Fransa’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin
ilk turu sona erdi. İkinci tur Macron ve Le Pen arasında geçecek.
Anketler, zaten çok uzun zamandır Marine Le Pen’in
ikinci tura kalacağını söylüyordu. Macron ise Sosyalist Parti’deki dağınıklık
sayesinde ikinci tura kaldı.
Süreçte herkes, solcu cumhurbaşkanı aday
adaylarına dair şakalara tanıklık etti. Benoît Hamon’un seçilmesi sonrası
birçok solcu, Manuel Valls önderliğinde gemiyi terk etti ve böyle birine güven
duyabileceklerini ortaya koydular.
İlk turda Sosyalist Parti iflas etti. Hatta öyle
ki parti, kampanya masraflarını kıt kanaat karşılayabilecek bir sonuca ulaştı.
Fillon’un kampanyasını dinamitleyen bir dizi
skandal, süreci onun aleyhine çevirdi. Böylelikle Macron, at koşturabileceği
bir alan buldu kendisine.
Macron
Bizim Sınıfımız İçin Ne İfade Ediyor?
Ne Cumhuriyetçiler ne de Sosyalist Parti ikinci
tura kaldı, esasında hiçbir şey değişmedi.
Eğer Macron, Sosyalist Parti’de olmasaydı, burjuva
medyanın takdim etmekten hoşlandığı yeni veya farklı bir siyasetçi olamazdı.
Onun Holland hükümetinde ekonomi bakanlığı yapmış
olması, bize karakteri hakkında çok şey söylüyor. Holland döneminde işçi
sınıfına ve halka karşı bir yığın saldırı gerçekleştirildi (Sorumluluk
Anlaşması, ANI-Ulusal Mesleklerarası Anlaşma, Macron Kanunu ve İş Kanunu).
Macron’a göre, ciddi tepkilere yol açan iş kanunu (El Khomri Kanunu) yeterli
değil, on tane daha kanun çıkartılmalı!
Burada Fillon’un ilân ettiği, topluma karşı
yürütülecek yıldırım harbinden başka bir şey önerilmiyor.
Tartışmalar, toplantılar ve mülâkatlar esnasında
Macron, programının özünü ifşa etmeme konusunda azami bir dikkat gösterdi.
Macron, ne pahasına olursa olsun, sadece boş
formüller önerip durdu. Farklı görünmeye çalışsa da bu farklılık sadece
görünüşteydi. O siyaseten ham ve taze olduğunu söyleyip durdu, ısrarla genç
olduğundan bahsetti.
Derine indiğimizde onun halka karşı savaşa
hazırlandığını anlıyoruz. Holland’ın beş yıllık iktidarı sonrası ikinci döneme
hazırlanıyor. Yerel hükümetlerden 10, devletten 25, toplumsal sahadan 25 milyar
avroyu bulan bir tasarrufu öngördüğünü söylüyor.
İş kanunundan çıkartılan tazminatla ilgili tavan
değer yeniden masaya getirildi. Macron, işsizlik yardımını düşürmek istiyor.
Diğer yandan cumhurbaşkanı adayı, Fransa’nın
emperyalist ve işgalci gücünü artırmak istiyor. Holland’ın isteği üzerine
savunma bütçesinin GSMH içerisindeki payını yüzde iki artırmak niyetinde,
ayrıca bir aylık zorunlu askerliği gündeme getirecek.
Sistem dışı bir isimmiş gibi takdim edilen Macron,
aşina olduğumuz bir siyasetçi.
Süreç içerisinde Bayrou ve Valls’in
destekçilerinin ödüllendirileceğine hiç şüphe yok.
Kapitalist
Sistemde Faşizmin Yükselişi
Marine Le Pen’in ikinci turda seçilmesi zayıf bir
ihtimal olsa da faşizmin yükseliş eğiliminin yeni hükümetin kurulacağı dönemde
daha da hızlanacağını görmek gerek.
Ulusal Cephe, politik hayat içerisinde belirli bir
istikrara kavuştu, kampanyası dâhilinde belirlediği konu başlıklarının gündemi
belirlemesini sağladı. Artık bu partinin son seçimlerde alt edilmesi ve belirli
bir seçmen kitlesine kavuşmasına mani olunması pek mümkün değil.
Macron, sadece faşizmin bu yükseliş eğilimini
pekiştirmeye yarayacak.
Finans kapitalin temsilcisi olarak Macron, sadece
kapitalizmin krizinin yükünü işçilerin sırtına yüklemek dışında bir şey
yapmayacak.
Ulusal Cephe, “küreselci” Macron’a karşı korumacı
politikayı önererek nüfuzunu artıracak ve işçi sınıfını bölmeye devam edecek.
Macron adına dağıtılmış bir bildirinin faşizmin
yükselişini durdurması mümkün değil.
Faşizmi durduracak tek şey, oluşturulacak bir
cephe, geniş kitlelerin, emekçi mahallelerin ve işyerlerinin örgütlenmesi,
ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı tüm işçiler arasında yapılacak çalışma,
burjuvazi ve devletine karşı devrimci mücadelenin kavuşacağı net stratejik
çizgidir.
Faşizm, ayrıca dünyanın tüm mazlum işçileri ve
halkları, bilhassa Fransız emperyalizminin zulmettiği halklarla kurulan
uluslararası dayanışma ile durdurulabilir.
Ne Le Pen Ne Macron”
Partimizi
Güçlendirelim, Kavgaya Hazırlanalım!
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine karşı halkı seferber
etmeye mecburuz.
Dayanışma, oy sandıklarında değil, sokakta inşa
edilir. Hepimizin beklediği, iktidar karşıtı gerçek güç, ancak bu sayede teşkil
edilebilir. Önümüzdeki beş yıllık dönemde yoğunlaşacak mücadelelere şimdiden
hazırlanmak gerekmektedir.
Proletarya, faşizmin yardımına başvurmaya
hazırlanan, saldırgan emperyalist burjuvaziye karşı mücadeleyi kazanmak için
partinin genelkurmaylığına ihtiyaç duymaktadır. Sosyalist devrime doğru
ilerlemek için MKP’nin pekiştirilmesi, güçlendirilmesi gerekmektedir. Faşizme
doğru ilerleyişi bir tek sosyalist devrim durdurabilir. Kapitalist sistemin
doğasından kaynaklanan çelişkileri ve yol açtığı krizleri bir tek o çözüme
kavuşturabilir.
Burjuvazinin seçimine karşı devrimci boykot yolunu
açmak için sınıfın birliğini devrimci temelde geliştirmek amacıyla 1 Mayıs
boyunca çalışmalar yürüteceğiz.
Ne Macron, ne Le Pen, seçimleri boykot et!
Nerede zulüm varsa, orada direniş vardır!
Proletaryayı emek karşıtı
tedbirlere ve faşizmin yükselişine karşı örgütleyelim!
Maoist Komünist Parti
27 Nisan 2017
27 Nisan 2017
0 Yorum:
Yorum Gönder