On
beş senedir karşı-devrim sürecini seyrediyorsun.
Karşında,
ülkenin yarısından bir fazlasını örgütlemiş bir iktidar adamı var.
Evet
yalan dolanla, satın aldığı liberallerle, sermayede anlaştığı Turancılarla,
gayrimeşru, hukuksuz tüm zorbalığıyla örgütlenebilmiş bir iktidar var.
Taraf
olduğun sermaye grubun, en fazla kârı bu dönemde yaptığını açıklarken,
rahatladın, “işim rahat” dedin.
Tek
adamı severken emperyalizm “beni kullan” diye bağırırken iktidar, Suriye’de
ölen vatan evlatlarına “şehit” dedin, rahatladın.
İmam-Hatipler
artarken, laikliğin içi boşaltılırken, tecavüzler çocukları cemaatlerde
yakalarken, evde tencere tava çaldın, rahatladın.
Sen
“ben kendi siyasetime bakarım” dedin, yeri geldi, “barışı destekliyorum” diye
bu örgütlenmeye çanak tuttun, üstüne tüm kepazelikle iktidarı övdün.
Bugün
ağlıyorsun “diktatörlük geliyor” diye, on beş seneden beri sokakta diktatöre
karşı boyun eğmeyenler, örgütlü insanlar.
“Örgütlenmeye
aşırılık” dedin, “huzurumuz kaçıyor” dedin, “ekonomi mahvoluyor” dedin.
Geçim
derdinden, “düzenim bozulmasın, aman başım belaya girmesin” dedin, hep karşı
kaldırımdan başın önde geçtin.
Senin
çocukların için gaz ve copa boyun eğmeyenlere “haklılar”la, “ama”larla karşılık
verip vicdanını körleştirdin.
Sen
statükocu, sen…
Karşı-devrim
süreci örgütlenirken, özgürlüğün, çocuklarının geleceği yerine rahatını seçtin.
Artık
rahatlayamayacaksın… Rahat değilsin.
Sorumlusunu
biliyorsun.
Şimdi
başını kaldırıp karşı kaldırımdan yola geleceksin, boyun eğmeyenlerle birlikte
yürüyeceksin.
Örgütleneceksin.
Ya
da ağlamayı keseceksin.
Zerçe Gifari
17 Nisan 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder