mart 1969’da Capas, Tarlac’ta oluşturuldu. Partinin de içinde yer aldığı
Ulusal Demokratik Cephe (UDC) isimli devrimci ittifak ise 24 Nisan 1973’te
kuruldu. FKP-YHO-UDC, silâhlı devrimi, kurtarılma imkânını hâlihazırda tüketmiş
mevcut sistemin yerine başka bir sistem koyma noktasında, etkin ve nihai çözüm
yolu olarak görmektedir.
Başlangıcından beri FKP ilhamını, komünist liderler
Karl Marx, Frederick Engels, Vladimir Lenin ve özellikle de Mao Zedung’un
öğretilerinden alır, Mao’ya yönelik ilginin özel nedeni ise, ülkenin içinde
bulunduğu koşulların 1949 Devrimi öncesi Çin koşullarına benziyor oluşudur.
YHO’nun ilk liderleri, II. Dünya Savaşı esnasında Japon işgaline karşı
gerçekleştirilen Filipin direnişinde aktif rol almış olan Huk Ordusu’nun köylü
ve genç üyeleridir. UDC, halkın demokratik cumhuriyetini kurma noktasında,
birliğin temeli olarak on maddelik bir program hazırlamıştır (bu program
sonrasında 12 maddeye çıkartılmıştır.).
2. FKP, kentlerin kırsaldan kuşatılmasına dayalı
Maoist askerî stratejiyi benimsemiştir, bu strateji, daha önce Filipinler’de
uygulamaya sokulmamış bir stratejidir. YHO, sıkıyönetim esnasında yaşanan zorlu
koşullarda mevcut gücünü korumayı bilmiş, hatta gelişme kaydetmiştir. Komşu
devletleri komünist ya da Amerika karşıtı olan Vietnam’daki coğrafî
avantajlardan yoksun olan ordu, ulus genelinde gerilla savaşı vermiştir.
3. Seksenlerde Güneydoğu Asya’daki birçok komünist
parti yenilmiş ya da lağvedilmiş iken FKP ilgili dönemde önemli bir askerî güç
ve politik etkiye sahip olmuştur. Filipinler Ordusu bile UDC’nin gücünün
1986’da zirveye ulaştığını, ülke genelinde üye sayısının 25.ooo civarında
olduğunu söylemiştir. YHO ise bir bildiriyle, söz konusu rakama birkaç yıl önce
ulaştığını söylemiş, seksenlerde gelişmiş tüfeklere sahip savaşçı sayısını
kontrol altında tuttuğunu duyurmuştur.
4. FKP’nin yeniden kuruluş süreci, ellilerde önemli
politik kayıplar yaşamış eski komünist partisinin (Partido Komunista ng
Pilipinas, 1930) acı deneyiminden sonuçlar çıkartan gençlerin başlattığı bir
arındırma hareketinin mirasıdır. Otuz yıl sonra FKP, kuruluş ilkelerini yeniden
teyit eden yeni bir arındırma kampanyası daha gerçekleştirmiştir.
Sovyet bloku dağıldığında, FKP, dünya genelinde
Marksizmi savunmayı sürdüren birkaç komünist partiden biridir. Partiye göre,
doksanlarda Sovyet Rusya çöktüğünde itibarsızlaşan sosyalizm değil,
revizyonizmdir.
FKP, seksenlerde ciddi politik hatalar yaptığını kabul
eden ilk Filipinli politik partidir. Partiye göre, bu önemli yanlışlar,
kentlerdeki kitle tabanının ve kitle desteğinin küçülmesine yol açmıştır.
Ayrıca parti, kimi YHO birimlerinin sebep olduğu insan hakları ihlalleri ve
aşırılıklardan ötürü özür dilemiştir.
Arındırma kampanyası doksanlar boyunca sürmüş, FKP
yereldeki kitle hareketini ayaklandırma yoluna gitmiştir. Bu hamleye ilk tepki
Filipinler hükümetinden gelmiş ama bu hamle sayesinde FKP ülkedeki ana politik
güç olma imkânına kavuşmuştur. 45 yıl sonra parti, dünyanın en uzun Maoist
devrimine öncülük etmeyi sürdürmektedir.
5. FKP, ulusal demokratik hareket olarak bilinen,
altmışlı yıllarda ortaya çıkan ilerici eylemcilikten istifade etmiştir. Bu
hareket ilhamını kısmen Filipinli devlet adamı ve milliyetçi aydın Claro M.
Recto’nun desteklediği “İkinci Propaganda Hareketi”nden almıştır.
6. FKP’nin devrimci politik programı, hâkim yozlaşmış
(trapo: kirli paçavra) partilerin yavan, seçkinci ve halk karşıtı
ajandaları karşısında önemli bir avantaja sahiptir. Kırsalda savunulan
programın merkezî unsuru hâlâ toprak reformu meselesidir, böylelikle fakir
köylülerin silâhlı devrime verdikleri destek bir biçimde varlığını muhafaza
etmektedir. Partinin eşitsizliğe ve zulme son verme vaadi birçok toplumsal
sektörü ve aydını cezbetmektedir. Bugün işittiğimiz, kadın hakları, cinsiyet
eşitliği, yerli halkların yetkilendirilmesi, çevrenin korunması, işçi hakları,
ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık ve daha birçok başlık FKP-YDC-YHO kadrolarınca
altmışların sonu ve yetmişlerin başında dillendirilmiştir.
7. Ulus genelinde sahip olduğu ve takımadaların en
ücra köşelerine kadar ulaşabilen ağı üzerinden FKP, Filipin dilinin yayılmasına
ve gelişmesine muazzam katkılar yapmıştır. Başından beri FKP, kitlelerin
dilini, yayınlarında, örgüt dokümanlarında ve toplumsal faaliyetlerinde
bilinçli ve yaratıcı bir biçimde kullanmıştır. Parti ayrıca kültürel
mirasımızın korunması, zenginleştirilmesi ve popülerleştirilmesi için
çabalamış, özellikle yerli halklara ait pratiklerin korunması noktasında önemli
adımlar atmıştır.
FKP’nin politik pratiklerinin akademya üzerinde de
önemli bir etkisi olmuştur. Marksizm ve onunla bağlantılı konu başlıkları
yetmişlerde partinin güç ve etki sahibi olması ile kabul gören akademik
disiplinler hâline gelmiştir. Parti ayrıca tarihyazımının ve radikal bilgi
birikiminin ana mecraya sokulmasını teşvik etmiş, bunu akademisyenleri teori
ile pratiği kaynaştırmaya zorlayarak, Filipinler’deki eğitimde mevcut olan
sömürge yönelimini revize ederek ve üniversite araştırmalarını Filipin halkının
somut ihtiyaçlarıyla ilgilenen ve onlara cevap veren bir niteliğe büründürerek
gerçekleştirmiştir.
8. 1986’da UDC ile Filipin hükümetleri arasında barış
görüşmeleri yapılmıştır. Her iki taraf 1998’de Kapsamlı İnsan Haklarına Saygı
ve Uluslararası Savaş Hukuku Anlaşması olarak bilinen anlaşma dâhil, bir dizi
anlaşmaya imza atmıştır.
9. Yasadışı ilân edilmiş olduğundan FKP’nin seçimlere
katılması ya da önde gelen kadro ve üyelerinin kimliklerini ifşa etmesi mümkün
değildir. Ancak bugün FKP üyeliği artık bir suç olmaktan çıkmışsa da hâkim
bürokraside, özellikle orduda mevcut olan akıldışı komünist korkusu sebebiyle,
FKP’ye desteğini ifade etmek hâlâ tehlikeli bir konudur.
FKP, seçimlerin para babası ve savaş zengini
seçkinlerin partilerince maniple edilen nafile ve düzmece demokratik bir ritüel
olarak icra edildiğini düşündüğünden, mevcut gerici seçim siyasetini
reddetmektedir. Kendi ifadesine göre, parti, kimi ilerici ve vatansever
güçlerin gerici seçimlere girmesine saygı duymaktadır ama gerçek bir değişimin
yaşanabilmesi için gerekli ana mücadele biçiminin hâlâ uzun süreli bir halk
savaşı olduğu tespitinde ısrarcı olmayı sürdürmektedir.
10. FKP’nin kurucu başkanı Joma Sison’dur. 1986’da
Sison, Bibliyografik Marksizm Sözlüğü (Londra) tarafından, 1848’de
kaleme alınan Komünist Manifesto’dan beri en önemli 200 Marksist’ten
biri olarak gösterilmiştir. 1988’de bir dizi seminer vermek için Avrupa’da
bulunduğu esnada pasaportu Cory Aquino tarafından iptal edilen Sison,
Hollanda’ya iltica etme yolları aramıştır.
Geçen Mart ayında Filipin ordusu, FKP’nin üst düzey
kadroları olan Benito Tiamzon ve Wilma Austria’yı tutukladığını iddia etmiştir.
Halk savaşı henüz hâkim sistemi yıkacak güçte değilse
de mevcut sistem lime lime olmaya devam ettikçe FKP-UDC-YHO tarafından vaat
edilen devrimci ayaklanma bu yazının yazarını da içerecek biçimde, tüm
kitlelere umut veren aşılması zor bir seçenek olarak kalacaktır.
Mong Palatino
15 Ağustos 2014
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder