Luxemburg’un Burjuva Feminizmi Eleştirisi
ve İlk Dönem Toplumsal Yeniden Üretim Teorisi
Sermaye
Birikimi
Luxemburg,
“kadın sorunu” konusunda çok fazla metin kaleme almadı.[1] Ama bu onun
çalışmalarının feminist devrimci tarihin dışında tutulması gerektiği anlamına
gelmiyor. Bilâkis, Luxemburg’un çalışmaları, bilhassa onun politik ekonomi
eleştirisi, ilerici feminist politikanın ve kadınların özgürleşmesi
mücadelesinin tarih boyunca yaşadığı gelişme ve bugünkü hâli için önemli bir
dizi referans noktası sunuyor. Luxemburg’un “kadın sorunu” konusunda yazdığı
makaleler ve Sermaye Birikimi’nde yer alan bir dizi tez üzerinden
Luxemburg’un teorisini bir adım öteye taşıyalım ve “Luxemburgcu feminizm mümkün
müdür?” sorusunu soralım. Ayrıca Luxemburg’un burjuva feminizmini nasıl
eleştirdiği üzerinde duralım.
Birinci
Dünya Savaşı’nın arifesinde, on beş yıllık hazırlık sürecinin ardından, Rosa
Luxemburg, Sermaye Birikimi isimli çalışmasını kaleme aldı (Berlin
1913). En kapsamlı teorik eseri ve Marksist ekonominin en özgün, en yararlı
örneği olarak Sermaye Birikimi: Emperyalizmin Ekonomik İzahına Katkı,
Luxemburg’un 1906-1916 arası dönemde Alman Sosyal Demokrat Parti’ye bağlı
okulda verdiği politik ekonomi derslerine hazırlanırken kaleme aldığı Politik
Ekonomiye Giriş isimli çalışmanın devamı idi.[3] Özetle, Sermaye Birikimi,
kapitalist tekelleşme sürecinin, kapsamı genişlemiş olan yeniden üretimin ve
emperyalizmin mevcut koşullarını bilimsel açıdan inceleyip açıklamanın bir
yolunu ortaya koyuyor, bu açıklama dâhilinde, kapitalist uzam ile kapitalizm
dışı uzam arasındaki dinamik ilişkiyi dikkate alıyordu. Luxemburg’un tespitine
göre, Marx sermayeyi uzamsal açıdan belirleyen unsuru ihmal etmiş, ondaki
sermaye eleştirisi sadece “zaman”a odaklanmış, yani, kapitalist yeniden
üretimin iç dinamiklerinin zamansal boyutunu ele almıştı. Buna karşılık
Luxemburg ise sermayenin kendisine dışsal olan, kapitalizm dışı katmanları
tüketme güdüsünden müteşekkil olan özünü ortaya koymaya çalışıyordu.[4]
Luxemburg’un amacı, kapsamı genişlemiş yeniden üretim teorisini ve analizin
sadece zamansal değil, uzamsal boyutunu da içeren klasik ekonomi eleştirisini
dillendirmekti. Kapitalist birikimin uzamsal sınırlarını tayin eden unsuru Peter
Hudis “uzamsallığın diyalektiği” olarak adlandırdı.[5]
Marx’taki
tutarsızlıkları dillendirdiği, Kapital’in ikinci cildinde kapsamı
genişlemiş yeniden üretim süreci ve birikim meselesine yönelik yaklaşımındaki
“kusurlar”ı ortaya koyduğu için hem dostları hem de düşmanlarınca sert bir
biçimde eleştirilen Luxemburg[6], Sermaye Birikimi ile ilgili
eleştiriler konusunda Franz Mehring’e yazdığı mektupta şunları söylüyordu:
“En genel manada ben,
kitabın kısa vadede dirençle karşılanacağının pekâlâ farkındaydım. Maalesef
bugün bizdeki teoriye galebe çalan ‘Marksizm’, keçi güden ihtiyar amcalar
misali, kırıntı da olsa her türden yeni fikirden korkuyor. Ben de çalışmayı
kaleme alırken öncelikle mücadele konusunda daha yapılacak çok şey olduğu
gerçeğini dikkate aldım.”[7]
Lenin,
Luxemburg’un “Marx’ı tahrif ettiğini” söyledi[8]. Luxemburg’un kitabı, o Alman
Sosyal Demokrat Partisi içerisindeki revizyonist eğilimlerle kıyasıya mücadele
etmiş olmasına karşın, “Marx’ı revize eden bir çalışma” olarak yorumlandı.
Marx’ı “düzeltip” sosyalist ilkeleri, devrimci eylemi ve enternasyonalizmi çöpe
atan oportünist akıma ve “taklitçi” unsurlara örgütlenmiş sosyal demokratlara
karşı duran Luxemburg, ekonomik hayatın içerisinde yeni ortaya çıkan olguları
ve derinleşen ekonomik krizi açıklamak ve bunlara doğru cevaplar sunmak
amacıyla, canlı bir Marksist fikriyatı ısrarla savundu. Politik örgütlenme,
devrimci felsefe, milliyetçilik veya militarizmle ilgili çalışmaları sıklıkla
analize tabi tutulurken, nedense politik analizi, ekonomi teorisi ve geride
bıraktığı miras pek fazla ele alınmadı.[9] Ingo Schmidt’in ifadesiyle: “Solcular,
Luxemburg’un politikaya odaklanmış çalışmalarıyla ilgilenirken, ekonomiyle
ilgili çalışmalarına pek fazla zaman ayırmadılar.”[10]
Her
ne kadar Sermaye Birikimi, yayınlanması sonrası Sosyal Demokrat Parti
içerisindeki oportünist reformist ve revizyonist unsurların, ayrıca Kautsky
türünden ortodoks Marksistlerin ağır eleştirilerine maruz kalsa da Luxemburg’un
görünüşe göre Marksizmi şüpheli bulunduğu için eleştirilen tek çalışması bu
değildi. Bu eleştiriler, çoğunlukla onun eserlerinin itibarını ortadan
kaldıracak ucuz psikolojik ve muhafazakârlığı doğallaştıran laflar ile dile
döküldü, ayrıca Luxemburg’un çalışmalarının Marksist metinlere aşina olmadıkları,
içerik olarak acemice oldukları iddia edildi. Bu tür bir eleştirinin en güzel
örneğini Der proletarische Sozialismus [“Proleter Sosyalizm”] isimli
çalışmasında Werner Sombart veriyor:
“En öfkeli sosyalistler,
en güçlü hınçla yüklü olanlardır. Bu, olağan bir durumdur. Ruhu zehirli,
gözlerini kan bürümüş bir kişi olarak Rosa Luxemburg’daki hınç dört kat daha
fazladır: Çünkü o hem kadın, hem yabancı hem Yahudi hem de topaldır.”[11]
Alman
Komünist Partisi içerisinde bile Luxemburg, “Komintern’in frengisi” olarak
anılıyordu. Hatta Weber, bir keresinde onu “hayvanat bahçesine ait bir kişi”
olarak nitelemişti.[12] Dunayevskaya’nın bu değerlendirmelerin yapıldığı döneme
ilişkin tespiti şu şekilde:
“Artık zehirli bir hâl
almış olan erkek şovenizmi, tüm partiye sızmıştı. Gerçek feminist olduğuna dair
mitin gölgesinde yaşayan, Kadın ve Sosyalizm kitabının yazarı August
Bebel ve tüm Enternasyonal’in asıl teorisyeni olan Karl Kautsky’de bile bu
şovenizmin izleri mevcuttu.”[13]
Dunayevskaya’nın
cinsiyet temelli toplum analizinde aynı zamanda Victor Adler’in August Bebel’e
yazdığı mektubun Luxemburg ile ilgili kısmına da yer verilmiş:
“Dili zehirli olan bu
kaltak, henüz o kadar da zarar verebilmiş değil, çünkü bir maymun [blitzgescheit]
kadar zeki olsa da onda sorumluluk duygusundan eser yok ve aynı zamanda yegâne
dürtüsü, neredeyse tüm varlığını ele geçirmiş olan, kendisini haklı çıkartma
arzusu.”[14]
Burada
görüldüğü kadarıyla, önde gelen kadınlara saldırırken muhafazakârların
başvurduğu politik taktiklerden yararlanılıyor, bu anlamda, Luxemburg’un
çalışmaları, biyolojisi, kadın oluşu üzerinden çöpe atılıyor. Sermaye
Birikimi kitabının teorik ve yarı teorik eleştirilerinde Luxemburg’un kadın
teorisyen, öğretmen ve devrimci olarak edindiği tecrübe dikkate alınıyor.
Luxemburg’un
asarı, feminist açıdan nadiren analize tabi tutuldu. Feministler, Sermaye
Birikimi ile pek fazla ilişki kurmadılar.[15] Onun çalışmalarını yorumlayan
feministler ise genelde onun kişisel hayatını ele aldılar, teorisine nispeten
az temas ettiler.
Luxemburg’un
“kadın sorunu” konusunda pek kalem oynatmamış olması, ondaki feminizmin sadece
kişisel hayatı ve kişisel ilişkileri düzeyinde yorumlanmasına katkıda bulundu. Kişisel
hayat ve kişisel ilişkiler önemli konular olsa da tarih çalışanların kadını ve
tecrübelerini görmezden gelmesine neden olabiliyorlar. Bu noktada şu soruyu
sorup, cevabını vermeye çalışalım: Luxemburg’un “kadın sorunu”nu ele alan az
sayıdaki metni ve konuşması, ondaki feminizm konusunda bize neler söylüyor?
Luxemburg’un
Burjuva Feminizmi Eleştirisi
Luxemburg,
kendisini sadece kadın işçi gruplarını örgütlemeye adamış biri değildi. Bu
alandaki çalışması, genellikle perde arkasında faaliyet yürüttüğü için gölgede
kaldı. Çalışma hayatının kadın kurtuluşu için önemini ve zorluklarını anlayarak,
sosyalist kadın hareketinin örgütsel çalışmalarını hararetle destekledi.
Desteğini genellikle yakın arkadaşı Clara Zetkin ile işbirliği yaparak
gösterdi. Zetkin’e yazdığı mektuplardan birinde, kadın hareketine ne kadar ilgi
duyduğunu, bu hareketin çalışmalarından heyecan duyduğunu görebiliyoruz: “Kadın
hareketiyle ilgili o uzun mektubu bana ne zaman yazacaksın? Hatta kısacık bir mektup
bile olur, rica ediyorum senden!”[16]
Kadın
hareketine olan ilgisiyle ilgili olarak, bir konuşmasında şunları söylüyordu: “Yoldaş
Zetkin'in bu iş yükünü hâlâ omuzlayabildiğine hayret ediyorum.” [17] Son
olarak, kendisini nadiren feminist olarak kabul etmesine rağmen, Luise
Kautsky'ye yazdığı bir mektupta şöyle yazmıştı: “Kadın konferansı için mi
geliyorsunuz? Bir düşünsenize, bir bakmışsınız feminist olmuşum!”[18]
“Perde
gerisinde” kadın çalışması yürüten, “kadın sorunu”na özel olarak ilgi gösteren
Luxemburg, kadın hareketinin yüzleştiği sınıf sorunuyla ilgili açık bir
tartışmaya girişti. 1912’de “Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi” başlıklı konuşmasında
Luxemburg, burjuva feminizmini eleştirdi ve iddialı bir şekilde şu cümleleri
sarf etti:
“Monarşinin kendisi ve
kadınların haklarından yoksun olması durumu, egemen kapitalist sınıfın en
önemli araçları hâline geldi. […] Konu, burjuva hanımların oy vermesi olsaydı, bekleneceği
üzere kapitalist devlet, gericiliğe etkin bir biçimde destek sunardı. ‘Erkeklerin
ayrıcalıklarına’ karşı mücadelede dişi aslan kesilen bu burjuva kadınların
çoğu, oy hakkına kavuşsalar, muhafazakârların ve din adamlarının teşkil
ettikleri gerici kampa uysal kuzular gibi koşarlardı.”[19]
Feodalizmden
kapitalizme geçişte, bireysel haklara dayalı modern hukuk kavramının
felsefesiyle birlikte kadınların oy hakkı sorunu önemli bir rol oynadı. Rosa
Luxemburg için, kadınların oy hakkı sorunu, proleter kadınların zaten mevcut olan
“politik olgunluğunu” resmileştirdiği için taktiksel bir sorundu. Bunun,
anlamlı ve zaten elde edilmiş olan münferit bir oy hakkını desteklemek değil,
kadın sosyalist hareketinin kadınların kurtuluşu ve en genel manada emekçilerin
kurtuluşu mücadelesi için bir strateji geliştirebileceği herkese oy hakkını
destekleme meselesi olduğunu vurgulamaya devam etti. Bununla birlikte, oy
hakkını elde etmeye yönelik liberal legal strateji, sınıfı kapsamıyor, kapitalist
sistemi devirmeyi zinhar amaçlamıyordu. Luxemburg’a göre, liberal bir siyasi
proje çerçevesinde metafizik bir olgu olarak ele alınan “bireysel haklar”,
öncelikle özel mülkiyeti ve sermaye birikimini korumaya hizmet ediyordu.
Liberal haklar, fiili maddi toplumsal koşulların bir yansıması olarak ortaya
çıkmıyor, sadece soyut ve yüzeysel olgular olarak ele alınıyor, bu da fiilen
uygulanmasını veya devreye sokulmasını imkânsız hâle getiriyordu. Küçümseyici
bir şekilde iddia ettiği gibi: “bunlar, artık herhangi bir pratik anlamı
koruyamayacak kadar sık ele alınan ve papağan gibi tekrarlanan sadece biçimsel
saçmalıklardır.”[20]
Luxemburg,
kadınların oy hakkı mücadelesi de dâhil olmak üzere her anlamda geleneksel
sivil haklar tanımını reddetti ve oy hakkı mücadelesinin ulusların kendi
kaderini tayin hakkı mücadelesi ile benzerliğine dikkat çekti:
“Çünkü tarihsel
diyalektik, ‘ebedi’ hakikatlerin ve ‘haklar’ın olmadığını ortaya koymuştur. […]
Engels’in sözleriyle, ‘Şimdi burada iyi olan, başka bir yerde kötüdür’ veya
bazı koşullar altında doğru ve makul olan, diğerlerine göre saçmalık ve zırvalık
hâline gelir. Tarihsel materyalizm, bize bu ‘ebedi’ gerçeklerin, hakların ve
formüllerin gerçek içeriğinin yalnızca belirli bir tarihsel çağda çevrenin
maddi toplumsal koşulları tarafından belirlendiğini öğretmiştir.”[21]
Rosa
Luxemburg'un “Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi” makalesinden yapılan alıntıda
öne sürdüğü şey, başlangıçta on sekizinci yüzyılın sonları ve on dokuzuncu
yüzyılın başlarından itibaren sosyalist feminizm çerçevesinde ortaya atılan ve
tartışılan klasik sorunlara dairdir: kapitalist yeniden üretimde burjuva
feminizminin rolü ve kâr elde etmenin bir aracı olarak feminist hedeflerin
kullanılması. Kapitalizm krizde olduğunda, restorasyonu söz konusu olduğunda
veya daha fazla sermaye birikimi için “müttefiklere” ihtiyaç duyduğunda, ister
kadın, ister çocuklar, ister beyaz olmayan ırklar isterse LGBTIQ kişileri olsun,
kullanıp atabileceğini düşündüğü veya ilerleyen süreçte metalaştırma işleminde
faydalı olabileceğine kanaat getirdiği tüm marjinalleştirilmiş “ötekileri”
yasal liberal politik çerçevesine entegre eder:
“Dolayısıyla birikimin
temel koşullarından biri, gereksinimlerine uyan ve sermayeyi harekete geçiren
canlı emek arzıdır. […] Bu nedenle, birikime eşlik eden değişen sermayedeki
aşamalı artış, kendisini büyüyen bir işgücünün istihdamında ifade etmelidir.
Peki bu ek iş gücü nereden gelir?”[22]
Luxemburg’un
ekonomik teorisine göre, kapitalist üretim tarzı kendisini, artık yaratan
kapitalist üretimdeki eşzamanlı bir genişleme ile temellük edilen artı değerin
yaratılması suretiyle yeniden üretir. Bu nedenle, üretimin eskisinden daha
büyük bir hacimde yeniden üretilmesini sağlamak gereklidir, yani sermayenin
genişlemesi, herhangi bir bireysel kapitalistin hayatta kalmasını yöneten
mutlak yasadır.
Rosa
Luxemburg, Sermaye Birikimi’nde, kapitalizmi sürekli krizler üreten ve
zorunlu olarak talep ve kendini genişletmenin nesnel sınırlarıyla karşı karşıya
kalan bir toplumsal ilişki olarak anlamak için gerekli önermeleri belirler. Bu
anlamda, çeşitli “kapitalist olmayan formasyonlar” aracılığıyla gerçekleşen
toplumsal üretim ve sermaye birikimi sürecinin analizine dayanan bir
emperyalizm teorisi geliştirir:
“Emperyalizmin ekonomik
kökeninin açıklamasının özellikle sermaye birikimi yasalarından [doğru bir
anlayışla] türetilmesi ve onunla uyumlu hâle getirilmesi gerektiğine hiç şüphe
yoktur, çünkü bir bütün olarak emperyalizm, genel empirik gözleme göre, özel
bir birikim yönteminden başka bir şey değildir. […] Emperyalizmin özü, tam
olarak sermayenin eski kapitalist ülkelerden yeni bölgelere yayılmasından ve bu
ülkeler arasında cereyan eden yeni alanları ele geçirmek için verilen rekabetçi
ekonomik ve politik mücadeleden ibarettir.”[23]
Belirli
kapitalist ülkeler tarafından gerçek birikimi ve dış ticaret yoluyla
ilişkilerini soyutlayan Marx’ın aksine, Luxemburg, genişletilmiş yeniden
üretimin ideal tip bir kapitalist toplum bağlamında tartışılmaması gerektiğini
iddia eder.[24] Genişletilmiş yeniden üretim meselesinin anlaşılmasını kolay
kılmak adına, Marx, dış ticareti soyutlar ve münferit bir ulusu inceler, dünya
piyasasının yasası olan değer yasasının egemen olduğu ideal bir kapitalist
toplumda artı-değerin nasıl gerçekleştiğini ortaya koyar.[25] Bu noktada
Luxemburg, Marx’la aynı fikirde değildir. Luxemburg, sosyal sermayenin
dolaşımındaki ve yeniden üretimdeki değer ilişkilerini metaları yaratan üretim
sürecinin kendine özgü özelliklerini göz ardı ederek analiz eder. Bu yaklaşımı
dâhilinde Luxemburg, bir bütün olarak işleyen piyasaya bakar, yani satışların “tüccarın
müdahalesi olmaksızın” doğrudan gerçekleştiğini varsaydığı kapitalist dolaşım
sürecini analize tabi tutar.
Marx,
artığın önemli bir bölümünün somut bireyler yerine sermaye tarafından
emildiğini göstermek ister. Soru, “kim” değil, “neyin” artık metaları
tükettiğidir. Luxemburg ise sermaye birikimini kapitalist ve kapitalist olmayan
sistemler arasındaki uluslararası meta mübadelesi düzeyinden başlayarak analiz
eder. Luxemburg’un onca itirazına rağmen, gene de Marx’ın değişen sermaye
sorununa ilişkin analizinin, kendisinin sosyal-ekonomik teorisinin anahtarı
olan sermaye birikimi yasası sorununu ortaya koymanın temeli olarak hizmet
ettiğinin farkındadır. Aynı şekilde, bu argüman dizisi, üretken ve üretken
olmayan emek arasındaki son derece önemli ayrımın anlaşılmasına imkân tanımaktadır.[26]
Bu ayrım olmadan, neoklasik ekonomiye ve onun liberal feminizmle ortaklığına
özgü bir tepki olarak toplumsal yeniden üretim teorisini anlamak, neredeyse imkânsız
olurdu. Luxemburg, Sermaye Birikimi’nde tam da bu nedenle Marx’tan
alıntı yapar:
“Daha önce üretken olmayan
işçiler üretken olanlara dönüştürüldüğünde veya nüfusun daha önce çalışmayan
kadın ve çocuklar ya da yoksullar gibi kesimleri üretim sürecine çekildiğinde,
emekçi nüfus artar.”[27]
Bu
tür bir ekonomi ve “emek nüfusunun” liberal bir yaklaşım dâhilinde üretime dâhil
edilmesinin demokratikleştirme potansiyelinin düşük olduğunu, ezilen sınıfı
özgürleştirmek gibi bir niyetinin olmadığını görmek gerekir. Haklar, kimlik
düzeyinde (maddi toplumsal düzeyin aksine) çok dikkatli bir şekilde ve yalnızca
öncelikle kapitalist üretim tarzının yeniden üretimini korumak için tasarlanmış
formüle göre bahşedilir. On dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren burjuva
kadınlar, sınıf sisteminin ortadan kaldırılmasını düşünmediler; aksine onu
desteklediler. Dahası, burjuva feminizmi, kapitalizmi ve kişinin kendi sınıfsal
konumuna onay verdi, işçi kadınların haklarını hiçe saydı. Sermaye birikim
süreçleri, modern devlet, liberalizmin özlemleri ve ardından burjuva feminizmi hep
aynı yolda ilerledi:
“Biçimsel düzeyde,
kadınların siyasi hakları, burjuva devletle oldukça uyumlu bir şekilde örtüşür.
Finlandiya, Amerikan eyaletleri, birkaç belediye, kadınlara eşit haklar
politikasının henüz devleti devirmediğini, sermayenin egemenliğine halel
getirmediğini ortaya koyuyor.”[28]
Luxemburg,
kadınların oy hakkı hareketinin rolünün, yalnızca burjuva kadınların işçi
hakları ve proleter kadınların toplumsal hak mücadelesini desteklemekteki basit
başarısızlığı nedeniyle değil, aynı zamanda kadınların hane içindeki yeniden
üretim işine dayalı toplumsal ilişkilerden doğan ezilme durumunu olumlama
sürecine aktif katılımları nedeniyle de gerici olduğunu söylüyor.
Luxemburg’un
iktisat teorisinin merkezinde duran yöntemsel unsur, klasik politik iktisatla
çatışmadır. Bu nedenle, eleştirisinin konularının aynı zamanda tam olarak
kapitalizmi mümkün kılan, liberalizm, feodal monarşiden kapitalizme geçişte
burjuvazinin oynadığı rol gibi toplumsal olgu ve süreçleri de içermesi gayet
doğal bir durumdur.
Haklar,
yasalar ve günümüzün toplumsal sözleşmeleri, kapitalizmin olumlanmasında biçimsel
düzeyde önemli bir tarihsel rol oynayan kurumlardır.[29] Ama aynı zamanda
burjuva feminizmi, kapitalist sınıf yapılarının baki kılınmasında önemli bir
rol oynar. Bir yandan, burjuvaziye mensup kadınlar, yalnızca egemen sınıf
içindeki kadınlara oy hakkı verilmesini isterler, bir yandan da bireyci bir
bakış açısı üzerinden, en genel anlamda kadınların konumu ile ilgili meselelerle
ve kadına yönelik zulmün sınıfla bağlantılı sebepleriyle hiç ilgilenmezler.
Luxemburg’a göre, burjuva kadının rolü çok önemlidir, çünkü o, varlığıyla, yerleşik
toplumsal ilişkilerin sürdürülmesine, daimî kılınmasına aktif olarak destek
sunar:
“İş veya meslek sahibi
birkaç kişi dışında, burjuvazinin kadınları toplumsal üretimde yer almazlar.
Onlar, adamlarının proletaryadan zorla aldıkları artı değerin ortak
tüketicilerinden başka bir şey değiller.”[30]
Luxemburg,
burjuva kadınların hedeflerini proleter kadınların desteklediği hedeflerin
karşısına koyarak, buradaki sorunun yalnızca toplumsal cinsiyetle ilgili değil,
aynı zamanda sınıfla ilgili bir sorun olduğunu söyler. Evrensellikten dem vurup
genel olarak kadınlar hakkında konuşmak hiçbir derde deva olmaz, çünkü sınıf
analizi olmadan toplumsal cinsiyet analizi, indirgemecidir.
Üst
sınıflara mensup kadınlar, çoğunlukla piyasa süreçleri çerçevesinde üretime
katılmamakta ve böylece işçi sınıfının sömürülmesiyle elde edilen artı-değeri
tüketmektedirler, dolayısıyla bunlar, toplumsal ilişkilerin yeniden üretiminde
birer “asalak” işlevi görürler:
“Onlar,
toplumsal bedenin asalaklarının sırtından geçinen asalaklardır. Başkalarının
artıklarından beslenerek geçinen bu asalaklar, bir asalağın yaşama ‘hakkı’nı savunmada,
sınıf egemenliğinin ve sömürünün doğrudan temsilcilerinden genellikle daha azgın
ve daha zalim olurlar.”[31]
Böylece
Luxemburg, burjuva kadının tek toplumsal rolünün mevcut düzeni sürdürmek ve
yeniden üretmek olduğunu belirtir ve onları kurtuluş mücadelesinde müttefik olarak
görmez:
“Mülk sahibi sınıfların
kadınları, toplumsal olarak hiçbir işe yaramayan varlıklarının geçimini
sağlamak için gerekli araçları temin ettikleri emekçilerin sömürülmesini ve
köleleştirilmesini her zaman fanatik bir şekilde savunacaklardır.”[32]
Luxemburg,
burjuva feminizmine yönelik sert eleştirisinde yalnız değildir. Diğerlerinin
yanı sıra Clara Zetkin ve Alexandra Kollontai, özellikle liberal kadınların, kadınların
kurtuluşu konusundaki gerici tutumlarına bakış açılarını göz önünde
bulundurursak, çok fazla katkıda bulunmuş isimlerdir. Sosyalist kadınların
evrensel talepleri, toplumsal maddi gerekçelerin ve güdülen davaların neticesi
olarak gündeme geldiler ve en nihayetinde sosyalist kadınlar, aynı sınıfa mensup
erkeklerle üst sınıftaki kadınlardan daha fazla ortak noktaya sahiplerdi. Üstelik
bu ortaklık, tarihsel planda kadınların işgücü piyasasına girerek erkek işgücünün
değerini düşürdüğünün düşünüldüğü, emeğin fiyatının azaldığına inanıldığı bir
dönemde inşa edildi. Sosyalist kadınlar, kadın işgücü sorununa ilişkin olarak,
kadınların iş yükünün, hane içinde yeniden üretim emeğiyle daha da
ağırlaştığına dikkat çekiyorlardı.
“Kadınlar,
kapitalizm ve aile yaşamındaki bağımlılıkları nedeniyle iki kat baskı
altındalar”[33] diyen Clara Zetkin’i, toplumsal yeniden üretim teorisinin “birinci
dalgası” içerisinde yer alan bir isim olarak görmek mümkün. Bu konuda önemli
bir başka örneği ise Luxemburg sunuyor. Ailenin toplumsal rolü konusunda 1912’de
yaptığı bir konuşmada Engels’e atıfta bulunarak, piyasadaki emek ile evdeki
emek arasında ayrım yapıyor, böylece toplumsal yeniden üretim teorisinin ilk temellerini
atıyor:
“Bu tür bir iş [çocukları
yetiştirmek veya ev işleri], harcanan binlerce küçük çabanın eşlik ettiği fedakârlığın
nasıl yapıldığına, onca enerjinin nasıl harcandığına bakılmaksızın, bir çırpıda
kenara itilen, mevcut kapitalist ekonomi bağlamında üretken görülmeyen bir
iştir. Bu tür işler, işçinin özel meselesidir, mutluluğu ve bereketi ile
alakalı bir meseledir, dolayısıyla, mevcut toplumumuz için yok hükmündedir.
Kapitalizm ve ücret sistemi hüküm sürdüğü sürece, yalnızca artı değer üreten,
kapitalist kâr yaratan bu tür işler üretken olarak kabul edilirler. Bu açıdan
bakıldığında, bacaklarıyla patronunun cebini para dolduran müzikhol dansçısı
üretken bir işçi iken, proleter kadınların ve annelerin evlerinin dört
duvarındaki tüm emekleri verimsiz kabul edilir. Bu, kulağa acımasız ve çılgınca
geliyor, oysa şu anki kapitalist ekonomimizin vahşiliği ve çılgınlığı ile
örtüşen bir durum bu. Bu acımasız gerçeği açık ve duru bir biçimde görmek,
proleter kadının birinci görevidir.”[34]
Luxemburg,
esasında kadınların dezavantajlı konumda oluşlarının sebebini kapitalist üretim
tarzı yerine basitçe kadın ve erkek arasındaki “çelişki” olarak gören ideolojinin
analiz noktasında yüzleşeceği önemli sorunun altını çiziyor. Luxemburg’a göre
söz konusu uyarı, kadınlara yönelik baskıyı sermaye ve emek arasındaki çelişkinin
bir ürünü olarak yorumlamak yerine, tarih ötesi ve liberal feminizm
doğrultusunda yorumlamanın ne kadar yanlış ve indirgemeci olduğunu ortaya koyuyor:
“Burjuva kadınların
dilinde iyiden iyiye karşılık bulan kadınların eşitliği çağrısı, esasen maddi
hiçbir zemini bulunmayan, köksüz birkaç cılız grubun kadın-erkek karşıtlığından
dem vuran, bir anlamda kapristen başka bir şey olmayan saf ideolojisinden başka
bir şey değildir. Kadınlara oy hakkı talep eden süfrajet hareketinin gülünç
niteliğini bu ideoloji gayet iyi ortaya koymaktadır.”[35]
Neoliberalizm,
toplumsal cinsiyeti sermayenin sınıf çıkarları doğrultusunda başarılı bir
şekilde istismar eder. Bu nedenle bugün piyasaya ve onun yeniden üretilmesine
karşı direnişi esas alan antikapitalist stratejiler oluşturmak, ayrıca bir
yandan da kapitalist üretim tarzının genel çerçevesi dâhilinde işleyen yeniden
üretim süreçlerine ve hane denilen alana odaklanmak gibi önemli bir görevi
üstlenmek zorundayız.
İster
ulusal isterse uluslararası düzeyde ele alınsın, piyasa ve devlet arasındaki
ilişkiye dair, sistem temelli analizlerin kapitalist üretim tarzının karşısına çıkartılacak
kısa veya uzun vadeli seçeneklerle ilgili tartışma için gerekli çıkış noktaları
olarak gereklilik arz ettiği bir dönemde, Luxemburg’un yaptığı burjuva
feminizmi eleştirisi ve onun toplumsal yeniden üretim teorisiyle kurduğu bağ,
sadece alana giriş konusunda önemli bir referans noktası sunmakla kalmıyor,
aynı zamanda paralel yapılar arasında onların yan yana gelen ilerici hedefleri
temelinde ittifaklar inşa etmek için en uygun politik modeli inşa ediyor.
Ankica Čakardić
25
Şubat 2018
Kaynak
Kaynakça:
Yayına Hazırlayanlar: Adler, Georg, Peter Hudis ve Annelies Laschitza, 2011, The
Letters of Rosa Luxemburg, Çeviri: George Shriver, Londra: Verso.
Arrighi,
Giovanni 2004, “Spatial and Other “Fixes” of Historical Capitalism”, Journal
of World-Systems Research, 10, 2: s. 527–39.
Bellofiore,
Riccardo 2010, “Finance and the Realization Problem in Rosa Luxemburg: A
Circuitist Reappraisal”, Libcom.
Yayına
Hazırlayanlar: Bellofiore, Riccardo, Ewa Karwowski ve Jan Toporowski, 2014, The
Legacy of Rosa Luxemburg, Oskar Lange and Michał Kalecki: Volume 1 of Essays in
Honour of Tadeusz Kowalik, Basingstoke: Palgrave Macmillan.
Bulajić,
Žarko 1954, “Predgovor našem izdanju [Yugoslavya baskısına önsöz]”, Roza
Luksemburg içinde, yayına hazırlayan: Paul Frelih [Paul Frölich], Belgrad:
Izdavačko preduzeće ‘Rad’.
Cámara
Izquierdo, Sergio 2006, “A Value-oriented Distinction between Productive and
Unproductive Labour”, Capital & Class, 30, 3: s. 37–63.
Cox,
Robert 1983, “Gramsci, Hegemony, and International Relations: An Essay in
Method”, Millennium: Journal of International Studies, 12: s. 49–56.
Yayına
Hazırlayanlar: Day, Richard B. ve Daniel Gaido, 2012, Discovering
Imperialism: Social Democracy to World War I, Historical Materialism Book
Series, Leiden: Brill.
Dunayevskaya,
Raya 1981, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy of
Revolution, Atlantic Highlands, NJ.: Humanities Press.
Federici,
Silvia 2004, Caliban and the Witch: Women, the Body and Primitive
Accumulation, New York: Autonomedia.
Gavrić,
Milan 1955, “Predgovor [Giriş]”, Akumulacija kapitala: Prilog ekonomskom
objašnjenju imperijalizma [Sermaye Birikimi: Emperyalizmin Ekonomik İzahına
Katkı] içinde, Rosa Luxemburg, Belgrad: Kultura.
Harvey,
David 2001, “The Geography of Capitalist Accumulation: A Reconstruction of
Marx’s Theory”, Spaces of Capital: Towards a Critical Geography içinde,
Edinburgh: Edinburgh University Press.
Harvey,
David 2003, The New Imperialism, Oxford: Oxford University Press.
Harvey,
David 2005, A Brief History of Neoliberalism, Oxford: Oxford University
Press.
Harvey,
David 2006, The Limits to Capital, New Edition, Londra: Verso.
Harvey,
David 2014, Seventeen Contradictions and the End of Capitalism, Londra:
Profile Books.
Haug,
Frigga 2007, Rosa Luxemburg und die Kunst der Politik, Hamburg:
Argument-Verlag.
Hudis,
Peter 2014, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital: Rosa
Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, Logos;.
Yayına
Hazırlayan: Hudis, Peter, 2013, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume
I: Economic Writings 1, Çeviri: David Fernbach, Joseph Fracchia ve George
Shriver, Londra: Verso.
Yayına
Hazırlayanlar: Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg
Reader, New York: Monthly Review Press.
Yayına
Hazırlayanlar: Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete Works of
Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2, Çeviri: Nicholas Gray ve
George Shriver, Londra: Verso.
Kowalik,
Tadeusz 2014 [1971/2012], Rosa Luxemburg: Theory of Accumulation and
Imperialism, çeviren yayına hazırlayanlar: Jan Toporowski ve Hanna
Szymborska, Basingstoke: Palgrave Macmillan.
Krätke,
Michael R. 2006, “The Luxemburg Debate: The Beginnings of Marxian
Macro-Economics”, Kapacc.
Luxemburg,
Rosa 1975 [1925], Uvod u nacionalnu ekonomiju [Ulusal Ekonomiye Giriş],
Zagrep: Centar za kulturnu djelatnost omladine.
Luxemburg,
Rosa 1976 [1909], “The National Question”, The National Question: Selected
Writings içinde, yayına hazırlayan: Horace B. Davis, New York: Monthly
Review Press.
Luxemburg,
Rosa 2003 [1913/51], The Accumulation of Capital, çeviri: Agnes Schwarzschild,
Londra: Routledge.
Luxemburg,
Rosa 2004a [1902], “A Tactical Question”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson,
2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.
Luxemburg,
Rosa 2004b [1904], “The Proletarian Woman”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson,
2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly Review Press.
Luxemburg,
Rosa 2004c [1907], “Address to the International Socialist Women’s Conference”,
Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader
içinde, New York: Monthly Review Press.
Luxemburg,
Rosa 2004d [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve Kevin
B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly
Review Press.
Luxemburg,
Rosa 2015a [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the Economic
Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The Complete
Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas
Gray ve George Shriver, Londra: Verso.
Luxemburg,
Rosa 2015b [1921], “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have
Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc,
2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2
içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso.
Marx,
Karl 1982 [1867], Capital: A Critique of Political Economy. Volume One, Çeviri:
Ben Fowkes, Harmondsworth: Penguin.
Marx,
Karl 1991 [1893], Capital: A Critique of Political Economy. Volume Three,
Çeviri: David Fernbach, Harmondsworth: Penguin.
Marx,
Karl 1992 [1885], Capital: A Critique of Political Economy. Volume Two, Çeviri:
David Fernbach, Harmondsworth: Penguin.
Panitch,
Leo ve Sam Gindin 2003, “Global Capitalism and American Empire”, Socialist
Register 2004: The New Imperial Challenge, yayına hazırlayanlar: Leo
Panitch ve Colin Leys, Londra: Merlin Press.
Ping,
He 2014, “Rosa Luxemburg’s Theories on Capitalism’s Crises: A Review of The
Accumulation of Capital”, Kapacc.
Quiroga,
Manuel ve Daniel Gaido 2013, “The Early Reception of Rosa Luxemburg’s Theory of
Imperialism”, Capital & Class, 37, 3: s. 437–55.
Riddell,
John 2014, “Clara Zetkin in the Lion’s Den”, John Riddell: Marxist Essays
and Commentaries, 12 Ocak Riddell.
Sassen,
Saskia 2010, “A Savage Sorting of Winners and Losers: Contemporary Versions of
Primitive Accumulation”, Globalizations, 7, 1–2: s. 23–50.
Savran,
Sungur ve Ahmet E. Tonak 1999, “Productive and Unproductive Labour: An Attempt
at Clarification and Classification”, Capital & Class, 23, 2: s. 113–52.
Schmidt,
Ingo 2014, “Rosa Luxemburg: Economics for a New Socialist Project”, New
Politics, Yaz, Newpol.
Thomas,
Peter D. 2006, “Being Max Weber”, New Left Review, II, 41: s. 147–58.
Tomidajewicz,
Janusz J. 2014, “‘The Accumulation of Capital” of Rosa Luxemburg, and Systemic
and Structural Reasons for the Present Crisis”, Economic Crisis and
Political Economy. Volume 2 of Essays in Honour of Tadeusz Kowalik içinde, yayına
hazırlayanlar: Riccardo Bellofiore, Ewa Karwowski ve Jan Toporowski,
Basingstoke: Palgrave Macmillan.
Wood,
Ellen Meiksins 2012, Liberty and Property: A Social History of Western
Political Thought from Renaissance to Enlightenment, Londra: Verso.
Dipnotlar:
[1] Burada sadece elimizdeki İngilizce çevirilerle yetindik. 1902-1914 arası
dönemde “kadın sorunu” ile ilişkili çalışmalarını ve konuşmalarını şu şekilde
sıralamak mümkün: “Taktiksel Bir Sorun” (1902), “Enternasyonal Sosyalist Kadın
Konferansı’na Hitap” 1907), “Kadınların Oy Hakkı Mücadelesi ve Sınıf Mücadelesi”
(1912) ve “Proleter Kadın” (1914). Tüm bu metinler, Hudis ve Anderson’ın yayına
hazırladığı 2004 tarihli The Rosa Luxemburg Reader isimli çalışmada
mevcut.
[2]
Rosa Luxemburg, [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the
Economic Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The
Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri:
Nicholas Gray ve George Shriver, 2015, Londra: Verso.
[3]
Yayına Hazırlayan: Peter Hudis, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume
I: Economic Writings 1, Çeviri: David Fernbach, Joseph Fracchia ve George
Shriver, 2013, Londra: Verso.
[4]
Peter Hudis, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital: Rosa
Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, 2014, Logos.
[5]
A.g.e.
[6]
Anton Pannekoek, Gustav Eckstein, Otto Bauer ve Karl Kautsky’in eleştirileri için
şu çalışmaya bakınız: Yayına Hazırlayanlar: Richard B. Day ve Daniel Gaido, Discovering
Imperialism: Social Democracy to World War I, Historical Materialism Book
Series, 2012, Leiden: Brill. Öte yandan Luxemburg’un kitabına olumlu
yaklaşanlardan da söz etmek gerek. Bu noktada Franz Mehring’in şu eleştirisine
bakılabilir: “Bazıları kitabı tümüyle yanlış diye redde tabi tutuyor, hatta beş
para etmez bir derleme çalışması olarak görüp eleştiriyor, bazıları da kitabın Marx
ve Engels’in ellerine kalem aldığı günden beri sosyalist literatürde karşılaşılmış
en önemli olgu olduğunu söylüyor. Bu satırların yazarı olan eleştirmense
tümüyle ikinci grupta yer alıyor.” [Day ve Gaido, a.g.e., 2012, s.
746.]
[7]
Yayına Hazırlayanlar: Georg Adler, Peter Hudis ve Annelies Laschitza, The
Letters of Rosa Luxemburg, Çeviri: George Shriver, 2011 Londra: Verso, s. 324.
[8]
Aktaran: Day ve Gaido, a.g.e., 2012, s. 677.
[9]
Bu konuda birkaç istisnai çalışmadan söz edilebilir: Tadeusz Kowalik, [1971/2012],
Rosa Luxemburg: Theory of Accumulation and Imperialism, çeviren yayına
hazırlayanlar: Jan Toporowski ve Hanna Szymborska, 2014, Basingstoke: Palgrave
Macmillan; Peter Hudis, “The Dialectic of the Spatial Determination of Capital:
Rosa Luxemburg’s Accumulation of Capital Reconsidered”, 2014 Logos; Yayına Hazırlayanlar: Riccardo Bellofiore,
, Ewa Karwowski ve Jan Toporowski, The Legacy of Rosa Luxemburg, Oskar Lange
and Michał Kalecki: Volume 1 of Essays in Honour of Tadeusz Kowalik, 2014, Basingstoke:
Palgrave Macmillan; He Ping, “Rosa Luxemburg’s Theories on Capitalism’s Crises:
A Review of The Accumulation of Capital”, 2014, Kapacc; ve Riccardo Bellofiore, “Finance
and the Realization Problem in Rosa Luxemburg: A Circuitist Reappraisal”, 2010,
Libcom. Ayrıca bu noktada Luxemburg’un
uzamsallık diyalektiğini onun emperyalizm teorisini sistematik analize tabi
tutmayan (her birinin sahip olduğu değeri ve niteliği burada tartışmaktan
imtina edeceğimiz) farklı “yeni emperyalizm” teorilerine muhtelif şekillerde
tatbik eden çalışmalardan da söz edilebilir: David Harvey, “The Geography of
Capitalist Accumulation: A Reconstruction of Marx’s Theory”, Spaces of
Capital: Towards a Critical Geography içinde, 2001, Edinburgh: Edinburgh
University Press; David Harvey, The New Imperialism, 2003, Oxford:
Oxford University Press; David Harvey, A Brief History of Neoliberalism,
2005, Oxford: Oxford University Press; David Harvey, The Limits to Capital,
2006, New Edition, Londra: Verso; David Harvey, Seventeen Contradictions and
the End of Capitalism, 2014, Londra: Profile Books; Silvia Federici, Caliban
and the Witch: Women, the Body and Primitive Accumulation, 2004, New York:
Autonomedia; Saskia Sassen, “A Savage Sorting of Winners and Losers:
Contemporary Versions of Primitive Accumulation”, Globalizations, 2010, 7,
1–2: s. 23–50; Giovanni Arrighi, “Spatial and Other “Fixes” of Historical
Capitalism”, Journal of World-Systems Research, 2004, 10, 2: s. 527–39;
Leo Panitch ve Sam Gindin, “Global Capitalism and American Empire”, Socialist
Register 2004: The New Imperial Challenge, yayına hazırlayanlar: Leo
Panitch ve Colin Leys, Londra: Merlin Press; Robert Cox, “Gramsci, Hegemony,
and International Relations: An Essay in Method”, Millennium: Journal of
International Studies, 1983, 12: s. 49–56. Emperyalizm meselesi, yeni
eleştiri teorilerinin ayrılmaz parçasıdır ve Hobson’dan Lenin’e ordan
Luxemburg, Buharin ve Guevara’dan Fanon’a uzanan uzun bir geçmişe sahiptir.
[10]
Ingo Schmidt, “Rosa Luxemburg: Economics for a New Socialist Project”, New
Politics, 2014 Yaz, Newpol.
[11]
Akt.: Bulajić, Žarko 1954, “Predgovor našem izdanju [Yugoslavya baskısına önsöz]”,
Roza Luksemburg içinde, yayına hazırlayan: Paul Frelih [Paul Frölich],
Belgrad: Izdavačko preduzeće ‘Rad’, s. VIII.
[12]
Akt.: Peter D. Thomas, “Being Max Weber”, New Left Review, II, 2006, 41:
s. 154.
[13]
Raya Dunayevskaya, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy
of Revolution, Atlantic Highlands, 1981, NJ.: Humanities Press, s. 27.
[14]
A.g.e.
[15]
Bu noktada şu iki çalışmanın yaptığı katkılar üzerinde durulmalıdır: Frigga Haug,
Rosa Luxemburg und die Kunst der Politik, Hamburg: Argument-Verlag ve Raya
Dunayevskaya, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation, and Marx’s Philosophy of
Revolution, Atlantic Highlands, 1981, NJ.: Humanities Press.
[16]
Adler, Hudis ve Laschitza, a.g.e., s. 153.
[17]
Rosa Luxemburg [1907], “Address to the International Socialist Women’s
Conference”, Hudis, Peter ve Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg
Reader içinde, New York: Monthly Review Press, s. 237.
[18]
Aktaran: Dunayevskaya, a.g.e., s. 95.
[19]
Rosa Luxemburg, [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve
Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly
Review Press, s. 240.
[20]
Rosa Luxemburg, [1902], “A Tactical Question”, Hudis, Peter ve Kevin B.
Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, New York: Monthly
Review Press, s. 235.
[21]
Rosa Luxemburg, [1909], “The National Question”, The National Question:
Selected Writings içinde, yayına hazırlayan: Horace B. Davis, 1976, New
York: Monthly Review Press, s. 111.
[22]
Rosa Luxemburg, [1913], “The Accumulation of Capital: A Contribution to the
Economic Theory of Imperialism”, Hudis, Peter ve Paul Le Blanc, 2015, The
Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic Writings 2 içinde, Çeviri:
Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso, s. 330.
[23]
Rosa Luxemburg, [1921], “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones
Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, Hudis, Peter ve Paul Le
Blanc, 2015, The Complete Works of Rosa Luxemburg. Volume II: Economic
Writings 2 içinde, Çeviri: Nicholas Gray ve George Shriver, Londra: Verso,
s. 449–50.
[24]
Luxemburg, Marx’ı doğrudan eleştirir ve Kapital’in ikinci cildindeki iki bölüm
arasında kurduğu ilişkiye dair şemanın (c+v+s) “cansız” olduğunu söyler: “O
hâlde tüm alanı, o alan içindeki çelişkileri ve ilişkileri yok sayan bu cansız
teorik kurguyu kullanan kişi, ilgili süreç ve iç hareket yasalarını nasıl doğru
bir şekilde kavrayabilir?” [Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital, Or,
What the Epigones Have Made Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, a.g.e.,
s. 450.] Michael R. Krätke’nin 2006 tatihli “Luxemburg Tartışması: Marksçı
Makro Ekonominin Başlangıç Unsurları” (s. 22) isimli makalesinde dile getirdiği
biçimiyle “Marx’taki şemaları iyileştirmeye veya genişletmeye dönük her türden
çaba boş bir çabadır Luxemburg’un gözünde Marx’ın yeniden üretim şemaları
temelde kusurludur ve yeniden formüllendirildiği takdirde kurtarılacak cinsten
değildirler.”
[25]
Luxemburg haklı olarak Marx’ın dış ticaret meselesini detaylı bir biçimde ele
almadığını söyler, ama kendisi de Marx’ın toplumu küresel ekonomi bağlamında
araştırıp analiz ettiği gerçeğini pek dikkate almaz: “Kapitalist üretim dış
ticaret olmadan varolamaz. Eğer belirli bir ölçekte her yıl olağan düzeyde
yeniden üretim gerçekleşiyorsa, o vakit dış ticaretin içte üretilen kalemlerin
yerini ancak diğer doğal biçimlerin kullanılması yoluyla aldığını ve değer
oranlarını etkilemediğini söyleyebiliriz. […] Dış ticareti yıllık üretimin değeriyle
ilgili analize dâhil ettiğimizde meseleler karışır ve bu işlem, ne soruna ne de
çözümüne yeni bir faktör temin eder.” [Karl Marx [1885], Capital: A Critique
of Political Economy. Volume Two, Çeviri: David Fernbach, 1992,
Harmondsworth: Penguin, s. 546.]
[26]
Üretken emek-üretken olmayan emek arasındaki farklılık hem Marx’ın anlayışı hem
de şu iki çalışmada geliştirilen anlayış üzerinden yorumlanmaktadır: Sungur Savran
ve Ahmet E. Tonak, “Productive and Unproductive Labour: An Attempt at
Clarification and Classification”, Capital & Class, 1999, 23, 2: s. 113–52
ve Sergio Cámara Izquierdo, “A Value-oriented Distinction between Productive
and Unproductive Labour”, Capital & Class, 2006, 30, 3: s. 37–63. Yazarların
tespitine göre bahsi edilen farklılık, bir bütün olarak kapitalizmin anlaşılması,
özelde yirminci yüzyıl kapitalizmine has özelliklerin analizi için gerekli
temeli teşkil etmektedir. Burada üzerinde durulan husus, sorunun ikili niteliğine
yöneliktir: bu bağlamda ya “genel manada üretici emeğe” ya da “sermaye için üretken
emeğe” atıfta bulunulmaktadır. Söz konusu ayrım, yeniden üretim (ev içi) emeği
ile üretken olmayan emek sorunu arasındaki ilişkiyi anlamak için çok önemli bir
ayrım olarak görülmektedir.
[27]
Rosa Luxemburg, “The Accumulation of Capital, Or, What the Epigones Have Made
Out of Marx’s Theory – An Anti-Critique”, a.g.e., s. 587.
[28]
Rosa Luxemburg, [1904], “The Proletarian Woman”, Hudis, Peter ve Kevin B.
Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, 2004, New York: Monthly
Review Press, s. 244.
[29]
Batılı liberal teoriye ve modern politik düşünceye toplumsal-tarihsel açıdan
yaklaşan ve “geçiş süreci” meselesine vurgu yapan detaylı bir değerlendirme
için bkz.: Ellen Meiksins Wood, Liberty and Property: A Social History of
Western Political Thought from Renaissance to Enlightenment, 2012, Londra:
Verso.
[30]
Rosa Luxemburg, [1912], “Women’s Suffrage and Class Struggle”, Hudis, Peter ve
Kevin B. Anderson, 2004, The Rosa Luxemburg Reader içinde, 2004, New
York: Monthly Review Press, s. 240.
[31]
A.g.e.
[32]
A.g.e.
[33]
Aktaran: John Riddell, a.g.e.
[34]
Rosa Luxemburg, “Women’s Suffrage and Class Struggle, s. 241.
[35] Rosa Luxemburg, “The Proletarian Woman, s. 243.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder