Şu
iki ismi aklınıza kazıyın: Alessandro La Fortezza ve Andrea Camperio Ciani. Bu
iki profesör, sosyal ayrımcılık için kullanılacak bir tür araç olarak yeşil
pasaporta karşı çıktıkları için görevlerinden istifa ettiler.
Aşağıda
kaleme aldıkları sözlerden bir bölüme yer veriliyor. İlki, Alessandro La
Fortezza’nın öğrencilerine yazdığı açık mektuptan. İkinci alıntı ise Andrea
Camperio Ciani’nin ders verdiği üniversitesinin rektörüne sunduğu istifa
mektubundan.
“Arkadaşlar, Temmuz ayı
içerisinde size ‘hoşça kalın’ demiştim, bugünse belki Eylül ayı içerisinde
okulda bir daha görüşemeyeceğimizi söylemek zorunda kalıyorum… Doğru olduğuna
kanaat getirirsem, doğru olduğuna inandığımda aşı olacağım. O aşıyı restorana
veya konsere vs. gidebilmek için olmayacağım. İşimi kaybetmemek için de
olmayacağım. Matta İncili’nin dördüncü babının dördüncü ayetinde dendiği gibi
“insan, sadece ekmekle yaşamaz.”… Yarın aşı olmaya karar versem bile, burnuma o
test çubuğunun girmesine izin versem bile, o yeşil pasaporta sahip olmayacağım.
Dolayısıyla, bireysel tercihlerim ne olursa olsun, onlar, farklı tercihlerde
bulunanlara ayrımcılık uygulamanın gerekçesi hâline gelemezler.”
“Sayın Rektör, aşağıda
imzası bulunan ben Andrea Camperio Ciani, Padua Üniversitesi profesörü olarak,
yeşil pasaportun derslere girmek için zaruri olduğunu öğrendim. Buradan, yeşil
pasaportumu size geri verme onuruna ve şerefine sahip olduğumu size, rektör
yardımcısı Maria Cristina Messa ile sağlık bakanı Roberto Speranza’ya
bildiririm.”
Başka
hocaların da çoğalttığı bu iki örnek, yeşil pasaporta karşı çıkanları ikinci
sınıf yurttaşlar olarak görüp, onlara ayrımcılık yapan hükümet kararnamesini,
bunun yanında, aşıların yol açtığı ölüm ve yaralanma durumlarında hükümeti her
türlü sorumluluktan muaf tutan, artık kanun hâline gelmiş olan 44/2021 sayılı
özel kararnameyi değersiz kılıyor.
Artık
en temel özgürlüklerimizin iptal edildiği iki yıllık istisna hâlinin ardından,
hocaların ve öğrencilerin liselerde ve üniversitelerde silinip gitmiş olan
politik bilince yeniden kavuşmalarının vaktidir.
Giorgio Agamben
28 Ağustos 2021
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder