Pazartesi günü gece geç saatlerde yatmaya
hazırlanıyordum ki, Taksim Meydanı’na doğru ilerleyen kalabalığın öfkeli
sloganlarını duydum. Büyük bir gösteri olduğuna kanaat getirip, merakla balkona
çıktım. "Allahuekber" nidaları ile yürüyen eylemcileri görünce
Türklerin de asi Arap Baharı’nın coşkusu ile kendi hükümetlerini devirmek için
alanlara çıktıklarını düşündüm ilk ânda.
Türk oda arkadaşım, kısa bir süre sonra yanıma geldi
ve önemli bir bölümü Müslüman köktencilerden müteşekkil binlerce göstericinin
meşalelerle yürüyerek, Mavi Marmara gemisinde 9 Türk’ün İsrail askerlerince
katledilişinin yıldönümünü andıklarını söyledi.
Bilindiği gibi bu gemi, Gazze Şeridi’ndeki ablukayı
delmek amacıyla diğer on beş gemiyle birlikte, geçen sene Haziran sonunda
İnsanî Yardım Vakfı organizasyonu ile bölgeye tıp, okul ve inşaat malzemesi
götürmeyi planlamaktaydı.
Bir sonraki gün gösteride otuz bin Türk’ün yer
aldığını, bunların çoğunun ise “Siyonist ablukaya karşı İslamî dayanışma” ya da
“İsrail’le işbirliği insanlığa karşı suçtur” türünden pankart ve sloganlarla
yürüdüğünü öğrendim.
Geçen seneki Mavi Marmara baskını ardından Türk
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail zihniyetini değiştirmez ise
Ortadoğu’daki en yakın müttefikini kaybedecek” demişti.
Ancak gösterinin olduğu sırada eylemcilerin iki ülke
arasındaki iş ilişkilerinde yaşanan patlamadan haberdar olup olmadıklarını
merak ettim. Türkiye, bugün itibariyle İsrail’in bölgedeki en büyük, ABD’nin
ardından, dünyadaki ikinci en büyük ticarî ortağı. 2011’in ilk üç ayında
Türkiye, İsrail’e 579,3 milyon dolar değerinde mal ihraç ederken, bu ülkeden
397,3 milyon dolarlık ithalat yaptı.
Türkiye, İsrail’den ileri teknoloji ürünü savunma
sanayi ekipmanı alırken, bu ülkeye kamuflaj ve postal gibi askerî ürünler
sattı.
İşgal altındaki toprakları çiğneyen ve Filistinli
ailelerin evlerinin kapılarını tekmeleyen postalların “Türk Malı” olduğunu
bilmek, Pazartesi gecesi eylem yapan iyi niyetli göstericileri ürkütüp
utandırır mı acaba?
İsrail hükümetinin uyguladığı ırkçı, ayrımcı ve
seçkinci rejimini değiştirmesi için ona karşı alınabilecek en etkin tedbirin
ticarî müeyyideler ve boykotlar olduğu açık. Bu noktada Türkiye, zalimlere
terzilik ve ayakkabıcılık yapmaktan vazgeçmeli. Dolayısıyla, Pazartesi günkü
gösteride eylemcilerin attıkları sloganlara İsrail ile kurulan işbirliklerine
son verilmesi talebini içeren şu yeni slogan da eklenmeli:
“Ortaklık yıkılsın! Postallar
yırtılsın!”
Michael Dickinson
3
Haziran 2011
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder