02 Nisan 2016

, ,

Kızıl Muhafızlar


Rusya’da Kızıl Muhafızlar uzun bir devrimci geleneğe sahiptir. Ta 1906’nın o devrimci günlerinde Rus işçi sınıfı fabrikalarda kendi savaşçı birimlerini teşkil etmiş, muzaffer olan karşı-devrim ilk işinin işçileri silâhsızlandırmak ve bu birimleri imha etmek olduğunu anlamıştır. Ama işçiler 1917 Şubat Devrimi esnasında kendi savunma güçlerini, yani “Kızıl Muhafızlar”ı yeniden kurmuştur.
Bu Kızıl Muhafızlar’ın gelişimine ilk mani olan, sovyetlerin hâlen Menşevikler ve Sosyal Devrimciler’in hâkimiyeti altında olmasıdır. Bu partiler devrimin burjuva demokrasisinin genel çerçevesini imha etmemesi gerektiğine inanmaktadır. Zira bu partiler, Rusya’daki gericilikten, uluslararası plandaki genel durumdan, demokratik devrimin sosyalist bir devrime dönüşümünden ürkmektedir. Bunlara göre bu türden bir gelişme gerici bir hareketi ve nihayetinde de askerî-kralcı karşı-devrimcilerin zaferini koşullayacaktır.
28 Şubat 1917’de Petrograd İşçileri ve Askerleri Sovyetleri genel toplantısında “işçi milislerinin oluşturulması” kararı alır. Ancak yedi gün sonra, 7 Mart’ta Sovyetler yürütme komitesi bu kararı askıya alır ve işçi milislerinin sıradan yurttaş milisleriyle birleştirilmesine dönük bir kararname çıkartılır. Bu kararname, birleşik milislerin kontrolünü burjuvazinin eline teslim etmektedir. Ayrı bir yapıya sahip işçi milislerinin proletaryanın bağımsız sınıf örgütü olarak varolmasına mani olunur.
O güne dek askerler arasında çalışmış olan Bolşeviklere bağlı askerî örgüt hızla Kızıl Muhafızlar’ın faaliyetleri için gerekli bir merkeze dönüştürülür.
Geçici Hükümet’in işçileri silâhsızlandırmaya dönük tüm çabaları suya düşer. Sonrasında sağ Sosyal Devrimcilerin ve Menşeviklerin etkisi azalır. Sonuçta Petrograd’daki işçilerin kalesi olan Viborg Mahallesi Sovyeti Nisan sonunda ayrı bir Kızıl Muhafız birliği kurmaya karar verir. Benzer bir karar Bolşeviklere bağlı askerî örgütün kurulmasını istediği Petrograd Fabrika İşçileri Genel Konseyi’nce alınır. Her iki yapı da Kızıl Muhafızlar’ın amaç ve hedeflerini şu şekilde belirlemektedir:
“Devrimin kazanılmasının savunulması (ki bu kazanımları elde eden işçi sınıfıdır) ve yönetici sınıfların yürürlüğe sokacağı karşı-devrimci komplolara karşı korunması.”
Petrograd İşçileri ve Askerleri Sovyeti yayın organı Sovyet Haberleri 28 Nisan’da Viborg’un kararına itiraz eder ve işçilerden “devrimci cephenin birliğini bozacak bu türden tehlikeli bir yola girmemelerini” ister. Gazete Kızıl Muhafızlar’ı devrimci proletarya ile ordu arasına sokulmuş bir kama olarak niteler. Ona göre bu türden bir örgüt düşmana işçilerin kendilerine karşı silâhlandığı konusunda askerleri ikna etmesi için muazzam bir fırsat sunacaktır.
Kornilof darbesine kadar süreç pek bir değişiklik yaşanmadan devam eder. Petrograd’da Temmuz’da yaşanan isyanın bastırılması ardından ordu içindeki gericiler rahat bir nefes alırlar. Geçici Hükümet isyana katıldıkları için Bolşeviklerin tutuklanmasına dönük emirler çıkartır. Lenin ve Zinovyef Finlandiya’dadır, Troçki ve Kamenef ise hapiste. İşçi sınıfı ise buhrandadır.
Ağustos’un sonunda General Kornilof Petrograd’a sefere çıkar. Amacı Kerenski hükümetini yıkıp krallığın yeniden tesisi için gerekli bir geçici aşama olarak bir askerî diktatörlük kurmaktır.
Geçici Hükümet işçilerden yardım talep etmek zorunda kalır. Kızıl Muhafızlar yarı legal ve silâhlı bir yapı olarak ortaya çıkar. Petrograd’ın tüm savunması ve Kornilof’a karşı verilen mücadele onların eseridir. 28 Ağustos’ta Petrograd Sovyeti işçi milislerinin kurulmasına ve tüm devrimci işçilerin başkentin silâhlı savunusuna katılımına karar verir.
Birkaç gün içinde milislere 25.000 işçi katılır. Petrograd’da işçi milisleri olarak bilinen Kızıl Muhafızlar Petrograd Sovyeti’nin resmi silâhlı gücü hâline gelir. Bolşevikler bu yapı dâhilinde çoğunluğu teşkil etmektedir. Sovyetin liderliği de Bolşeviklerin temsilcisi L. D. Trotsky’nin eline geçer. Trotsky 1905-6’dan beri sovyetin başkan yardımcısıdır.
Kızıl Muhafızlar sonrasında yapıyı iyice askerîleştirir. Onu çeşitli birimlere böler. En küçük birim on üç kişiliktir. Silâhlı ayaklanma konusunda hummalı bir çalışma içerisine girilir.
Ama Kerenski Hükümeti Kornilof tehlikesi savuşturulduktan sonra Kızıl Muhafızlar’a karşı operasyonlarını sürdürür. 5 Eylül’de Petrograd valisi tüm ateşli silâhların 30 Eylül’e dek teslim edilmesini öngören bir emir çıkartır. Kızıl Muhafızlar bu emri dikkate almaz.
Menşevikler düzenli birliklerle silâhlı işçileri birbirine düşürmek için bir propaganda faaliyeti yürütür. 5 Ekim’de Moskova’da düzenlenen, genel asker sovyetleri toplantısında ordunun devrime sunduğu hizmetlere atıfta bulunan ve “sınıfın ordusu olarak Kızıl Muhafızlar devrim davası için bir tehlikedir; zira artık bir devrimci orduya sahibiz, bu yapı ulusal orduya karşı olduğu için zararlıdır, bu nedenle demokrasi güçlerini bölüp devrim düşmanlarının eline koz vermektedir. Bu da bir bütün olarak devrimci demokrasiyi zayıflatmaktadır.” diyen bir karar önerisi sunar.
Bu karar kabul edilmez. Şubat Devrimi’nden beri görevinin başında olan askerî delegeler Kızıl Muhafızlar’a karşı düşmanca bir tutum takınırlar ve silâhlanma çalışmalarını sabote ederler. Er ve erbaş ise farklı görüştedir. 12 Ekim’de aldıkları bir kararda şunlar söylenmektedir:
“Kızıl Muhafızlar’ın askerlere karşı yürütülen bir harekât olduğunu söyleyen yalancılara inanmayın. Askerleri işçilerden hiç kimse ayıramaz. Onlar birlikte hareket etmelidirler.”
Ekim ayında mücadele içerisindeki Kızıl Muhafızlar ve düzenli orduya ait devrimci birlikler proleter devrim adına homojen hareket edecek bir silâhlı güç teşkil etmek için bir süreliğine birleşirler. Devrimci askerler zafer sonrası birliklerine gittiklerinde ve fabrikalarına veya köylerine geri dönmeleri için terhis edildiklerinde Kızıl Muhafızlar’ı terk edip fabrikalar için silâhlı birer savunma gücü olarak hareket ederler ve devrimin seçkin birliklerini oluştururlar. Muhtelif Kızıl Muhafız oluşumları aynı değerde değildir, bu, Bolşevik kadroların gücüne, onların cephedeki deneyimli askerlerin içine ne ölçüde sızabildiklerine ve lider olarak seçtikleri insanların kişisel ve askerî niteliklerine bağlı bir durumdur.
Subayların seçiminde geçerli olan ilke genel bir ilkedir. Askerî vasıflar açısından bu durum birliklerin verimliliğini şu veya bu ölçüde etkiler. Kızıl Muhafızlar’da askerî beceriler politik görüşlere vukufiyete nazaran yüksektir. Onlar genelde popülaritesi çok olana oy vermektedir. Bu da çoğunlukla demagojik tuzaklara ve hilelere alan açar.
Kızıl Muhafızlar karşı-devrimciler yekvücut olana dek yeni Sovyet rejimini savunma görevini ifa ederler ve onların üzerine örgütlü askerî birlikler gönderirler. Ama esas olarak kasabalardan ve sanayi merkezlerinden devşirilen Muhafızlar proletarya diktatörlüğünün savunulması için gerekli bir güç iken, Beyaz Ordu’ya mensup muvazzaf askerlerin saldırılarına maruz kalırlar. Ama gene de bu muhafızlar iç savaşın ilk aylarında “Rus proletaryasının iç ve dıştaki karşı-devrimcilerin operasyonlarına karşı bir zırh görevi görmüştür. Bunları bir temel olarak ele alan Sovyet rejimi silâhlı kuvvetlerini teşkil etmiştir. Kızıl Ordu’ya ait ilk savaşçı birlikler Kızıl Muhafız bölükleri etrafında meydana getirilmiştir.”
Erich Wollenberg

0 Yorum: