Klasik
liberalizmin gömleğini üzerine geçirmekten haz duyan liberteryanizmle
(özgürlükçülükle) faşizm arasında bağ kurmak mümkün.
Liberteryanizmdeki
anti-demokratik düşüncenin, liberteryanizmin fikri kurucu babalarından bugüne
dek uzanan uzun bir tarihi vardır.
Neoklasik
ekonominin kurucularından biri olan ekonomist Vilfredo Pareto, serbest piyasa
kapitalizmin sadık bir destekçisidir. Ömrünün son yıllarında Pareto, kendisini
senatoya alan Benito Mussolini’yi desteklemiştir.
Bu
noktada bir de Avusturya Okulu’na mensup ekonomist Ludwig von Mises’e
bakılabilir. Mises, 1927 tarihli Liberalizm kitabında Mussolini rejimine
övgüler dizmiştir.
“Faşizmin ve
diktatörlükler kurma amacı güden benzeri hareketlerin iyi niyetlerle yüklü
olduğunu, onların müdahalelerinin bugün için Avrupa medeniyetini kurtardığını
kimse inkâr edemez. Faşizmin kendi adına edindiği fazilet, ebediyete dek
hükmünü sürdürecektir. Bugün için uyguladığı siyaset, cümlemizi selamete
erdirmiş olsa da başarısının daimi olacağı konusunda kimse vaatte bulunamaz.
Faşizm, olağanüstü hâllerde başvurulan geçici bir çözümdür. Ondan daha
fazlasını beklemek, ölümcül bir hata olacaktır.”
Öte
yandan Ludwig von Mises, kendi memleketinde, Avusturya’da din adamlarına dayalı
faşist bir rejimi desteklemiş bir isimdir. Yahudi ataları olduğunu düşünerek
Nazilerden kaçıp Avrupa dışına çıkmıştır. ABD’ye göç eden Mises, burada aşırı
sağcı hareketlere ve John Birch Derneği gibi örgütlere destek vermeyi
sürdürmüştür.
Sonrasında
liberal mahfillerde hürmetle anılan Friedrich Hayek ve Milton Friedman gibi
ekonomistler, Şili’deki Pinochet diktatörlüğüne destek vermişlerdir. Sunduğu
destek konusunda gayet ikiyüzlü olan Friedman, kendisinin sadece diktatörü
sağlam bir dizi ekonomi siyaseti uygulamaya ikna etmeye çalışmakla
ilgilendiğini söylemiştir.
Pinochet’nin
ekonomi danışmanlarının büyük bölümü eğitimlerini Şikago Üniversitesi’nden
almıştır. Hayek, Pinochet’ye sunduğu destek konusunda nispeten daha samimidir,
hatta Pinochet’nin “liberal diktatörlüğünü” başka ülkelerde de benimsenmesi
gereken bir model olarak salık vermiştir. Hayek, Thatcher’ı söz konusu modeli
Birleşik Krallık’ta uygulamaya ikna etmeye çalışmış ama Thatcher bu öneriyi
reddetmiştir.
Jim Farmelant
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder