Dünya petrol ve gazla dolu. Fiyatlar yere çakılıyor.
Kanada-ABD arasında uzanan Keystone XL boru hattı çöktü. Hidrolik kırılmaya ve
katranlı kuma yapılan yatırımlardan trilyonlarca dolar toplama rüyası dağıldı.
Continental Resources’un başındaki petrol kodamanı Harry Hamm altı ay içinde
9,6 milyar dolar kaybetti. En büyük petrol sahası hizmet şirketi Schlumberger,
Ocak ayında 9.000 işçiyi işten attı.
Hiç varolmayan bir bomba programına dönük herhangi bir
korku içermeyen bu olgular, ABD ile İran arasındaki nükleer müzakereleri
konusunda Cumhuriyetçi kanun yapıcılarının neden ümitsiz olduğunu izah ediyor.
Geçen yaz Gazze’de 514 Filistinli çocuğu katletmiş olan İsrail Başbakanı
Binyamin Netanyahu, yardım konusunda gayet hevesli. Irkçı İsrail devleti,
mevcut haklar üzerinden Filistin halkına ait olan denizaşırı gaz sahalarını
sömürmek istiyor.
13 Mart’ta Washington Post’un manşeti
Cumhuriyetçilerin ve Netanyahu’nun Likud partisinin gerçek gündemini ele
veriyor: “İran’la Savaş Önümüzdeki En iyi Seçenektir”. Yazıyı yazan, International
Security Affairs [“Uluslararası Güvenlik Meseleleri”] dergisinden Joshua
Muravchik. Washington Post ise temelde Pentagon’un yayın organı.
9 Mart’ta 47 Cumhuriyetçi senatör “İran İslam
Cumhuriyeti liderlerine bir açık mektup yazdı.” Görünüşe göre bu senatörler,
İran’ın dinî lideri Ali Hameney’in veya seçilmiş Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin
isimlerini ya bilmiyor ya da ağızlarına almak istemiyorlardı. Kibirli ve
küçümseyici bir dile sahip mektup, İranlı liderlere ABD anayasası hakkında vaaz
veriyordu. Ama mektup, Cumhuriyetçi Parti, ABD ile İran arasındaki her türden
anlaşmanın altını oyacağını söylediğinde, o bahsini ettikleri anayasayı ihlal etmiş
oluyordu.
John McCain, Lindsay Graham ve Rand Paul gibi isimler
bu mektubun imzacıları arasında bulunuyor ve bu kişiler, Senato’daki
multimilyonerler kulübünde en berbat ırkçılar, cinsiyetçiler ve işçi düşmanları
olarak biliniyorlar. Söz konusu kişiler, ayrıca petrol ve gaz endüstrisinden en
büyük bağışları alıyorlar. Mektubu kaleme alan Tom Cotton, Senato’ya girebilmek
için geçmişte enerji şirketlerinden 540.000 dolar almıştı. McCain ise kariyeri
boyunca diğer tüm senato üyelerinden daha fazla petrol parasını cebine indirmiş
bir isim.
Altı gün önce 299 Cumhuriyetçi kongre üyesi, ABD-İran
müzakerelerini kınadığı konuşmasını dinlemek için Netanyahu’nun konuştuğu Kongre
binasını tıka basa doldurdu. Kongre sözcüsü John Boehner, Başkan Obama’ya bile
iletmeden, İsrail başbakanını konuşması için Kongre’ye davet etti. Obama,
başkan yardımcısı Joe Biden ve Kongre’deki siyahlar oturumu boykot ettiler.
Cumhuriyetçiler Kongre’ye gelmekle kalmadılar, ayrıca Gazze Kasabı’nı 29 kez
ayakta alkışladılar.
Aralarında Senato’daki azınlık lideri Harry Reid gibi
isimlerin bulunduğu birçok Demokrat isim de Netanyahu’yu alkışlamak için
Kongre’ye geldi. Şurası açık: Demokratlar barışın partisi değil. İsrail’in
savaş makinesi, tutsak Gazzeli Filistinlilerin üzerine fosfor bombaları, misket
bombaları, havada yanıp patlayan patlayıcılar, yoğun ağırlaştırılmış metal
patlayıcılar ve diğer ABD yapımı kitlesel imha silâhları yağdırdığında, Beyaz
Saray ve Kongre’nin Demokrat üyeleri bunların masraflarını gayet mutlu bir biçimde
karşılamışlardı. Beyaz Saray ise, ırkçı devletin Pentagon’dan kendi topçu
mermilerini ikmal etmesine izin vermişti.
Ama İran’la savaş başka bir mesele. Gazze’nin
çocuklarının elinde ABD uçak gemilerini vuracak füzeler yok. Savaşa
başladıklarında Cumhuriyetçilerin bir sonraki seçimi kazanacağını Demokratlar
da biliyor.
ABD’nin Petrol Arzını Sınırlamak İçin Yürüttüğü Savaş
Kongre’deki koridorun iki yanı da 2003’te Bush
rejiminin Irak’ı işgal etmesini destekledi. O savaş, Irak’ın devletin elindeki
petrol endüstrisini imha etti. Dört yıl içerisinde petrolün varil fiyatı 30
dolardan 147 dolara çıktı. Petrol şirketlerinin kârları yaklaşık yüzde 300
yükseldi. Savaş, hidrolik kırılmadaki patlamayı epey kârlı hâle getirdi, bu da
ABD’yi dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticisi hâline getirdi.
Ama kapitalistler gene aynı şeyi yapacaklar. Kârlar ve
fiyatlar tavan yaptığında, kapitalistler “piyasanın kaldırabileceğinden daha
fazlası”nı üretirler. 2008’in üçüncü çeyreğinde küresel kapitalist ekonomik
krize ve petrol fiyatlarının düşmesine neden olan budur.
Önceki Bush rejimi gibi Obama yönetimi de bağımsız
üreticileri eleştirdi. Libya’nın 2011’de bombalanması, Suriye ve Ukrayna’da
ABD’nin finanse ettiği savaşlar, Venezuela’nın istikrarsız kılınması ve İran
ile Rusya’ya karşı yürürlüğe konulan yaptırımlar düşüşü yavaşlattı ama
kesinlikle terse çevirmedi.
Geçen Eylül ayında Rusya ve Çin, dünyanın en büyük
boru hattı olması planlanan projenin açılışını yaptı. Boru hattı Çin’e Sibirya
doğal gazını temin edecek.
ABD petrol fiyatlarındaki düşüşü, İran, Rusya,
Venezuela, Ekvador ve diğer birçok ülkenin ekonomilerine karşı bir tür ekonomik
enkaz güllesi olarak kullanıyor. Cumhuriyetçi Parti görece daha fazla savaş
yanlısı ama her iki kapitalist parti de ABD’deki tekelci sermayenin dünya
ekonomisinin merkezini hızla kemiren konumunu muhafaza etmeye çalışıyor. Bu ise
ancak daha fazla sayıda yıkıcı savaşla mümkün.
Ayrıca buradaki işçi sınıfının en mazlum kesimlerine
karşı yürütülen ırkçı savaş, daha fazla sayıda siyah ve esmer insanın polis
eliyle katledilmesine yol açıyor.
Patronların saldırısını ancak kitlesel ve militan bir
halk hareketi durdurabilir. 21 Mart’ta ABD’nin Irak’ı işgalinin 12.
yıldönümünde, birçok şehirde savaş karşıtı gösteriler yapılacak.
Yağmacı tekelci kapitalizmin ülke içinde ve dışında
yol açtığı savaşları durdurun!
Bill Dores
18 Mart 2015
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder