Soma ve Ermenek belediyeleri el değiştirdi. Her iki
ilçede de maden ocaklarında toplu ölümler yaşandıktan sonra “halk neden oy
tercihini değiştirmedi?” diyen sol liberaller ve reformistler, halkı
eleştirmiş, her zamanki gibi yine o bildik kargışa sığınmışlardı: “Daha beter
olun!”
Bu daha beter olsuncuların partileri Gebze’yi ve Hatay’ı
nasıl alamadı? Soma ve Ermenek solun etkin olmadığı, hatta gitmediği yerler.
Eğer CHP’ye oy vermekse ölçüt, her iki ilçe halkı da bu seçimde bunu
gerçekleştirdi. Ama Ermenek belediyesinin yeni başkanı, seçim zaferinin hemen
ardından, 2014’te ilçede yaşanan işçi katliamının sorumlusu patronla birlikte
iftar düzenliyor.
İşçi havzası Gebze sanayi bölgesi ve göç yeri,
İstanbul’a açılan kapı. İşçi sınıfının biricik partisi ve gazetesinin önem(!)
verdiği yer. Hatta “bir dilim ekmek bir avuç zehir” minvalinde bölgedeki
işçilerin uyuşturucuyla sömürülmesini göstermelik de olsa haber yapmıştı. Sizin
hiç gitmediğiniz (sadece göçük sonrası gittiniz) iki ilçe sizin peşine
takıldığınız partiyi seçti. Aladağ belediyesi de CHP’ye geçti. Şimdi ne
değişti?
İki dönemdir solun desteklediği CHP belediyesinin
İstanbul’u ne durumda? Belediyelerin aracıyı kaldırarak üreticiden alıp sebze
meyve satışı yaptığı manav-marketleri yok. Mahalle aralarında bile kamyonetle
satış yapılarak fiyatlar düşürülüyorsa belediyenin bunu yapmaması neredeyse imkânsız,
yapmaz da. Halk Ekmek niye var öyleyse?
Kiralar asgari ücretle yarışıyor, en uygun kira da CHP’nin
şimdiye kadar belediye alamadığı ilçelerde çünkü “elit” ilçeler değil. Bu
konuda da belediyenin bir çalışması yok.
Bir dönem büyükşehir belediyesi henüz CHP’de değilken
mahalle aralarındaki alt geçitler, bonzaiden yığılıp kalarak ölüyü andıran
insanlara mekân oluyordu. Kılıçdaroğlu’nun görevlendirdiği Hacer Foggo, genel
seçim öncesi Kılıçdaroğlu ile çıktığı YouTube videosunda, İstanbul’un yoksul
mahallelerinde ailelerin metafetamin bağımlısı çocuklarını durdurabilmek için
odaya kilitlediği, bağladığı ve çaresiz kaldıklarını anlatıyordu. Ne değişti,
ne oldu?
İstanbul’da mahalle aralarında ve merkezi yerlerde
karşıdan karşıya geçerken sıkça şahit olacağınız bir şey vardır: üstünden araba
geçtiği için preslenerek yola yapışmış kullanılıp atılmış bali kutusu/tenekesi.
İnsanlar, artık gazını çektiği çakmağı avcunda tutarak duraklarda yatıyor,
onunla karşılaşanlar ambulansı arıyor.
Gezi’nin hemen ardından mahalle aralarında uyuşturucu
çeteleri, uyuşturucu satışına engel olmaya çalışan gençleri katletti. Herhangi
bir sol çevrenin uyuşturucuyla mücadele ve terapi merkezi kurması bile çok şeyi
değiştirir, fakat yapmazlar. Aynı şekilde, belediye elindeki imkânlarla doktor,
psikolog, pedagog, sanatçı, müzisyen kadrosundan oluşan terapi merkezleri
kurabilir ama verilecek asıl terapi anti-kapitalist olmadığı sürece başarıya
ulaşması zor.
Beyoğlu belediyesi CHP’ye geçti. Yıllardır belediyeden
“muzdarip” olan Taksim’in demokrat bar-meyhane işletmecileri, artık zabıta
engeline takılmadan rahatça kaldırım işgali yapıp masa sayısını artırabilir,
alkol kullanmayana kaldırımda yürüme hakkı vermeyebilir, bir sorun yok, çünkü
seküler yaşam biçimciliği zafer kazandı. Artık seküler burjuvaziye de gün
doğdu. Büyükşehir belediyesinin meclisi “topal ördek” olma vasfından çıktı.
Merkezi ilçeler de CHP’ye geçti. Sırada seküler sermayenin İstanbul “yatırımları”
var.
Evsizler, kirada kalanlar, sebze meyve alamayanlar
varmış, olsun, ne önemi var. Önemli olan “aydınlık” belediyecilik ve ışıl ışıl
İstanbul. Gündüzünde sömürülüp gecesinde yatağa alkolsüz girilmediği sürece sol
için de sorun yok. Solun peşine takıldığı gizli CHP-DEM ittifakı merkezi
ilçelerin neredeyse tamamını aldı ama halen daha “1 Mayıs’ta Taksim’deyiz, son
sözümüz budur” diyemiyorlar, diyemezler de. Şimdilik “Taksim” diyorlar, son
hafta “yasak” gelince kendileri yer seçerler. Şimdilik ayrı bir yazının konusu
olarak kalsın.
İstanbul'un gündüzü henüz gelmedi, şimdi yaşanan olsa
olsa gecesidir. Birileri için de gece hayatının eğlencesidir.
Hiç mi istihdam sağlamayacak bu belediye? Evet,
sağlayacak. Reformistler, sosyal demokratlar, sekülerciler, CHP için çalışan
Alevi kesimler (kişi bazında), radikal demokratlar, sendika şube yöneticileri
(örneği çok fazla var) belediyede ve iştiraklerinde; demokrat ve laiklik
savunucusu sanatçılar konserlerde; CHP’li müteahhitler yeni imar alanlarında iş
bulacaklar, müsterih olsunlar.
Ezilen sömürülen yoksul halk sınıfları olarak biz,
kendi iştirakimizi kurmadığımız sürece bu masal aralıksız şekilde anlatılacak
bize.
S. Adalı
7
Nisan 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder