05 Nisan 2016

,

Panama Belgeleri


İmzasız bir mesajda şu söyleniyor: “Hayatım tehlikede. Bir daha buluşmayalım.”
Alman gazeteci “bunu neden yapıyorsun?” diye soruyor.
Belgeleri sızdıransa şunu yazıyor: “Bu suçların herkesçe bilinmesini istiyorum.”
Zuladan yığınla belge döküldü ortalık yere. Böylece tüm dünya genelinde siyaset ve ekonomi alanındaki seçkinlerin paralarını gizli vergi cennetinde nasıl sakladıkları açığa çıkmış oldu.
Panama Belgeleri tarihte tanık olunmuş en büyük sızıntılardan biri. Somutta 201o’da Wikileaks üzerinden sızan ABD’ye ait diplomatik yazışmalardan veya Edward Snowden’ın 2013’te sızdırdığı NSA dosyalarından daha büyük bir hacme sahip olan bu sızıntı, dünyanın en büyük dördüncü offshore hukuk şirketi Mossack Fonseca üzerinden gerçekleşti ve 11,5 milyon belgeden oluşuyor. Hacim olarak 2,6 terabayt tutan Panama Belgeleri 214.000 şirketle ilgili bilgileri ortaya seriyor.
İsmi bilinmeyen bir kişi bu hazineyi Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’a verdi. Gazete sonrasında bu dosyaları Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Birliği ile paylaştı. Birlikse dünyadaki haber kanalları ile işbirliğine girdi.
“Medyanın kurduğu en büyük sınırötesi işbirliği” olarak nitelenen bu süreç dâhilinde 80 ayrı ülkede 100’den fazla medya örgütünde çalışan en az 370 gazeteci yaklaşık bir yıl boyunca belgeleri inceledi. Böylelikle dünya genelinde yolsuzluğun ne denli yaygınlaşmış olduğu gösterilme imkânı buldu.
Skandalda silah tüccarlarının, insan kaçakçılarının, uyuşturucu satıcılarının, dolandırıcıların ve 143 politikacının adı geçiyor. Tam bir Kim Kimdir? dergileri gibi bir iş gördü belgeler. Bu politikacılar arasında hâlen devlet başkanı olan 12 isim, aileleri ve dostları da var.
Batı’da çıkan birçok haber meseleyi Putin üzerinden ele aldı. Belgelere göre Putin de bu yolsuzluğun, küçük de olsa bir parçası idi.
Batı’nın müttefikleri olan Suudi Arabistan Kralı Selman ve Ukrayna cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun isimleri de bu yolsuzluğa bulaştı.
Başka liderlerin ismi de geçiyor belgelerde. Bunlardan bazıları şöyle: Pakistan başbakanı Navaz Şerif; Irak’ın eski geçici başbakanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı Ayad Allavi; İzlanda başbakanı Sigmundur Davíð Gunnlaugsson; Mısır’ın eski batı destekli diktatörü Mübarek’in oğlu Alaa Mübarek; ve Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çocukları.
Bu listeye bir de FIFA etik komitesinin önemli bir üyesi, Beşşar Esad’ın aile üyeleri, hatta eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın oğlu da dâhil.
İngiltere başbakanı David Cameron’ın babası ve İngiliz meclis üyeleri ile politik partilere bağışlar yapan kimi isimler de belgelerde kendilerine yer buluyor. Bu listede Çin’deki iktidar partisinin, politbüronun üyelerinin aileleri de var.
Mossack Fonseca’nın merkezi Panama’da ama tüm dünya genelinde faal. 42 ülkede çalışan en az 600 çalışanı var. Belgeler şirketin 14.000 müşterisiyle yürüttüğü iş ilişkileri ile ilgili. Şirket 200 ülkeyle bağlantılı 200.000’den fazla şirket için çalışıyor.
Şirket paravan şirketlerin en önemli kurucularından biri, aynı zamanda mal varlıkları üzerinde mülkiyet iddiasında bulunmaksızın şirketlerin işlem yapmasına imkân sağlayan kimi kurumlar teşkil ediyor.
Bu Panamalı şirketin faal olduğu vergi cenneti İngilizlere ait Virgin Adaları’nı da içine alıyor. Burada şirketlerin yaklaşık yarısının kaydı bulunuyor, bunun yanında aynı alanda İsviçre, Kıbrıs, Hong Kong, Nevada ve başka yerlerde benzer faaliyetler yürütülüyor. Şirketlerin yarısından fazlası İngilizlerin idaresi altındaki vergi cennetlerinde kayıtlı.
Dışarı sır vermeyen bu şirketlerin kurulmasını büyük bankalar talep ediyor. Yolsuzluğun izlenmesini olabildiğince güçleştirmek için bu sürece ekonomi ve siyaset elitleri de dâhil oluyor.
Belgelerin ifşa ettiği en şoke edici şey ise iş bağlayanların ve komisyoncuların kendilerini ve müşterilerini sadece sorgulanması muhtemel işlemleri gizleyerek değil, ayrıca sözleşmelere öncesine ait bir tarih düşerek, hatta belgeleri yok ederek korumaya çalışmaları.
İfşa olan belgeler yaklaşık kırk yıllık, yetmişlerin sonundan 2015 sonuna dek uzanan bir dönemi kapsıyor.
Mossack Fonseca yasadışı bir faaliyet içerisine girdiğini kesin bir dille reddediyor ve müşteri gizliliği üzerinden, dosyalarla ilgili yorumda bulunmayacağını söylüyor. Offshore vergi cennetlerinin kullanımı kimi ülkelerde yasal. Diğer ülkelerde ise seçkinlerin servetlerini gizlemesi biraz zor olabiliyor.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Birliği’nin izahına göre, “Offshore endüstrisinin verdiği hizmetlerin büyük kısmı yasal bir amaç için kullanılabiliyor, yasalara saygılı müştericilerce ifa ediliyor. Ama belgelerin gösterdiği kadarıyla bankalar, hukuk şirketleri ve diğer offshore oyuncular sıklıkla müşterilerinin suç örgütlerine, vergi kaçakçılığına veya politik yolsuzluğa bulaşmamalarını sağlamak için yasal şartlara sıklıkla uyum gösteremiyorlar.”
Mossack Fonseca’nın bu ilk ifşa oluşu değil. Aralık 2014’te araştırmacı gazeteci Ken Silverstein yaptığı haberde oligarklarla, kara para aklayanlarla ve diktatörlerle hukuk şirketinin nasıl iş yürüttüğünü detaylarıyla göstermişti. Gelgelelim bir buçuk yıl sonra şirketin elindeki kayıtlardan oluşan devasa ölçülerdeki zula patlatıldığında, bu yolsuzluk şebekesinin tüm dünyayı nasıl kuşattığı gözler önüne serilmiş oldu.
Panama Belgeleri’nin ifşa olması karanlık bir şirket olan Unaoil’i içeren başka bir skandalın patlak vermesinden sadece birkaç gün sonra yaşandı. Yapılan araştırma Monaco merkezli şirketin Dünya’nın güneyinde yolsuzluktan nasıl nemalandığını, çokuluslu şirketleri milyon dolarlık cezalara çarptırıp sonra da petrol zengini ülkelerde ilgili şirketlerle şık anlaşmalar yapılmasını sağlamak için devlet yetkililerine nasıl rüşvetler verdiğini ortaya koydu.
Süreç dâhilinde ismi pek bilinmeyen bu şirket eşitsizliğe yol açıyor ve bu ülkelerdeki doğal kaynakları zengin, çatışmalı bölgelerin istikrarsızlaştırılmasına katkı sunuyor. Bu ülkelerin bir kısmının ismi Panama Belgeleri’nde de geçiyor.
Unaoil ile ilgili ifşaat ve Panama Belgeleri hep birlikte ekonomi ve siyaset alanındaki elitleri içeren uluslararası şemaya bir miktar ışık tutuyor.
Ben Norton
4 Nisan 2016

0 Yorum: