İsrail’in acımasız biçimde bombaladığı Gazze’de şehid
düşenlerin sayısı, 10 Temmuz itibarıyla, doksana ulaştı, birçok aile onlarca
ferdini yitirdi.
Bu ailelerden biri, Gazze Şeridi’ndeki Beyt Hanun
kasabasında yaşayan 75 yaşındaki Muhammed Hamid’in ailesi. İsrail’in Muhammed
Hamid’in otuz yaşındaki oğlu, İslamî Cihad komutanı Abdul Hafız Hamid’in evini
bombalaması sonucu altı kişi katledildi.
Muhammed Hamid, B’Tselem isimli İsrail insan hakları
grubuna, “füze ailemin üzerine hiçbir ikazda bulunulmaksızın atıldı.” dedi.
Gazze Şeridi’nde güvenli tek bir sığınak bulunmuyor,
1,7 milyondan fazla insanın kaçacak tek bir yeri yok.
Uluslararası Çocuk Savunma Örgütü Filistin Şubesi’nin
bildirdiğine göre, Pazartesi’nden beri Gazze’de katledilen çocuk sayısı en az
on sekiz:
“16
yaşındaki Asil İbrahim Fayik Masri ve 14 yaşındaki kardeşi Çarşamba günü Beyt
Hanun’daki evlerinde uğradıkları saldırıda katledildi.”
Süleyman Selim Musa Astal (17) ve Musa Muhammed Tahir
Astal, Salı günü sahilde Dünya Kupası’nı izlerken füze saldırısına maruz kaldı.
Bu iki genç, futbol maçı izleyen kalabalığa İsrail uçaklarının attıkları
bombalar sonucu ölen sekiz kişiden ikisi.
4 yaşındaki Abdullah Razaman Cemil Ebu Gazal ise
evlerinin yakınına düşen bir füzenin fırlattığı şarapnel parçasının isabet
etmesi sonucu katledildi. Başından yaralanan Abdullah hemen oracıkta can verdi.
Birleşmiş Milletler’in hazırladığı bir durum raporuna
göre, “Gazze’de evlerin hedef alınıp yıkılması, sivil halkta yaşanan ölüm
vakalarının ana nedeni.”
İsrailli askerî propagandacılar, enkaz altından
çıkartılan ölü çocuk cesetlerine ait resimlerini kendi lehlerine çevirme
konusunda epey zorlanıyorlar.
Twitter hesabı üzerinden İsrail Savunma Güçleri
sözcüsü, oldukça kaba ve ikna edici olmayan kimi müdahalelerde bulunuyor ve
evlerin “terörist kampları” olduğunu söylüyor: (Twitter 1; Twitter 2)
Gazze’nin güneyindeki Han Yunis semtinde Hamas
militanı olduğu iddia edilen bir kişinin evine yapılan Salı günkü füze
saldırısında altısı çocuk, sekiz kişi şehid düştü. İsrail ordusunun bombaladığı
binada beş aile oturuyordu. İsraillilerin iddiasına göre evde Hamas komutanı
Ode Kaware ikamet ediyordu.
Filistin İnsan Hakları Merkezi’nin ifadesiyle, bir
evin sahibi savaşçı ise o evin askerî bir hedef olarak sınıflandırılması mümkün
değil. Saldırı sonrası müteakip patlamaların olmaması da, evin silâh deposu
olarak kullanıldığına dair İsrail’in ortaya attığı iddiaları boşa düşürüyor.
İnsan Hakları Merkezi, evlerin Gazze’deki silâhlı
grupları ve ailelerini hedef alan, cezalandırıcı tedbir uyarınca imha
edildiğini söylüyor.
Muhammed Hamid, 9 Temmuz’da İsrail hava saldırısında
katledilen ailesinin cenazesi esnasında yas tutarken.
Muhammed Hamid, ailesinin kaldığı eve füzenin herhangi
bir ikaz yapılmaksızın atıldığını söylüyor:
“Akşamları,
özellikle Ramazan süresince, evimizin dışında, giriş kapısına yakın bir yerde
otururuz. Orada iki divan bulunur.
8
Temmuz 2014 Salı akşamı, her zamanki gibi, karım Resmiye (62), oğullarım ve
onların aileleri ile, Abdul Hafız (30), karısı Süha ve kızı Nur (5); Mehdi (46)
ve çocukları Rakan (2), Kenan (4) ve Dina (16); ve İbrahim (22) ile birlikte
oturuyorduk.
Oturmuş
muhabbet ediyorduk. Saat gece 11’de elektrik kesildi. Bir süre daha oturduk,
sonra çocukları, Rakan, Nur ve Kenan’ı yatakları hazırlamaları için çağırdım.
Eve girdik, döşekleri serdik ve bir süre üzerinde oturduk. Sonra Rakan ve Nur
ayağa kalkıp bahçeye açılan kapıya yöneldiler. Kenan içeride benimle kaldı.
Üç
dakika sonra büyük bir patlama duydum. Kenan’ı tutup sokağa fırladım. Her yer
duman ve tozdu. Cam parçalarının üzerine basarak yürüdüm. Kenan’ı sokaktaki
insanların yanına bıraktım ve ailemin geri kalanını kontrol etmek için bahçeye
geri döndüm. Orada, yerde kanlar içerisinde, kıyafetleri paramparça cesetler
buldum. Her yer şarapnel ve kan kaplıydı. Birkaç komşu ellerinde fenerle yanıma
geldiler. Fenerleri bahçeye tuttuklarında şok geçirdim. Üç oğlumun Abdul Hafız,
Mehdi, İbrahim’in, karımın, kız torunum Dina’nın ve gelinim Süha’nın
cesetlerini gördüm. Rakan ve Nur ise hafif yaralanmışlardı.
Şok
geçirdim. Ayakta duramadığımdan komşular tuttular beni. Yaşanan olayın
dehşetinden, bayılacakmış gibi hissettim kendimi. Füze ailemin üzerine hiçbir
ikazda bulunulmaksızın atıldı. Sanırım Abdul Hafız’ı vurmak istediler, peki ama
ailemin geri kalanı ne yaptı ki? Tüm ailemi neden öldürdüler?”
Maureen Clare Murphy
10 Temmuz 2014
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder