Ali
Şeriati defnedildiği sırada Mustafa Çamran bu mersiyeyi okudu:
Ey
Ali!
Seni
tanımamla birlikte “Kevir”ini açtım. Ruhunun ve kalbinin derinliklerinde
yüzdüm. Kendi gizli ve söylenmedik duygularımı onda buldum. Bundan önce kendimi
hep yalnız hissederdim. Hatta kendi duygu ve düşüncelerimden, gayri tabii
kendimden utanırdım. Fakat seninle tanışınca, yalnızlıkların uzağında bir
kapının önüne geldim. Seninle sırdaş ve dert ortağı oldum.
Ey
Ali!
Sen
bana “kendin” olma olgusunu öğrettin. Kendime yabancıydım, manevi ve ruhi
boyutlarımı tanımıyordum. Sen beni bir gül bahçesine götürdün, kötülükleri ve
güzellikleri görmem için bir gedik açtın.
Ey
Ali!
Belki
hayrete düşeceksin; geçen hafta “Bint-i Cebel” savaş cephesinde idim. Birkaç
gün cephe ilerisindeki “Tilli Mes’ud” siperinde Emel gerillalarıyla
birlikteydim. Yanımda bir kitap götürmüştüm, o kitap senin “Kevir”indi.
Kevir ki; bir
mana ve zenginlik âlemi… Beni bulutların ötesindeki ezeliyet ve ebediyetle
buluşturuyordu. Kevir ki; onda yok oluşun çığlığını işitiyordum. Vücudun
baskısından kurtulup, gökyüzü melekûtuna doğru uçuyordum. Yalnızlık dünyasında
vahdet mertebesine ulaşıyordum. Kevir ki; benim vücut cevherimi soyuyor,
yakıcı hakikat güneşinin önünde çıplak bırakıp eritiyordu. İhlas ve samimiyete
ters düşen her şeyi yerle bir ediyor, beni aşk kurbangâhında âlemi yaratana
feda ediyordu.
Ey
Ali!
Seninle
birlikte Kevir’e gidiyorum. Yalnızlık Kevir’ine… Tarihin o
korkunç tufanında aşkın kavurucu ateşi altına.
Ey
Ali!
Seninle
birlikte hacca gidiyorum. Şevk ve heyecanla, yücelik ve celal karşısında yok
oluşa… Ve Allah’a senin bakışınla bakıyorum.
Ey
Ali!
Seninle
birlikte Fırat kenarındaki hurmalıklara gidiyorum.
Ey
Ali!
Dert
ve endişe sahibi olmayı gecenin kalbinde buluyorum. Açılmış engin bir kuyu
senin derdini bana döküyor.
Ey
Ali!
Seninle
birlikte Hz. Fatıma’nın küçük ama küçüklüğüyle birlikte, dünyanın ve tarihin
hepsinden büyük evini görmeye gidiyorum. Öyle bir ev ki; Hz. Ali’yi, Fatıma’yı,
Zeyneb’i, Hüseyin’i kendinde toplamış. Öyle küçük bir ev ki; aşkın ortaya çıkış
yeri, fedakârlığın, imanın, istikametin ve şehadetin…
Ey
Ali!
Senin
kokun, ismin, sözlerin ve düşüncelerin beni Allah’a daha çok yaklaştıran bir
çeşit ibadettir.
Ey
Ali!
Bizim
tüm samimi namazlarımızda bizimlesin. Bizlerin göklere her yükselişinde,
bizlere eşlik ediyorsun. Hak yolunda şehadet mertebesine ulaşan mücahitlere
şahid ve şehidsin.
Mustafa Çamran
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder