Yemen, kanunsuz ABD müdahalesini müteakip olan bitene
dair birçok örnekten biridir.
Obama, görev süresince Yemen’e insansız hava
araçlarıyla bir savaş gerçekleştirdi. Bu saldırılarda yüzlerce savunmasız insan
ayrım gözetilmeksizin katledildi.
Tıpkı Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve Filistin gibi
Yemen de tümüyle kontrolden çıkma tehlikesi içeren bir şiddet ve istikrarsızlık
kazanı.
Ocak’ta Husiler, ABD destekli Ebu Rabu Mansur Hadi
rejimini devirdiler ve cumhurbaşkanlığı sarayını ele geçirdiler.
Husiler, kontrol ettikleri alanı ülkenin diğer
kısımlarına doğru genişlettiler. Oysa geçen yıl Obama komik bir biçimde Yemen’i
başarılı bir hikâye olarak takdir etmişti.
ABD stratejisi, onun tabiriyle, “bizi tehdit eden
teröristleri kovup, ön cephedeki ortaklarımızı desteklemektir. Bu strateji
yıllardır Yemen’de ve Somali’de başarıyla tatbik edilmiştir.”
ABD’nin müdahaleci stratejisi, tıpkı Washington’ın
kanunsuz bir biçimde müdahale ettiği diğer ülkelerde olduğu gibi, her iki
ülkede de istikrarsızlığa, şiddete ve kaosa yol açtı.
Başkent Sanâ, (Yemen’in üçüncü en büyük kenti olan)
Taiz ve diğer bölgeler Husilerin kontrolünde. Husiler yüzünü Aden’e çevirmiş
durumdalar.
Şubat’ta Hadi, Sanâ’dan Aden’e kaçtı ve kendisini
cumhurbaşkanı ilân etti.
Gelen haberlere göre Hadi, Husi güçleri Aden’e
yaklaşınca, ülkeden kaçtı.
Husiler, Aden’in altmış kilometre uzağındaki Lahic
yakınlarında bulunan el-Annad hava üssünü ele geçirdiler. Hadi burayı geçici
başkent ilân etmişti.
ABD personeli ülkeden çıkartıldı. Tanıkların ifadesine
göre, Hadi’nin Umman Denizi’ne bakan malikânesini bir araç konvoyu terk etti.
Haberlere göre, Hadi, Husilerin ilerlemesi üzerine
gemiyle kaçtı. AP’nin bildirdiği kadarıyla Hadi civarındaki yardımcılarıyla
birlikte Çarşamba günü yerel saatle gece 3:30’da ağır güvenlikle yüklenmiş iki
gemiyle kaçtı.
Varış yeri belirsizdi. Programına göre Mısır’da bu
hafta sonu düzenlenecek Arap zirvesine katılacaktı.
AP’nin haberine göre, “Husiler Aden’e yaklaşıyorlar,
şehir Çarşamba gün ortasında muhtemelen düşecek.”
Yemen bir iç savaşa sürükleniyor. IŞİD savaşçılarının
da dâhil olduğu süreçte ABD’nin vekilleri Washington’ın kontrolü yeniden ele
geçirmesine katkı sunuyorlar.
Eğer süreç Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de olduğu
gibi terse dönecek olursa, bizi uzun yıllar sürecek bir çatışma süreci
bekliyor.
Hadi, BM yetkililerinden dış ülkelerin askerî müdahale
yapması için yetki vermesini istedi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Saud Faysal uyarıda
bulunarak, “eğer Husiler sorunları barışçıl yoldan çözmezlerse, Riyad’ın
gerekli tedbirleri alacağını” söyledi.
Hadi’nin Körfez’deki müttefikleri Aden’deki diplomatik
personelini boşalttılar. Bu ülkeler Sanâ’yı kısa süre önce terk etmişlerdi.
Husiler, geçen Ağustos’ta Yemen’in başkentini ele
geçirmişlerdi. Ocak’ta da cumhurbaşkanlığı sarayını ele geçirip Hadi’yi
istifaya zorladılar.
Husi lideri Abdulmelik Husi’nin kuzeni Muhammed Ali
Husi yeni cumhurbaşkanı ilân edildi.
Hadi ev hapsine mahkûm edildi. Hadi kurtulup Aden’e
kaçtı, burada kendisini destekleyen askerî güçleri örgütledi, bugünse bu
güçlerle birlikte ülkeyi terk etmiş görünüyor.
Husilerin Yüksek Devrimci Komitesi, güvenlik güçlerine
ve sivillere “ülke genelindeki terörist güçler”le savaşmaları çağrısında
bulundu.
Yemen’deki kaosun tüm sorumluluğu Obama’ya ait.
El-Mecan Köyü’ne yönelik Aralık 2009’da insansız hava aracıyla düzenlenen
saldırıdan ötürü sorumluluğu onda bulmak gerekiyor.
Bu saldırıda, aralarında kadınların ve çocukların
bulunduğu onlarca sivil katledildi.
BM’nin özel Yemen danışmanı Cemal Binömer video
konferans üzerinden Yemen ile ilgili olarak acil toplanan Güvenlik Konseyi’ne
hitap etti.
Binömer’e göre, “her şey hızla aşağı doğru ilerleyen
bir sarmala kapılmış” durumda.
“Çözüm bulunmadıkça insanlardaki duygular alabildiğine
yoğunlaşacak, ülke şiddetli çatışmalarla yüzleşecek.”
“Yemen’deki olaylar, ülkeyi politik çözümden
uzaklaştırıyor ve iç savaşın eşiğine getirip bırakıyor.”
İnsanî kriz koşulları halkın yüzde altmışından
fazlasını etkiliyor. BM kaynakları Yemen’i “için için kaynayan kan davalarından
oluşan bir yamalı bohça” olarak nitelendiriyor.
20 Mart’ta Cuma namazı esnasında intihar bombacıları
Sana camilerini hedef almışlardı. Bu saldırılarda en az 126 kişi öldürüldü, çok
sayıda insan yaralandı.
Yemen’deki şiddet ve kaos giderek yoğunlaşıyor. Hiçbir
anlam ifade etmeyen bir Güvenlik Konseyi bildirisine göre:
“Yemen’deki duruma yönelik çözüm, barışçıl değişim ve
anlamlı bir politik, ekonomik ve sosyal reforma dönük Yemenlilerin meşru talep
ve arzularını karşılayan, Yemenlilerin öncülüğünde ilerleyecek barışçıl,
kapsayıcı, nizamî bir politik geçiş sürecidir.”
Şiddet, yoğunluğu hiç düşmeksizin devam ediyor. Geçen
hafta sonu, Suudiler ve diğer Körfez ülkeleri Hadi rejimini destekleyen bir
bildiri kaleme aldılar.
Bu ülkeler, Hadi rejimini savunmak için “tüm gayret”i
göstermeye niyetli olduklarını ilân ettiler.
Suudi Arabistan, Yemen sınırı boyunca ağır silâhlar
konuşlandırdı. İki ülkeyi delik deşik olmuş 1.800 kilometrelik bir sınır
ayırıyor.
Mevcut koşullar kaotik niteliğini muhafaza ediyor.
Husiler, Aden’i ele geçirdiklerini iddia ediyorlar. Reuters’in haberine göre,
Hadi’nin savunma bakanı tutuklandı.
Şu ana kadar Suudi güçleri henüz sınıra yönelmiş
değil. Hava saldırıları planlanıyor. Muhtemelen bu saldırılar Washington ile
birlikte yürütülecek.
Hadi, Güvenlik Konseyi’nin Husileri saldırganlıktan
caydırmak, Yemeni korumak için tüm araç ve tedbirlerin devreye sokulması ile
ilgili olarak, meşru bir otoriteye acil destek sunulması amacıyla, gerekli
gücün kullanılma yetkisini vermesini istiyor.
Yemen ordu yetkilileri kendilerini dış müdahaleye
karşı çıkıyor ve kendilerini Yüksek Silâhlı Güçleri ve Güvenliği Koruma
Komitesi olarak adlandırıyor:
“Herhangi bir bahaneyle, herhangi bir biçim dâhilinde,
herhangi bir taraftan Yemen’in iç işlerine dışarıdan gerçekleşecek her türden
müdahaleye tümüyle ve kat’i surette karşı çıktığımızı ifade ediyoruz.”
“Silâhlı güçlerin ve güvenliğin tüm üyeleri ile bütün
bileşenleri ile Yemen’in o mağrur halkının tüm evlatları anavatanın saf
toprağına, bağımsızlığına veya egemenliğine halel getirecek ya da ülkenin
birliğini, topraksal bütünlüğünü tehdit edecek her türden çabaya tüm güçleri ve
yiğitlikleriyle karşı koyacaklardır.”
Geçen ay Husilerin lideri Abdulmelik Husi, Suudi
Arabistan’ı Yemen’i mezhepsel açıdan bölmek istemekle suçladı:
“Ağabeyimiz Suudi krallığı Yemenlilere saygı duymuyor,
buraya Libya’da yaşanan olayların ve ayrışmanın bir benzerini dayatmak
istiyor.”
Suudilerin Yemen’e saldırıp saldırmayacağını
göreceğiz. Burada asıl mesele, Obama’nın aklında neyin olduğu.
Bölgenin önemli bir bölümünü çatışma ve kaos içerisine
sürükleyen bizatihi Obama’nın kendisi. Muhtemelen Yemen’e müdahale ederek bu
süreci daha da şiddetlendirecek.
Stephen Lendman
26 Mart 2015
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder