Ortadoğu'da 3. dünya savaşı sürüyor. Adına “terör
merör” diyorlar. Aslında korkunç bir paylaşım savaşı var. Üstelik taraflar
belli değil. Her an her şekilde değişebiliyor.
Koca koca devletler; kendileri karşı karşıya
gelmiyorlar. Arkadan destekledikleri örgütlerle, küçük devletlerle işi
bitirmeye çalışıyorlar. Yani maşa kullanıyorlar. Ama her an maşaların
arkasındaki ülkeler değişiyor. Değişmeyen tek şey, çıkar.
Ortadoğu'daki savaşa; kimi “din savaşı”, kimi “mezhep
savaşı”, kimi “sınır savaşı”, kimi “demokrasi savaşı” diyor.
Yalan!
Savaşın adı çıkar savaşı…
Büyük devletler, küçük devletler, örgütler her biri
kendi çıkarına koşuyor. Örgütler devletleri, devletler büyük devletleri, büyük
devletler küçük devletleri, örgütleri kullandığını söylüyorlar. Yani kimin eli
kimin cebinde belli değil.
Bu ortamda dava denilen bir şey yok. Ha birileri çıkar
da “davamız şu” diyorsa hikâyedir.
Ortadoğu'daki petrol yatakları yarın kurusa, bir damla
petrol akmasa, doğal gazların arkası gelmese, herkes tası tarağı toplar, çeker
gider.
Ortadoğu’nun ırksal, mezhepsel, dinsel, ideolojik
yapıları kendi davasında gibi görünüyor. Ama değil.
Bütün bu hengâmede olan çocuklara oluyor. Kadınlara
oluyor. Savaşa girmeyen insanlara oluyor. Yani kabak yine garibanın başına
patlıyor.
Ortadoğu'da yapılacak iş, savaşı körüklemek değil,
herkesi barışa ikna etmek.
Özellikle bölge halklarını, örgütlerini,
devletlerini... Nihayetinde yabancılar işgal güçleridir.
Mehmet Çoban
18 Ekim 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder