Rıdvan
Dilmen’in “evet” yumurtası ardından, sosyal medyada, Fenerbahçe’nin
anti-emperyalist(!) tarihi ve neredeyse Papazın Çayırı’ndan Cönk Bayırı’na
uzanacak bir hamaset edebiyatı hâsıl oldu.
Bu
hamaseti yapanlar, bir de, Rıdvan'ı Fenerbahçe’nin tarihini bilmemekle
suçluyor.
Endüstriyel
futbolun trilyonluk ayaklarından, özünde anti-emperyalist olmayan bir savaşta,
anti-emperyalist addedilen bir takımın geçmişine sahip çıkması gibi absürt bir
beklenti var.
Sanırsınız
Rıdvan, takımın geçmişine ve savaş yıllarında ne yaptığına bakarak imza attı.
Fener'i,
Rıdvan'ı boş verin.
Bu
kadar geçmişe meraklıysak, herkes kendi hareketinin geçmişine, liderlerine,
ölümü ölümsüzleştiren yoldaşlarına, şimdiki durumlarına ve nereden nereye
gelindiğine baksın.
Buradan
çıkartacağı sonuç, düzenin referandumuna niye katılmak zorunda olduğumuzun da
özeleştirisini oluşturur.
Rıdvan
kim, Papazın Çayırı nere? Boş verin bunları.
El
sikkesiyle gerdek düşü kuranlar gibi, Rıdvan üzerinden kendi eksiklerimizi
gizlemeyelim.
Rıdvan
Papazın Çayırı’nı bilmiyormuş! Biz dağları biliyorduk da n'oldu?
Sistemin
önümüze koyduğu sandıktayız işte!
OHAL'de
için için kederlenin dağlar sizi (bizi) çoktan sildi...
Ferda İlter
26 Ocak 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder