Bu fotoğraf (Keren Manor) İsrail vatandaşı
Filistinlilerin içinde yaşadıkları durumu kelimelerden daha iyi yansıtıyor.
Yerde yatan adamın adı Eymen Ode. İsrail’deki üst düzey Filistinli
siyasetçilerden biri, milletvekili ve meclisteki üçüncü parti olan Ortak
Liste’nin başkanı.
İsrail polisi bir değil iki adet plastik mermi sıkmış
üzerine. Biri yüzüne gelmiş. Ode, İsrail’de yaşayan Filistinli azınlığın,
ülkenin beşinci büyük nüfusunun içinden çıkmış en halim selim siyasetçilerden
biri. Her zaman barış ve dostluk mesajları veriyor. Bu mesajlar, sadece
Yahudiler veya sadece Filistinlilerle ilgili değil üstelik. Ama göründüğü
kadarıyla, bu özelliği, onun ilk olarak yere serilmesine mani olmuyor.
Filistinlilere saldıran İsrailli güvenlik güçlerine soru sorduktan sonra
saldırıya uğruyor.
Bu fotoğraf, ABD veya İngiltere polisi ruhsuz bir
üslup dâhilinde Bernie Sanders’ı veya Jeremy Corbyn’i kanlar içerisinde yere
serip tozun toprağın içinde sürünmesine neden olduğunu gösteren bir fotoğraf
kadar sarsıyor, şoke ediyor olmalı insanları.
Bağlamın kendisi de önemli tabii. Ode, tümü İsrail
vatandaşı olan Umm Hiranlı bin kişiyle birlikte bu sabah erken saatlerde bir
gösteriye katıldı. Gösterinin amacı, Nakab’daki 150 hanelik köyü yıkan yıkım
ekiplerini protesto etmek. İsrail bu köydeki aileleri Nekbe esnasında kendi
topraklarından sürdükten sonra onların ellilerde Umm Hiran bölgesine
yerleşmelerine izin vermiş. O dönemde köylülerin köyden sürülmelerinin
gerekçesi ise Yahudi kibbutzu için atalarından kaldığını iddia ettikleri
toprağa ihtiyaç duymuş olmaları.
Tüm bunlar, yaklaşık yirmi yıl İsrail vatandaşı
Filistinlileri yöneten askerî yönetim esnasında meydana gelmiş. Altmış yılı
aşkın bir zamandır yaşananlar bundan farklı değil. Tek fark, bu sefer yıkımın
kameralar önünde gerçekleşmesi. Umm Hiran, buradaki ailelerin evlerinin yerine
Hiran isminde bir Yahudi yerleşimi inşa edilebilsin diye yok ediliyor.
İsrail’in elindeki imar planında Umm Hiran diye bir yer yok. Bu nedenle İsrail
bu köyü yasadışı ilân edebiliyor, orada yaşayanlara “gecekonducular” ve “mütecavizler”
diyebiliyor. Köyde yaşayan köylüler, ikinci kez etnik temizliğe maruz
kalıyorlar. Ama bu etnik temizlik, savaş zamanında veya düşmanlıkların
yaşandığı bir dönemde değil, barış zamanında, üstelik kendi devletleri eliyle
gerçekleştiriliyor.
Çok yalnızlar. Binlerce aile ve köyleri benzer bir
kaderle karşı karşıya.
Ellilerden bu yana hiçbir şey değişmedi. İsrail, hâlen
daha Filistinli yurttaşlarına askerî yöntemle hükmediyor. Bu, hâlâ daha bir
Yahudi devleti ve söz konusu devlet Filistinli “yurttaşlar”ına kıyasla Yahudi
yurttaşlarına daha fazla imtiyaz bahşediyor. Tüm Yahudi olmayan kesimlere birer
tehdit ve düşman olarak muamele ediyor.
İsrail normal bir devlet değil. O bir tür etnokrasi.
Temelde yüz yıl önce Avrupa’yı lime lime eden etnik milliyetçiliklerin
ideolojik bir türevinin güdümünde hareket ediyor.
Eymen Ode, Yahudi ve Filistinli yurttaşlar arasında
eşitlik ve barış için çalışmalar yürüten bir lider. Bugün sorduğu sorunun
cevabını aldı. Bedeni yara bere içinde kaldı, kana belendi, yere yığıldı ve
tozun toprağın içinde sürünmek zorunda kaldı. Yahudi devletinin kullandığı dil
işte bu.
Jonathan Cook
18 Ocak 2017
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder