Bu Kızıl Muhafızlar’ın gelişimine ilk mani olan,
sovyetlerin hâlen Menşevikler ve Sosyal Devrimciler’in hâkimiyeti altında
olmasıdır. Bu partiler devrimin burjuva demokrasisinin genel çerçevesini imha
etmemesi gerektiğine inanmaktadır. Zira bu partiler, Rusya’daki gericilikten,
uluslararası plandaki genel durumdan, demokratik devrimin sosyalist bir devrime
dönüşümünden ürkmektedir. Bunlara göre bu türden bir gelişme gerici bir
hareketi ve nihayetinde de askerî-kralcı karşı-devrimcilerin zaferini
koşullayacaktır.
28 Şubat 1917’de Petrograd İşçileri ve Askerleri
Sovyetleri genel toplantısında “işçi milislerinin oluşturulması” kararı alır.
Ancak yedi gün sonra, 7 Mart’ta Sovyetler yürütme komitesi bu kararı askıya
alır ve işçi milislerinin sıradan yurttaş milisleriyle birleştirilmesine dönük
bir kararname çıkartılır. Bu kararname, birleşik milislerin kontrolünü
burjuvazinin eline teslim etmektedir. Ayrı bir yapıya sahip işçi milislerinin
proletaryanın bağımsız sınıf örgütü olarak varolmasına mani olunur.
O güne dek askerler arasında çalışmış olan
Bolşeviklere bağlı askerî örgüt hızla Kızıl Muhafızlar’ın faaliyetleri için
gerekli bir merkeze dönüştürülür.
Geçici Hükümet’in işçileri silâhsızlandırmaya
dönük tüm çabaları suya düşer. Sonrasında sağ Sosyal Devrimcilerin ve
Menşeviklerin etkisi azalır. Sonuçta Petrograd’daki işçilerin kalesi olan
Viborg Mahallesi Sovyeti Nisan sonunda ayrı bir Kızıl Muhafız birliği kurmaya
karar verir. Benzer bir karar Bolşeviklere bağlı askerî örgütün kurulmasını
istediği Petrograd Fabrika İşçileri Genel Konseyi’nce alınır. Her iki yapı da
Kızıl Muhafızlar’ın amaç ve hedeflerini şu şekilde belirlemektedir:
“Devrimin
kazanılmasının savunulması (ki bu kazanımları elde eden işçi sınıfıdır) ve
yönetici sınıfların yürürlüğe sokacağı karşı-devrimci komplolara karşı
korunması.”
Petrograd İşçileri ve Askerleri Sovyeti yayın
organı Sovyet Haberleri 28 Nisan’da
Viborg’un kararına itiraz eder ve işçilerden “devrimci cephenin birliğini
bozacak bu türden tehlikeli bir yola girmemelerini” ister. Gazete Kızıl
Muhafızlar’ı devrimci proletarya ile ordu arasına sokulmuş bir kama olarak
niteler. Ona göre bu türden bir örgüt düşmana işçilerin kendilerine karşı
silâhlandığı konusunda askerleri ikna etmesi için muazzam bir fırsat
sunacaktır.
Kornilof darbesine kadar süreç pek bir değişiklik
yaşanmadan devam eder. Petrograd’da Temmuz’da yaşanan isyanın bastırılması
ardından ordu içindeki gericiler rahat bir nefes alırlar. Geçici Hükümet isyana
katıldıkları için Bolşeviklerin tutuklanmasına dönük emirler çıkartır. Lenin ve
Zinovyef Finlandiya’dadır, Troçki ve Kamenef ise hapiste. İşçi sınıfı ise
buhrandadır.
Ağustos’un sonunda General Kornilof Petrograd’a
sefere çıkar. Amacı Kerenski hükümetini yıkıp krallığın yeniden tesisi için
gerekli bir geçici aşama olarak bir askerî diktatörlük kurmaktır.
Geçici Hükümet işçilerden yardım talep etmek
zorunda kalır. Kızıl Muhafızlar yarı legal ve silâhlı bir yapı olarak ortaya
çıkar. Petrograd’ın tüm savunması ve Kornilof’a karşı verilen mücadele onların
eseridir. 28 Ağustos’ta Petrograd Sovyeti işçi milislerinin kurulmasına ve tüm
devrimci işçilerin başkentin silâhlı savunusuna katılımına karar verir.
Birkaç gün içinde milislere 25.000 işçi katılır.
Petrograd’da işçi milisleri olarak bilinen Kızıl Muhafızlar Petrograd
Sovyeti’nin resmi silâhlı gücü hâline gelir. Bolşevikler bu yapı dâhilinde
çoğunluğu teşkil etmektedir. Sovyetin liderliği de Bolşeviklerin temsilcisi L.
D. Trotsky’nin eline geçer. Trotsky 1905-6’dan beri sovyetin başkan
yardımcısıdır.
Kızıl Muhafızlar sonrasında yapıyı iyice
askerîleştirir. Onu çeşitli birimlere böler. En küçük birim on üç kişiliktir.
Silâhlı ayaklanma konusunda hummalı bir çalışma içerisine girilir.
Ama Kerenski Hükümeti Kornilof tehlikesi
savuşturulduktan sonra Kızıl Muhafızlar’a karşı operasyonlarını sürdürür. 5
Eylül’de Petrograd valisi tüm ateşli silâhların 30 Eylül’e dek teslim
edilmesini öngören bir emir çıkartır. Kızıl Muhafızlar bu emri dikkate almaz.
Menşevikler düzenli birliklerle silâhlı işçileri
birbirine düşürmek için bir propaganda faaliyeti yürütür. 5 Ekim’de Moskova’da
düzenlenen, genel asker sovyetleri toplantısında ordunun devrime sunduğu
hizmetlere atıfta bulunan ve “sınıfın ordusu olarak Kızıl Muhafızlar devrim
davası için bir tehlikedir; zira artık bir devrimci orduya sahibiz, bu yapı
ulusal orduya karşı olduğu için zararlıdır, bu nedenle demokrasi güçlerini
bölüp devrim düşmanlarının eline koz vermektedir. Bu da bir bütün olarak
devrimci demokrasiyi zayıflatmaktadır.” diyen bir karar önerisi sunar.
Bu karar kabul edilmez. Şubat Devrimi’nden beri
görevinin başında olan askerî delegeler Kızıl Muhafızlar’a karşı düşmanca bir
tutum takınırlar ve silâhlanma çalışmalarını sabote ederler. Er ve erbaş ise
farklı görüştedir. 12 Ekim’de aldıkları bir kararda şunlar söylenmektedir:
“Kızıl
Muhafızlar’ın askerlere karşı yürütülen bir harekât olduğunu söyleyen
yalancılara inanmayın. Askerleri işçilerden hiç kimse ayıramaz. Onlar birlikte
hareket etmelidirler.”
Ekim ayında mücadele içerisindeki Kızıl Muhafızlar
ve düzenli orduya ait devrimci birlikler proleter devrim adına homojen hareket
edecek bir silâhlı güç teşkil etmek için bir süreliğine birleşirler. Devrimci
askerler zafer sonrası birliklerine gittiklerinde ve fabrikalarına veya
köylerine geri dönmeleri için terhis edildiklerinde Kızıl Muhafızlar’ı terk
edip fabrikalar için silâhlı birer savunma gücü olarak hareket ederler ve
devrimin seçkin birliklerini oluştururlar. Muhtelif Kızıl Muhafız oluşumları
aynı değerde değildir, bu, Bolşevik kadroların gücüne, onların cephedeki
deneyimli askerlerin içine ne ölçüde sızabildiklerine ve lider olarak
seçtikleri insanların kişisel ve askerî niteliklerine bağlı bir durumdur.
Subayların seçiminde geçerli olan ilke genel bir
ilkedir. Askerî vasıflar açısından bu durum birliklerin verimliliğini şu veya
bu ölçüde etkiler. Kızıl Muhafızlar’da askerî beceriler politik görüşlere
vukufiyete nazaran yüksektir. Onlar genelde popülaritesi çok olana oy
vermektedir. Bu da çoğunlukla demagojik tuzaklara ve hilelere alan açar.
Kızıl Muhafızlar
karşı-devrimciler yekvücut olana dek yeni Sovyet rejimini savunma görevini ifa
ederler ve onların üzerine örgütlü askerî birlikler gönderirler. Ama esas
olarak kasabalardan ve sanayi merkezlerinden devşirilen Muhafızlar proletarya
diktatörlüğünün savunulması için gerekli bir güç iken, Beyaz Ordu’ya mensup
muvazzaf askerlerin saldırılarına maruz kalırlar. Ama gene de bu muhafızlar iç
savaşın ilk aylarında “Rus proletaryasının iç ve dıştaki karşı-devrimcilerin
operasyonlarına karşı bir zırh görevi görmüştür. Bunları bir temel olarak ele
alan Sovyet rejimi silâhlı kuvvetlerini teşkil etmiştir. Kızıl Ordu’ya ait ilk
savaşçı birlikler Kızıl Muhafız bölükleri etrafında meydana getirilmiştir.”
Erich Wollenberg
0 Yorum:
Yorum Gönder