Sovyetler’in
Kuzey İran’daki faaliyetleri neticesinde, 1920 gibi bir erken tarihte,
Sovyetler’in sunduğu dostane güvencelerin samimiyeti sorgulanmaya başlandı.
28
Nisan 1920’de Rusya’ya ait olan Azerbaycan’da bir sovyet cumhuriyeti kuruldu.
Moskova bu hamleyi, komünist hareketin nüfuz alanının İran’a ve komşu ülkelere
doğru genişletilmesi konusunda önemli bir adım olarak değerlendirdi:
“Kızıl Türkistan, Çin
Türkistanı, Tibet, Afganistan, Hindistan, Buhara ve Hive için devrimci fener
işlevi gördü. Bugün o eski ve deneyimli devrimci proletaryası ve yeterince
güçlü olan komünist partisi (Himmet)[1] Sovyet Azerbaycanı, İran, Arabistan ve
Türkiye için devrimci bir fener haline gelecek. O, Krasnovodsk üzerinden Kafkas
ötesindeki bölgelerin doğrudan nüfuz altına alınmasını sağlayacak. Azerbaycan
dilinin İstanbul Türkleri, Tebriz’deki İranlılar ve Kürtler yanında, Kafkas
ötesindeki bölgelerde yaşayan Türk kabilelerince ve Ermenilerle Gürcülerce de anlaşılıyor
oluşu, Sovyet Azerbaycanı’nın Doğu için sahip olduğu politik önemi artıracak.
Bu sayede İran’da İngilizleri rahatsız etmek, Arabistan’a dostane bir el
uzatmak, Türkiye’deki devrimci harekete sınıf devrimi biçimi alana dek öncülük
etmek mümkün olacak.”[2]
Sovyetler,
bir sonraki adımını İran’ın eyaleti Gilan’da attı. O dönemde General Denikin’e
bağlı bazı sovyet karşıtı birlikler, İran’ın Enzeli limanına kaçmış,
İngilizlerin koruması altına girmişti. Kızıl Donanma birlikleri, F. F.
Raskolnikov komutasında bu Beyaz güçleri Enzeli’ye dek takip etti, İngilizlerin
geri çekilmesini sağlayan Sovyet askerleri, Gilan bölgesinde faal olan devrimci
harekete destek sundu.[3]
Bu
devrimci hareket, 1915’te bir reform programı ile birlikte yola koyulmuştu.
Başında Mirza Küçük Han, İhsanullah Han ve ilerici kimi orta sınıftan İranlılar
vardı. 1917’de Gilan halkı, Cengeliler önderliğinde ayaklanma başlattı.
Programları milliyetçi, İslami ve aynı zamanda ilerici bir programdı. Hareketin
iki liderinden biri olan Küçük Han, daha çok politik ve toplumsal reformla
ilgiliyken, İhsanullah komünist ideolojiye ve yöntemlere eğilimi olan radikal
bir isimdi.
1919
gibi erken bir tarihte Bolşevikler, Gilan’daki isyan hareketinden istifade
etmenin yol ve araçlarını düşünmeye başladılar. Zhizn Natsionalnostei
[“Milletlerin Hayatı”] dergisi, o günlerde “her ne kadar komünizm İranlılarca
farklı şekilde yorumlansa da Küçük Han’ın komünizmle yakından bağlantılı bir
isim olduğu” tespitinde bulunuyor, dikkatle ve ustalıkla ekilmesi durumunda bu
komünizm denilen tohumun İranlı halk kitleleri nezdinde devrimin zemininin
oluşturulması için gerekli ürünü vereceğini söylüyordu.[4]
1919’da
Cengeli hareketinin Tahran’dan gönderilmiş olan İran askerleriyle girilen
çatışmalarda güçlük yaşadığı bir dönemde, İhsanullah, Küçük Han’dan
Bolşeviklerden destek almasını istedi. Bu konuya tereddütlü yaklaşan Küçük Han,
bir süre sonra öneriyi kabul etti. Müzakereler, Mayıs 1920’de Kızıl Ordu
güçlerinin komutanı olarak Enzeli’ye çıkmış olan Raskolnikov’la yürütüldü.
Raskolnikov’un dediğine göre, görüşmelerde Küçük Han’ı Reşt’e ilerlemesini
bizzat kendisi istedi.[5]
Moskova’nın
onayını, Kızıl Ordu birliklerinin yardımını alan Küçük Han güçleri, tüm Gilan
bölgesini kontrol altına almayı bildi. 4 Haziran 1920’de bir sovyet sosyalist
cumhuriyet ilân edildi. Cumhuriyetin başkenti Reşt oldu.
Reşt’te
sovyet hükümetinin kurulmasından hemen sonra Küçük Han, Lenin’e şu mesajı
gönderdi:
“Tüm dünyanın huzurunda
ilân ettiğimiz İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulması denilen, uzun
zamandır beklediğimiz o mutluluk verici eylemi gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
İran topraklarında çok sayıda suçlu olduğu gerçeğine dikkatlerinizi çekmeyi görev
biliyoruz. Bu suçlular, İngiliz askerlerinin desteğini arkasına almış İranlı
zalimlerden, İngiliz tüccarlardan ve diplomatlardan oluşuyor. İran halkına
düşman olan bu kişiler İran’da olduğu sürece, adalet üzerine kurulu
sistemimizin ülke genelinde inşa edilmesine mani olacaklardır. İnsanlık ve tüm
milletlerin eşitliği adına İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Üçüncü
Enternasyonal’e bağlı tüm sosyalistlerden ve sizden, bizim ve tüm zayıf, ezilen
milletlerin İranlı ve İngiliz zalimlerin boyunduruğundan kurtulması yönünde
verdiğimiz mücadeleye katkı sunmanızı rica ediyoruz. […] Tüm dünyanın Üçüncü
Enternasyonal’in geliştirdiği ideal sistem üzerinden yönetileceğine dair
inancımız tamdır.”[6]
Bu
esnada, başında İhsanullah’ın bulunduğu İran Devrim Konseyi ile Trotskiy
arasında bir dizi mesaj alışverişi gerçekleşti. Bu yazışmalardan birinde
Trotskiy, “İran Kızıl Ordusu’nun kurulacağı haberi bizi sevince boğdu” diyordu.[7]
Kuzey
İran’da cereyan eden olaylar, Sovyet basınında coşkuyla karşılandı. Krasnaya
Gazeta [“Kızıl Gazete”], İran’da emekçi cumhuriyetinin kuruluşunun “bir düş
veya bir icat değil, Doğu’daki tüm ülkeleri kısa sürede etkileyecek önemli bir
olay” olduğunu yazıyordu.[8]
Diğer
yandan, Rus Kızıl Ordusu’na bağlı güçlerin Gilan’daki devrimci hareketle
ortaklaşması karşısında Tahran hükümeti ve diğer hükümetlerinin duyacağı
memnuniyetsizlik konusunda Radek, İzvestiya [“Haberler”] gazetesinde
şunları söylüyordu:
“İran’da tek bir Rus
askeri bile yok. Beyazları yok etmek için Enzeli limanına çıkartma yapmış olan
Hazar filomuz Bakû’ye döndü, bize ait olan gemiyi de beraberinde getirdi. İran
halkıyla savaşmadı, hatta Reşt’e çekilmiş olan, bugünlerde Güney İran’a yönelen
İngiliz askerleriyle bile bir teması olmadı. İran’da karada hiçbir Sovvet
askeri bulunmuyor. Ama ‘Ruslara ait’ fikirlerin, komünizme dair fikirlerin İran’a
girdiğini söyleyebilirim.”[9]
Tahran’daki
hükümet, Sovyet Rusya’nın Gilan üzerindeki etkisinden epey rahatsız oldu. Rahatsızlığın
özel bir sebebi de bahsi edilen olayların, Sovyetler’le İran arasında
diplomatik ve ticari ilişkilerin kurulması için Moskova’da müzakerelerin
sürdüğü bir sırada cereyan etmiş olmasıydı. İranlıların tüm tepkilerine Moskova,
“İran’da Rus askeri yok’ cevabını verse de sahada Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’ne
ait askerler dolaşmaktaydı. 10 Temmuz 1920 tarihinde İran dışişleri bakanı
Mirza Firuz’a gönderdiği mesajda, Çiçerin şunları söylüyordu:
“Her ne kadar Reşt’te
kurulan hükümetle Rus hükümeti arasında fikirler açısından benzerlikler olsa da
Rus hükümeti, İran’da sürmekte olan mücadeleler konusunda müdahale etmeme ilkesi
üzerinden hareket etmektedir. Müdahale etmeme ilkesi, İran’da sadece dillendirilmekle
kalmamış, ayrıca yürürlüğe konulmuştur. Biz bu ilkeyi iki taraf için de geçerli
görüyoruz. Dolayısıyla, ne Tahran’da kurulmuş olan hükümete Reşt’teki hükümete
karşı, ne de Reşt’teki hükümete Tahran hükümetine karşı destek sunuyoruz.”
Mesajın
devamında Çiçerin, İran hükümetine, Rus emekçi halk kitlelerinin dostane
arzusunun “İranlı halk kitlelerinin kendi arzuları uyarınca kendi kaderlerini
yaşamak suretiyle refahlarını artırmaları yönünde” olduğu konusunda güvence veriyordu.[10]
Sonrasında
Moskova, Azerbaycan güçlerinin İran topraklarından çekilmesi için nüfuzunu
kullanacağı taahhüdünde bulundu, ama bu çekilmeyi İngiliz güçlerinin İran’ı
terk etmeleri şartına bağladı.[11]
İngiliz
güçleri, Mayıs 1921’de İran’ı terk etti. Sovyetler’se tahliye işlemini Haziran
ayında başlattı ve 8 Eylül 1921 günü tamamladı. Kızıl Ordu’nun bölgeyi terk
etmesi ardından Rıza Han komutasındaki İran ordusu, Gilan üzerine yürüdü ve
Cengeli güçlerini yok etti.
Ruslar,
Gilan’dan bir yönüyle, Küçük Han’ın liderlik ettiği Cengeli hareketinin niteliği
yüzünden çekilmişlerdi. Gilan’da yeni cumhuriyet ilân edildikten çok kısa bir
süre sonra Halkın Dışişleri Bakanlığı Doğu Dairesi başkanı A. Voznesenski,
Gilan hükümetini şu şekilde analiz etmekteydi:
“Şu gerçeği kimseden
gizlemeyelim: yeni kurulan hükümetin bileşiminin komünizmle bir alakası yok. Mevcut
durumda hükümet, ‘İngiltere defol!’ ve ‘Kendisini İngiltere’ye satan Tahran hükümeti
defolsun!’ sloganları altında birleşmiş olanları bir araya getiriyor. Bakanlar
kurulu, Kuzey İran’ın demokrat küçük burjuva unsurlarından oluşuyor.”[12]
Ertesi
ay, İran Komünist Partisi’nin Enzeli Kongresi’nde de benzer görüşler dile
getirildi:
“Küçük Han’ın burjuva
demokratik devrimi, muhtelif hanları, büyük toprak sahiplerini ve feodal
ağaları ‘tüm millet, Şah’a ve İngilizlere karşı verilen mücadelede bir araya
gelmeli’ şiarı temelinde kendi safına örgütlemek suretiyle gerçekleştirme niyeti
taşıdığı konusunda kimi kaygılarımız mevcuttur. Komünist Parti’nin bu türden
taktiklere onay veremeyeceğini söylemeye bile gerek yok, zira feodalitenin
zulmünden kurtulamamış, dolayısıyla, milyonlarca köylüyü özgürleştirememiş
olan, geri kalmış bir tarım ülkesinde yapılacak her devrimin yok olmaya
mahkûm olduğunu hepimiz biliyoruz. Köylülerin feodal ağaların yardımıyla
kurtulacağı fikri, partinin güçlü bir biçimde karşı çıkması gereken bir
yanılsamadır.”[13]
Sovyetler-İran
Anlaşması’nın imzalanması ve İngiliz askerlerinin çekilmesi sonrası, görünüşe
göre, Küçük Han’a sunulan desteğin sürdürülmesi, pek kârlı bir adım olarak
görülmemişti:
“Gilan’daki devrimci
hareketin dayandığı asıl slogan, “İngilizler defol!’ sloganıydı. İngiliz
askerlerinin İran’ı boşaltmasıyla birlikte hareketin hızı kesildi. İran
köylülüğündeki geri kalmışlık ve bu toplumsal kesimin gördüğü zulme rağmen
devrimci hareket, köylülerden bir karşılık bulamadı. İranlı tüccarlar ve
genelde burjuvazi ise Sovyet Rusya ile kurulan ticari ilişkilerle birlikte
konumlarını iyileştirmeyi bildiler.”[14]
Xenia Joukoff Eudin
Robert C. North
1957
[Kaynak:
Soviet Russia and the East (1920-1927): A Documentary Survey, Stanford
University Press, İkinci Basım 1964, s. 95-98.]
Dipnotlar:
[1] Himmet, N. N. Nerimanov’un 1904’te Azerbaycanlı işçiler arasında
politik çalışma yürütmek amacıyla kurduğu sosyal demokrat örgütün adıdır. Rus
Bolşevik Partisi’nin Altıncı Kongre’si Himmet’i Azerbaycan’daki Bolşevik
yönelime sahip ilk sosyal demokrat örgüt olarak ilan edip selamladı. 1919
yazında parti bölündü. Küçük bir grup Menşeviklere katılırken, Bolşevik ekip Azerbaycan
Komünist Partisi ile ilişki kurdu.
[2]
M. Sultan-Galiev, “K. Obiavleniiu Azerbaidzhanskoi sovetskoi respubliki”,
Zhizn Natsionalostei, Sayı 13, (70), 9 Mayıs 1920, s. 1.
[3]
Raskolnikov’un bu olaylarla ilgili değerlendirmesi için bu çalışmanın 178. sayfasında
yer alan 35. Belgeye bakınız.
[4]
Ips, “Zadachi i usloviia sotsialisticheskoi propagandy v Persii”, Zhizn Natsionalnostei,
Sayı 19 (27) 25 Mayıs 1919, s. 2; Belge 34.
[5]
Izvestia, Sayı 128, 15 Haziran 1920, s. 2 ve Sayı 129, 16 Haziran 1920,
s. 2.
[6]
R. Abikh, “Natsionalnoe i revoliutsionnoe dvizhenie v Persii v 1919-1920,
(Vospominaniia uchastnika dvizheniia Ekhsan-Ully-Khana)”, Novyi Vostok, Sayı
29, 1930, s. 106-7.
[7]
Izvestiia, Sayı 129, 16 Haziran 1920, s. 1; Belge 36.
[8]
Krasnoia Gazeta, Sayı 131, 17 Haziran 1920, s. 1.
[9]
Izvestiia, Sayı 124, 10 Haziran 1920, s. 1.
[10]
Soviet Russia, 14 Ağustos 1920, s. 174.
[11]
A.g.e., 19 Mart 1921, s. 295.
[12]
Izvestiia, Sayı 124, 10 Haziran 1920, s. 1.
[13]
A. Sultan-Zade, Persiia, s. 86.
[14]
S. Iransky, “Sovetskaia Rossiia i Persiia”, Novyi Vostok, Sayı 4, 1923,
s. 218.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder