Pages

27 Temmuz 2021

Yoldaş Nedir?


“Yoldaş” kavramı, devrimci mücadelede özel bir anlama ve öneme sahiptir. Bize sıklıkla bu terimi neden kullandığımızı soruyorlar. Bu soru, bilhassa mücadelede yeni olanlardan geliyor. Bu insanlar, bizim “kardeş, kanka, kuzen, adamım, zenci vs.” yerine neden bu ifadeyi kullandığımızı merak ediyorlar.

Her şeyden önce şunu söylememiz lazım: Biz, devrimci dönüşüm kültürünü ve eşitliği temel alan bir toplum inşa etmek istiyoruz. Bu sebeple bizim, çeteyi veya özel her türden ilişkiyi ifade eden terimler kullanmamamız gerekiyor. Derisinin rengi veya etnik kimliği ne olursa olsun, her insan bizim yoldaşımız olabilir. Ama o, her şeyden önce her türden zulme karşı mücadele eden, bize dost bir savaşçı olmalıdır.

“Hey bayım” veya “hey genç” gibi ifadeler, toplumsal statüdeki farklılığa işaret eder, bir kişiye daha az, diğerine daha çok saygı gösterildiğini söyler. Doğası gereği kimin üstte olduğuna dairdirler. “Fahişe, it herif, zenci, yosma” türünden ifadelerse aşağılayıcıdırlar, karşı tarafa saygı duyulmadığını gösterirler. Bize zaten saygı gösterilmeyen bir dünyada bu kelimelerin yumuşatılarak kullanılması bile sorunludur.

Oysa “Yoldaş” kelimesi, eşitliği ve saygıyı ifade eder. O, “sırtımı sana dayıyorum, biz biriz” demektir. Yoldaşlar kayıtsız şartsız birlikte hareket ederler ve gerektiğinde birlikte ölüme giderler. Bu kelime, dışlayıcı değildir, kapsayıcı olan ilişkilere dairdir. Devrimci sınıf dayanışmasını temel alır. Yoldaş, bugünün mücadelelerinde temsil etmeye çalıştığımız sosyalist geleceği anlatır, sınıfsız komünist toplumun nihai zaferine işaret eder.

Yeni Afrikalıların birbirlerine karşı kullandıkları ifadeler, kendilerinin farklı bir statüde olduğunu söyler. Bu statüler esasen bize hakaret eder, bizi insan bile görmez. Yukarıda değindiğimiz ifadeleri benimsemek, bu statülerin dayattığı rolleri bilinçaltında kabul etmemize neden olur. Zamanla siyahlar, bu ifadeleri kullana kullana aşağılık insanlar olduklarını düşünmeye ve buna inanmaya, ardından da birbirlerine başkalarından daha değersiz varlıklarmış gibi muamele etmeye başlarlar. Dolayısıyla asıl önemli olan, kendimize herkesle eşit olduğumuzu, herkes kadar iyi bir insan olduğumuzu, birbirimize buna göre hitap etmemiz gerektiğini hatırlatmaktır. Malcolm X’in 1965’te Village Voice’a verdiği mülâkatta dile getirdiği biçimiyle:

“Hareketin en büyük yanlışı, hâlihazırda uykuda olan halkı özel hedefler etrafında örgütlemeye çalışmasıydı. Önce insanları uyandırmanız, sonra eyleme geçmeniz gerekiyor.”

Bu söz üzerine mülâkatı yapan kişi şu soruyu soruyor: “Uyanıp sömürü konusunda bir bilince mi kavuşacaklar yani?”

“Hayır” diyor Malcolm, “onlar uyanacaklar ve insan olduklarının, sahip oldukları değerin bilincine varacaklar.”

Halk arasında yaygın olan, karşı tarafı küçümseyici birçok ifadeyi kullanmak yerine “yoldaş” ifadesini bilinçli bir biçimde kullandığımız takdirde bu, bizim herkesle eşit birer insan olarak bağ kurmamızı sağlayacaktır. Yoldaş bize, hayatta kalmak için başka insanlarla karşılıklı bir bağımlılık ilişkisi kurmamız gerektiğini anımsatır. Yoldaş, tüm ezilen ve sömürülen insanlar arasında eşitlik, dostluk ve samimiyet üzerine kurulu ilişkilerin kurulmasını teşvik eder. O proletaryanın müşterek görüşüne ait bir ifadedir. Yoldaş kelimesi, insanların kanaatlerinde ve fikirlerinde önemli bir değişimi tetikler. Biz bilir ki bu kelimeyi kullananlar, devrimci mücadeleye bağlı, bugün verilen mücadelelerde geleceği temsil eden insanlardır.

“Halkımız Bizim Dağlarımızdır” başlıklı yazısında Amilcar Cabral şunu söyler: “Size ‘kardeş’ veya ‘kız kardeş’ yerine ‘yoldaş’ demeyi tercih ediyorum, çünkü kardeş olmak, bir bağlılık, bir tercih meselesi değildir. Ama siz benim yoldaşımsanız, ben de sizin yoldaşınızımdır ve burada bir bağlılık, bir sorumluluk ilişkisi söz konusudur. ‘Yoldaş’ ifadesinin politik anlamı budur.”

Kişilerarası ilişkilerde yoldaşlık, insanları saygı, karşılıklı destek ve güven temelinde birbirine bağlar, örgütlerin dağılmamasını ve istikrarını korumasını sağlar. Mücadele sürecinde birliği inşa eder ve sağlamlaştırır, insanlar arasında karşılıklı güveni tesis eder, halk ve herkes için sosyal adalet mücadelesinde ne tür tehlikelerle yüzleşilse yüzleşilsin herkes birbirine yaslanır.

Halk, gerçek yoldaşlığa dair örneklerden öğrenir ve mücadeleye bağlılık gösterme konusunda belirli bir irade ortaya koyar. Bir örgütsel yapının gelişimi ve daimi kılınması, bizim “Panter Sevgisi” dediğimiz, devrimciler arasında kurulacak sıkı ve gerçek yoldaşlık ilişkilerine bağlıdır.

Kevin Raşid Johnson

20 Mayıs 2013

Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder