Pages

08 Aralık 2015

Kara Panter Partisi ve Maoizm


Somut Durumun Somut Tahlili:

Kara Panter Partisi ve Maoizm İlişkisine Dair Bir Çalışma

 

Marksizm'in özü, onun yaşayan ruhu, somut durumun somut tahlilidir.
[Mao Zedung, Çelişki Üzerine, Nisan 1937]

 

1971 Eylül’ünün sonları. Kara Panterler’in kurucu liderlerinden Huey P. Newton, doğunun gizemli ülkesine, Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitti.[1] Halk Cumhuriyeti’ne yaptığı on günlük kısa yolculukta (kendisinden kısa bir süre sonra, Şubat 1972’de, bu kez Çin’in resmi ziyaretçisi Başkan Nixon oldu) Newton, Çin’in komünist devriminin mühim kazanımlarıyla her karşılaşmasında onlara hayranlık duydu. Newton’a öyle geldi ki bu ülke, dünyadaki cennet, kafasındaki ütopyaydı.

“Çin’de gördüğüm her şey, Çin’in sosyalist bir hükümet elinde kurtarılmış, özgür bir ülke olduğuna delalet ediyordu. […] Sınıfsız bir toplumun bina edilişini görmek unutulacak şey değildi.”[2]

Newton, Çin’deki deneyimini bu şekilde tarif ediyordu. Çin’de gördükleri ile kapitalist ülkelerde gördükleri arasındaki zıtlıklara dikkat çekiyor, gümrük ve göçmenlik kurumlarında yaşadıklarından edindiği tecrübeleri yine bu ülkelerin durumlarıyla kıyaslıyordu. Ona göre, “emperyalist uluslar”ın gümrük kurumları “insanlık dışı” idi. Çin gümrüğünü ise “serbest bölge”[3] olarak tarif ediyordu. İki dünya sistemindeki polis gücünü karşılaştırdığında, Çin polisinin halkın hizmetinde olmak anlamında taltif edilmesi, Amerikan polisinin ise “halkın iradesine karşı silahlı devasa bir kütle”[4] olarak eleştirilmesi gerektiği sonucuna varıyordu.

Huey Newton’ın 1971’deki Çin ziyareti, onun Maoist devrimci öğretilere olan bağlılığını artırdı. Bu gezi, onun için Malcolm X’in 1964’te hac farizasını yerine getirmek üzere Mekke’ye gitmesine benzer biçimde, devrimci inançlarının kutsal topraklarına yapılmış bir hac ziyareti vazifesi gördü.[5]

Siyahların iktidarı ve şiddet kullanımı için yaptıkları güçlü çağrı hasebiyle Kara Panter Partisi, Ku Klux Klan ya da Beyaz Vatandaşlar Konseyi gibi beyaz üstünlükçü gruplarla, sanki bunların siyah muadiliymiş gibi karşılaştırılagelmiştir.[6] Ne var ki Kara Panterler hakkındaki bu karşılaştırma ve yargılar, Parti’nin ve mücadelesinin dış görünüşüne dayalı, sathi değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Eğer Kara Panter Partisi’nin fikirlerinin ve ilham kaynaklarının izini geriye doğru sürersek, onların beyaz üstünlükçülerden tümüyle farklı olduklarını anlarız, zira Parti’nin ilham kaynakları felsefi bir zemine sahiptir: bu zemin diyalektik materyalizmdir.[7] Kara Panterler’i diğer siyah iktidarı yanlısı gruplardan ve elbette beyaz üstünlükçülerden ayıran ideoloji, Marksist teoriler ile siyah milliyetçiliğinin karışımıydı.

Kara Panter Partisi’nin Düşünsel Kaynakları:
Malcolm X ve Maoizm

Kara Panter Partisi’ne düşünce düzleminde doğrudan kaynaklık etmiş iki kişi, Malcolm X ve Başkan Mao’dur, Parti her ikisinin de fikirlerini kendinden emin bir biçimde kucaklamıştır.[8]

1960’ların ikinci yarısında İnsan Hakları Hareketi daha radikal bir aşamaya ilerlemişti. Malcolm X halka hitaben şöyle söylüyordu: “(bir eylem biçimi olarak) oturmayın, ayağa kalkın.”[9] Stokely Carmichael’ın 1966’da, Mississippi’de gerçekleştirilen Korkuya Karşı Yürüyüş’te yaptığı “Siyah İktidarı” çağrısı, SNCC’deki [Barışçı Öğrenciler Koordinasyon Komitesi] radikalleşmenin işaretini veriyordu. Siyah İktidarı hareketinin yükselişi, Dr. Martin Luther King’in barışçı öğretilerine bir meydan okumaydı. Barışçı bir faaliyet yerine eylemciler, artık iktidarı elde etmenin ve “öz-savunma”yı mümkün kılmanın yollarını arıyorlardı. İnsan Hakları Yasası ve Oy Hakkı Yasası federal hükümetçe onaylandığı halde siyahların aşağı konumlarında özsel bir değişiklik olmadığını müşahede ettiler. Hareketi daha ileri götürmek ve siyahlara güçlenip kendi haklarını korumaları için bilinçlenmeleri yönünde bir çağrı yapmak gerektiğini idrak ettiler. Bir birlik meydana getirmek için çalışıldığı süreçte eylemcilerin önünde iki seçenek bulunuyordu: siyah kimliğine dayalı Siyah Milliyetçiliği ve sosyoekonomik şartlara dayalı proletarya enternasyonalizmi.

Malcolm X’in barışçılığa karşı çıkışı ve siyahlara kendilerini savunmaları yönünde sürekli olarak çağrıda bulunmasının Kara Panter Partisi’nin kurucularını güçlü bir biçimde etkilediği açıktır. “Malcolm’ın etkisi her zaman hissediliyordu” diyor Huey Newton. “Biz, Kara Panter Partisi’nin Malcolm’ın ruhunu taşıdığına inanıyoruz.”[10] Parti’nin kurucu liderlerinden Bobby Seale, Malcolm X’in bütün konuşmalarını toplayıp onları yoldaşlarıyla dikkatlice etüt etmişti.[11] Ancak Kara Panter Partisi tamamen Malcolm X’in öğretilerini takip etmedi. Newton, “Parti’nin Malcolm’ın yapacağı şeyleri yaptığını iddia etmiyorum […] ama Malcolm’ın ruhu bizim içimizde.” demişti.[12] Ayrılıkçı bir dil ve eylem tarzı gütmeyen Kara Panter Partisi, İslam Ümmeti’nin [Nation of Islam] ve SNCC’nin taktiklerini de sonraki yıllarda reddedecekti. Bunun yerine Parti bir “birleşik cephe” oluşturdu, bu cephe, her etnik gruptan gelen insanlardan oluşan bir siyah kurtuluş hareketi birliğiydi.[13]

Parti’nin Malcolm’ın taktiklerinden sapması fark edilebilir niteliktedir: Parti üzerinde Malcolm X’in etkisi çok açıktı, ancak Parti, Malcolm’ın öğretilerinin çekirdeğinde yer alan fikri reddediyordu: bu, siyahlarda millet bilinci fikriydi. Parti, Siyah Milliyetçiliğini reddediyor ama “topluluklararasılık” (intercommunalism) diye formüle ettikleri kavramı sahipleniyordu ve en önemli çıkarı milli çıkar değil, sınıf çıkarı olarak belirliyordu.

Bu, nasıl ve neden böyle oldu? Cevap, Parti’nin diğer düşünsel kaynağında yatıyor: Maoizm.

Kara Panter Partisi ve Maoizm: Başlangıç Dönemi

Kara Panter Partisi, başlangıçta birkaç açıdan Maoizmden ilham almıştı. Huey Newton, yazarı altmışlı yılların başında Çin’e sürgün gitmiş Robert F. Williams olan Silahlı Zenciler adlı kitaptan çok etkilendiğini söylüyordu. Williams, Çin’e gittiğinde çok iyi karşılanmıştı.[15] 1 Ekim 1965’te Williams, Ulusal Kurtuluş Günü kutlamalarında Başkan Mao’nun yanında durabilmiş ve bir buçuk milyon insana sansürsüz bir konuşma yapma imkânı bulmuştu ki bu durum, ona John Lewis’in 1963’te Washington’daki yürüyüşte yaptığı sansüre uğramış konuşmayı hatırlatmıştı.[16] Williams’ın Çin’de gördüğü sıcak karşılama ve hissettiği özgürlük Newton’u çok etkilemişti.

Kaliforniya’daki Asyalı-Amerikalı mücadelesi ile siyahların kurtuluşu hareketinin karşılıklı etkisi, Maoizmin tanınması sonucunu doğurdu. 1960’ların sonlarında San Fransisko’nun Çin Mahallesi’nde Çinli Amerikalılar bir parti kurdular. Parti, kendine “Kızıl Muhafız Partisi” adını koydu, partinin modeli belli ki Kültür Devrimi sırasındaki radikal gençlik hareketleriydi. Parti on maddelik bir program benimsiyor ve Asyalı-Amerikalı kimliğinin tanınmasını talep ediyordu.[17] Asyalı-Amerikalı hareketi siyah hareketlerinden oldukça etkilenmişti, öyle ki bu hareketin üyeleri Kara Panterler’in dilini ve tarzını benimsediler.[18] Diğer yandan, “Kızıl Muhafız” radikalizmi Kara Panterler’in Maoist ilkeleri benimsemesinde de etkili olmuştu. Kara Panter Partisi Başkan Mao’dan Sözler’i basıp Parti’ye para sağlamak üzere satışını yaptı.[19] Kızıl Kitap’ın satışından elde edilen gelirle Panterler, bir Asyalı-Amerikalı radikalden ilk silahlarını satın aldılar.[20] Parti, Kızıl Kitap’ı sadece finansal gerekçelerle basmadı; Maoist fikirleri kendi siyasi eğitim programlarına da içerdiler.[21] Partinin şiddeti meşrulaştırma biçimi de Maoizm kökenliydi. Parti, her ne kadar model olarak Savunma ve Adalet Taraftarı Rahipler’i almış ve Malcolm X’in barışçılık karşıtı fikirlerini benimsemiş olsa da şiddeti meşrulaştırmak üzere en çok alıntılanan söz, Başkan Mao’nun “Siyasi iktidar namlunun ucundadır.” sözüydü.[22]

Antiemperyalizm

Kara Panter Partisi’nin Maoizmi kabul etmesi Maoist düşüncenin antiemperyalist niteliği ile yakından ilişkiliydi. Kara Panter Partisi’nin kurulmasından önce de insan hakları hareketi içerisinde yer almış olan eylemciler, kendi faaliyetlerini emperyalizme karşı küresel bir hareketin parçası olarak görüyorlardı. Cleveland Sellers’a göre, 1967 yılının başına gelindiğinde SNCC üyelerinin çoğunluğu kendilerini “antikapitalist, antiemperyalist ve ırkçılık karşıtı olan Üçüncü Dünya devrimcilerinin doğmakta olan birliğinin bir parçası” olarak görmeye başlamışlardı.[23] Siyah İktidarı Hareketi’nin bir sonraki dönemine kadar İnsan Hakları Hareketi’nde “devrimci” sözcüğü kullanılmamıştı.

Siyahî “devrimciler, özellikle Üçüncü Dünya devrimcilerinin eserleriyle ilgiliydiler: Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri, Che Guevara’nın Gerilla Savaşı ve Başkan Mao’nun yazıları dikkatlice okunup üzerlerinde çalışılıyordu.[24] Bu eserlerde siyahî devrimciler, emperyalist bir sınıf iktidarınca sömürülüyor oluşları bakımından bir kader ortaklığı gördüler.[25]

16 Nisan 1968’de, Dr. Martin Luther King’in suikasta uğramasından günler sonra Başkan Mao, Emperyalizme Karşı Yeni Bir Akın başlıklı meşhur konuşmasını yaptı. Mao’nun katı antiemperyalist perspektifi ve karizmatik devrimci tonu siyahî devrimcileri çok etkilemişti. Bu konuşmada Mao, Afrikalı-Amerikalıların mücadelesinin sadece sömürülen ve zulme uğrayan siyahların özgürlük ve kurtuluş hareketi olmadığını, aynı zamanda ABD’nin bütün ezilen ve sömürülen halklarına tekelci kapitalist sınıfın barbarca idaresine karşı savaşmaları yönünde açık bir çağrı niteliği taşıdığını söylüyordu. Şöyle devam ediyordu Mao: “[bu mücadele] ABD emperyalizmine karşı olan dünyanın her yanındaki insanlara ve Vietnam’ın ABD emperyalizmine karşı savaşan halkına müthiş bir ilham kaynağı ve yardım elidir.”[26]

Muhammed Ali’nin Vietnam’a götürülmek üzere askere alınmak istenmesine karşı tutumunu göz önüne aldığımızda, Mao’nun fikirlerinin ve devrimci çağrılarının neden siyahî devrimcilere çok cazip geldiğini daha iyi anlayabiliriz. Siyahî devrimciler, beyaz Amerika’nın toplumsal kurumlarına karşı mücadele ediyorlardı ve Başkan Mao gibi devrimciler ise ABD emperyalizmine karşı savaşıyor ve onu lanetliyorlardı. Düşman aynıydı: ABD’nin başını çektiği emperyalist-kapitalist sistem. Aynı devrimci hedefe sahip olmaları, siyahî devrimcilere Başkan Mao’nun fikirlerinin çok çekici gelmesini sağlıyordu.

Topluluklararasılık

“Topluluklararasılık”, “ABD imparatorluğundan istifade eden ve onu yönetenlerden oluşan küçük çevre ile kendi kaderlerini tayin etmek isteyen dünya halkları arasındaki çelişki”den[27] neşet eden ve Kara Panterler’ce üretilmiş bir kavramdı. 1971’in Şubat ayında yaptığı bir konuşmada Huey Newton, devrimcilerin “siyahî milliyetçiler”den “devrimci milliyetçiler”e, oradan da “enternasyonalistler”e ve nihayetinde “devrimci topluluklararasılık” savunucu ve savaşçılarına nasıl evrildiğini özetledi.[28] Bu evrimin her aşamasında devrimcilerin yeni koşulların doğurduğu yeni sorunlarla yüzleştiklerini söylüyordu Newton: devrimciler, kendilerini hâlâ “siyahî milliyetçiler” olarak görürken, Siyahî Amerikalıların sayıca azlığının baskın bir güç haline gelmelerinin önünde engel teşkil ettiğini gördüler. Bu nedenle “devrimci milliyetçiler”e dönüştüler ve bütün dünyaya yayılmış bulunan uluslaşma mücadelesine ve sömürgecilik karşıtı mücadeleye dâhil oldular. Bilahare bu devrimci milliyetçiler”, kendilerini tekrar ve bu kez “enternasyonalist” olarak tanımladılar, zira dünyanın diğer halklarını ve onların toplumsal ve iktisadi devrim umutlarını da mesele ediyorlardı. Sonunda “enternasyonalistler”, Siyahî Amerikalı mücadelesindeki sorunu keşfettiler: ABD “artık bir millet değil”di, bu yüzden siyahların sorunları “milli” bir yoldan çözülemezdi; meseleye artık, toplumun birimleri olan “topluluklar” açısından yaklaşılmalıydı.[29] Newton’a göre bir topluluk, “küçük bir grup insana hizmet etmek üzere var olan (amaçları muhtelif) bir kurumlar toplamına sahip küçük bir birim”di ve dünyanın her yerindeki topluluklar, birbirleri ile ya reaksiyoner ya da devrimci yollarla bağlıydılar.[30]

Panterler, sonunda topluluklararasılık teorisine demir attılar ki bu başlangıçtaki saf Siyah Milliyetçiliğinden büyük bir kopuşa işaret ediyordu. Bu teorik yenilenme, kesinlikle Maoist enternasyonalizmin izlerini taşıyordu. Panterler, Çin’in Afrika’daki Üçüncü Dünya ülkelerine yaptığı yardımların arkasındaki enternasyonalist çabayı takdir ediyordu.[31] Bu Maoist ruh, Huey Newton gibi, Başkan Mao’nun enternasyonalist bir beyanını Çin’e yaptığı geziyi anlatırken ilk ağızda anan insanlar için bir ilham kaynağıydı.[32] Aslına bakılırsa ilk bakışta Maoist düşünceden sapma gibi görülen “enternasyonalizmden topluluklararasılığa kayış” da Maoist etkinin bir ürünüydü. Cevap Mao’nun -Newton’ın “diyalektik materyalist yöntem” olarak andığı- felsefesinde yatıyordu.[33]

Diyalektik Materyalizm

Başkan Mao’nun felsefesinin ana fikri, onun 1937 tarihli iki felsefi makalesinde yoğunlaşmıştır: Pratik Üzerine ve Çelişki Üzerine. Çelişki Üzerine’de Mao, açıkça ve sistematik olarak düşüncesini diyalektik materyalizm üzerine bina etmiştir. Bu makalede çelişkinin evrenselliğini ve özgüllüğünü tahlil etmiş, baş çelişki ve çelişkinin başta gelen yönü gibi kavramlara yoğunlaşmıştır. Bu makalenin amacı, Çinli komünist devrimcilerin pratiğine yön vermekti. Fikirlerinin özünü “somut durumun somut tahlili” teşkil ediyordu. Çelişkinin evrenselliği ve özgüllüğünün ayırdına varıldığında, diyalektik materyalist metodoloji kolayca pratik analize uygulanabiliyor ve eylemlerin yönlendirilmesinde kullanılabilir hale geliyordu.

Huey Newton, bir diyalektik materyalizm tilmiziydi. Diyalektik materyalizmi “evrenin bütün işleyişi ve düzeni” olarak adlandırıyordu.[34] Yazılarında Newton, diyalektik materyalizme hâkimiyetini başarılı biçimde gösteriyordu. Topluluklararasılık üzerine soruları cevaplarken görüldüğü üzere, Siyahî Amerikalıların belli devrimci koşullarının analizinde, hatta bilahare çevrenin korunması meselelerinde de açık bir biçimde “somut durumun somut tahlili” yöntemini izliyordu.[35] Newton kendisinin Marksist olduğu iddiasında değildi, ancak diyalektik materyalizmin iyi bir öğrencisi olduğu kesindi. Şurası da kesin ki Newton’un ve Bobby Seale’in taraftarlığı ile Maoist felsefenin çalışılması Parti için vazgeçilmez bir öğe haline geldi.

Sonuç: Kara Panter Partisi’nde Maoizmin Etkisi

Kara Panter Partisi, Maoizmin etkilerinin birçok açık belirtisini taşıyordu. Çin devrimi, Siyahî Amerikalıların özgürlük mücadelesine kesin olarak etki etmişti. Diyalektik materyalizm Maoist etkinin özünü oluşturuyordu ve Kara Panter Partisi’ne özgünlüğünü (ya da daha doğrusu “özgüllüğünü”) kazandıran da bu felsefe olmuştu. “Somut durumun somut tahlili.” Panterler teorik alanda yaratıcıydılar: durağan bir biçimde Malcolm X’in Siyah Milliyetçiliği öğretisine ya da Mao’nun enternasyonalizmine bağlanmamışlardı; bunun yerine, kendi devrimci koşullarını tahlil edip kendi yaratıcı ve yenilikçi kararlarını aldılar ve yeni bir kavram olarak “devrimci topluluklararasılık”ı ortaya attılar. Panterler Siyah Milliyetçiliğini reddettiler, zira onlar, kendi koşullarını değerlendirmek ve mazlum sınıfların sosyoekonomik çıkarlarının siyahların arayışlarından daha önemli olduğu sonucuna varmak üzere kendi akıllarını kullandılar. Maoist felsefe, kendisini yenileme özelliğine sahipti ve bu felsefe, Panterleri diğer insan hakları örgütlerinden farklı kıldı. Böylesi bir felsefenin varlığı, daha sonraları Kara Panterler’le Ku Klux Klan ya da Beyaz Vatandaşlar Konseyi gibi gruplar arasında yapılan kıyası da boşa düşürücü nitelikteydi, zira bu iki örgüt, hiçbir felsefi zemine sahip değildi. Maoist düşünce, özellikle Maoist felsefe, Kara Panter Partisi’nin mücadelesinde Panterleri özgürlük ve kurtuluş yolunda güçlendiren bir ilke konumundaydı.

Chao Ren
2009
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Huey P. Newton, Revolutionary Suicide (New York: Writers and Readers Publishing Inc., 1995), s. 323.

[2] A.g.e., s. 326.

[3] A.g.e., s. 324.

[4] Huey P. Newton, Newton Reader (New York: Seven Sories Press, 2002), s. 51.

[5] Malcolm X ve Alex Haley, The Autobiography of Malcolm X (New York: Grove Press, 1966), s. 318.

[6] Newton, Newton Reader, s. 282.

[7] A.g.e., s. 275.

[8] Robert O. Self, American Babylon (Princeton: Princeton University Press, 2003), s. 224-25.

[9] Malcolm X, “Don’t Sit-in; Stand Up,” MIA.

[10] Newton, Newton Reader, s. 51.

[11] A.g.e.

[12] A.g.e., s. 52.

[13] Self, American Babylon, s. 224-25.

[14] Timothy B. Tyson, Radio Free Dixie (Chapel Hill: The University of North Carolina Press, 1999), s. 289.

[15] A.g.e., s. 295.

[16] A.g.e., s. 296.

[17] Daryl J. Maeda, “Black Panthers, Red Guards, and Chinamen: Constructing Asian American Identity through Performing Blackness, 1969–1972,” American Quarterly - Cilt 57, Sayı 4, Aralık 2005: s. 1079.

[18] A.g.e., s 1081.

[19] Thomas D. Lutze, yazarla görüşme, Bloomington, IL, 1 Nisan 2008.

[20] Maeda, “Black Panthers”, s. 1087.

[21] A.g.e., 1085.

[22] Newton, Newton Reader, s. 51., Newton, Revolutionary Suicide, s. 324.

[23] Cleveland Sellers, Robert Terrell’la birlikte, The River of No Return: The Autobiography of a Black Militant and the Life and Death of SNCC (Jackson: University Press of Mississippi, 1990), s. 188.

[24] Newton, Newton Reader, s. 50. Robert O. Self, “The Black Panther Party and the Long Civil Rights Era,” In Search of the Black Panther Party: New Perspectives on a Revolutionary Movement içinde, Yayına Hz.: Jama Lazerow ve Yohuru Williams (Durham: Duke University Press, 2006), s. 40.

[25] Self, American Babylon, s. 224.

[26] Mao Tse-tung (Mao Zedong), “A New Storm Against Imperialism,” Peking Review, 19 Nisan 1968: s. 5-6.

[27] Newton, Newton Reader, s. 187.

[28] A.g.e., s. 184-88.

[29] Newton, Newton Reader, s. 184-87.

[30] A.g.e., 187.

[31] “Peking Builds Largest Tanzania Textile Mile,” The Black Panther, 15 Ocak 1969, s. 3.

[32] “Devrimlerini zafere ulaştıran halklar hâlâ kurtuluş için mücadele eden halklara yardım elini uzatmalıdır. Bu bizim enternasyonalist görevimizdir.” Başkan Mao, Kızıl Kitap; aktaran Newton, Revolutionary Suicide, s. 322.

[33] Newton, Newton Reader, s. 186.

[34] Newton, A.g.e., s. 275.

[35] A.g.e., s. 189-99, 304-12.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder