18-35 yaş arası insanlar için Ziad Rahbani, en
şöhretli isimdir. Lübnanlı olmayan birçok insan, Ziad Rahbani kültünün
kapsamının ve menzilinin farkında olmayabilir. Lübnan’da karşınıza ona ait
sözleri ve şarkıları baştan sona alıntılayan gençlerin çıkması büyük bir
olasılıktır. Bu insanlar, hayatları dâhilinde, her fırsatta ve her olayda
Ziad’ın özlü sözlerine başvururlar. Ziad’ın aynı zamanda benim kuşağıma mensup
insanlar için de büyük bir insan olduğu kesindir. Her şeyden önce o, Lübnan’da
daha önce bilinmeyen hicivli komedi türünü (sonrasında eşi Mai Masri ile
birlikte ünlü bir belgesel yönetmeni olan, yoldaşı Jean Çamun ile birlikte)
ülkeye takdim etmiş olan kişidir.
İç savaşın ilk yılları süresince Çamun ve Rahbani,
Lübnan’daki mevcut durumla ilgili günlük bir radyo programı yaparlar. Programda
o dönemki politik gelişmelere dair zekice kurgulanmış, eğlenceli yorumlara yer
verilir. O günlerde elektrik olmasa da, bu programdaki günlük skeçleri,
etrafımızda patlayan bombaların sesine rağmen, büyük bir hevesle beklerdik.
Rahbani, küçüklüğünde, dahi çocuktur. Çok erken
yaşlarda beste yapar (Feyruz için bestelediği ilk şarkı “Sa’aluni el-Nas”tır), ilk oyunu “Sahriye”yi ise 12 yaşında kaleme alır.
Ebeveynleri yetenekli isimlerdir ama bu, yetenek için garanti değildir (örneğin
Mansur ve İlyas’ın oğulları, yani kuzenleri, Ziad’ın yanına bile
yaklaşamamışlardır.) Ama Ziad sadece müzisyen değildir: o, ayrıca erken yaşlardan
beri politik faaliyetler içerisinde yer almış bir isimdir.
Ziad hakkında bir şeyler yazma fırsatını bana, Meyadin
TV kanalında onunla yapılan, iki bölümden oluşan röportaj verdi. Röportajı, her
zaman ciddi bir insan olan Gassan Ben Ceddo yaptı. Röportajı yapacak kişi
konusunda ortaya konulan bu tercih epey eleştirildi. Ama röportaj, birçok
izleyici tarafından açıklayıcı bulundu. Röportajın linki, tüm Arap internet
âleminde epey yer buldu ve Facebook sayfalarında paylaşıldı. Politik,
psikolojik nedenler ve sağlık sorunlarından dolayı basından uzak duran bu ismi izlemek,
ona tutkun olan insanlar için önemli bir fırsattı.
Ziad’ın açıklamasına göre, politik bilinçlenme süreci
Talel Zaatar’ın kuşatılması ve ardından (kampa yönelik saldırıyı müteakip)
gerçekleşen katliam esnasında başlıyor. Falanj Partisi’nden önemli isimlerin
ailesinin evinde Suriye istihbaratı şefiyle buluştuğunda o da oradaymış. Bu
toplantıları gizlice kaydetmiş, hatta buradaki kayıtları Filistin Halk Kurtuluş
Cephesi’ne rapor etmiş (Lübnan’da birçok insan, Ziad’ın sonradan Lübnan
Komünist Partisi’ne girmezden önce, ilk başlarda FHKC ve onun Lübnan’daki kardeş
partisi Sosyalist Arap Eylem Partisi-Lübnan içinde politik faaliyet yürüttüğünü
bilmez.) Katliamda İsrail ve Suriye’nin arasındaki işbirliği, Lübnan Ordusu ile
muhtelif İsrail yanlısı Falanj milislerinin, Sedir Muhafızları’nın ve Ahrar
milislerinin katliama dâhil olması Ziad’ın politik görüşlerinin oluşmasına
katkı sunmuş. Ziad, uzun yıllar perde arkasında FHKC için çalışmış ve cephe
için birçok şarkı bestelemiş (hatta şarkıların altına imza bile atmamış, tüm
şarkılar gönüllülük esasına göre üretilmiş.).
Süreç içerisinde Ziad’ın kariyeri hızla sıçrama
kaydetmiş, hatta Rahbani Kardeşler’in ulaştığı sınırı bile aşmıştır. Üretim
faaliyeti zengin, özgün, parlak ama kesintilidir. Yıllarca sahnelerden uzak
kalır ve sonra tekrar geri döner. İlk başta sadık Feyruz fanları, yeni müzik
türü dâhilinde takdim edilen sesinden rahatsız olur ama söz ve müziği Ziad’a
ait olup Feyruz tarafından söylenen şarkılar epey popüler olurlar. Kendisinden
önce babası gibi o da Feyruz şarkılarında tekel konumundadır ki bu, hem Feyruz hem
de fanları için kötü bir şey değildir.
Ziad, oldukça yaratıcı, özgün bir sanatçı ve hatiptir.
Cümleleri kendine has bir biçimde yapılandırır. O, kitlelere ve onların
tercihlerine hitap etmeyecek ölçüde cüretkâr bir isimdir. Mahmud Derviş gibi
Ziad da kendi sanatsal kaygıları doğrultusunda yönlendirir dinleyicisini. Son
röportajlarında Suriye, direniş ve Suudi Arabistan ile Katar hakkındaki
eleştirilerini dillendirmek suretiyle birçok insanı şoke etmiştir. Suriye
konusunda, Suriyeli muhalif lider Heyzam Menna’nın duruşunu desteklemektedir.
Direniş bahsinde, ideolojisini desteklemese de Hizbullah’ın direniş modelini
tüm kalbiyle kucaklamaktadır. Röportajında ifşa ettiği en önemli husus da
Feyruz’un politik görüşlerinin kendi görüşlerine yakın olduğunu söylemesidir.
Muhtemelen bu, 14 Mart Hareketi mensubu seyirciyi epey öfkelendirmiştir.
Esad Ebu Halil
10 Ekim 2012
Kaynak
Ben Kâfir Değilim
Ben kâfir değilim, açlık kâfir
Ben kâfir değilim hastalık kâfir
Ben kâfir değilim, sefalet kâfir
Zillet kâfir
Ben kâfir değilim lâkin ben n’apayım
Kâfirlerin tüm vasıfları bende toplanmışsa
Ah şu Pazar günü dua eden
Ah şu Cuma günü dua eden
Ve tüm hafta boyu beni çalıştıran
Diyor ki ‘ben dindarım
Sen kâfir’.
Sonra da semavî kitaplara
Allah’ın kelâmına başvuruyor
Ben kâfir değilim, açlık kâfir
Ben kâfir değilim hastalık kâfir
Ben kâfir değilim, sefalet kâfir
Zillet kâfir
Ben kâfir değilim lâkin ben n’apayım
Kâfirlerin tüm vasıfları bende toplanmışsa
Ben kâfir değilim, ülke kâfir
Gömülmüşüm evime
Göç edemiyorum
Yemeğin önündeyken
Sen benim ağzımın içindekini yiyorsun
İnanmıyorsam doğunun canavarına
Ve her karakolda bana bu söyleniyorsa
Ben değilim, sensin kâfir
Senin kadar kâfir olamam.
Ben kâfir değilim.
Söyledik kâfirin kim olduğunu.
Onlar da biliyor kâfir kimdir.
Sana dediğim gibi
Ben değilim kâfir.
Bana sensin yapıştıran bu yaftayı.
Oysa sensin kâfirlerin şahı.
Âmin deyin gayrı.
Söz-Müzik: Ziad Rahbani
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder