Her ne kadar Marksistler ve Müslüman grupların
hedefleri birbirine pek benzemese de merkezî hükümetin askerî yoldan ele
geçirilmesi hedefi ortak kabul gören hedeftir. Bu eşi benzeri görülmeyen
ittifakın ömrü yaklaşık iki yıl sürer. Cumhuriyetin yaşadığı yenilginin
muhtemel nedeni, Katuzyan’a göre, askerî yenilgiden çok yeni İran hükümeti ile
yeni doğan Sovyetler Birliği arasında imzalanan politik anlaşma ve iç çatışma
sürecidir.[2] Bu görüşe göre, yenilginin sorumlusu merkezî hükümetle işbirliği
kuran Müslümanlardır. Oysa Rus araştırmacı Moises Persits’e göre, Müslümanlarla
Marksistler arasında açığa çıkan savaşın nedeni Sovyetler’in yanlış
komünistlere destek sunmasıdır. Sovyetler Sultanzade yerine Emmioğlu’na destek
sunsa cumhuriyetin yenilmemesi muhtemeldir.[3]
Müslümanlarla Marksistler arasındaki çatışmanın
ardındaki sebepleri incelemeden önce işbirliğine yol açan olayları ve ortak
noktaları inceleyeceğiz. Bu ortak faaliyeti derinlemesine incelemek çok
önemlidir, zira bu, Marksistlerle Müslümanlar arasındaki yakınlaşmayı mümkün
kılan tarihsel açıdan ilk sosyalist olaydır. Böylesi bir yakın ilişkiye katkı
sunan ana faktör, ABD veya Britanya gibi bir yabancı gücün varlığı ve hükümetin
yabancı işgalcileri desteklemesidir.
Kuzey’deki şehirlerin Rusya, Güney’dekilerinse
Britanya tarafından işgal edilmiş olması kitle gösterilerine katkı sunan en
önemli faktördür.[4] Bazı yazarlara göre, çelişkinin kökleri derindir ve bu
çelişki yabancıların işgaline itiraz eden milliyetçi bir hareketten bağımsız
olarak ortaya çıkmıştır. Bu yazarların iddiasına göre, asıl mesele 1906 Anayasa
Devrimi’nin yenilgisidir.[5] Kaçar Hanedanı’na mensup Muhammed Ali Şah’ın
başında bulunduğu merkezî hükümete dönük hoşnutsuzluk ve hükümetin
başarısızlıkları Britanya ve Rusya’nın ülkeyi işgal etmesine neden olur. Bu
işgal kitle gösterilerini yoğunlaştırır, bilhassa ülkenin kuzeyinde Hazar
Denizi kıyısında bulunan Gilan bölgesi en yoğun kitle gösterilerine tanık
olmaktadır. Halkın burada Rus askerleriyle girdiği çatışmalarda yüzlerce insan
ölür ve yaralanır. Cengelî Hareketi’ne mensup gerillalar Rus güçlerini büyük
bir bataklığın içine çekerler. Hareket çoğunlukla küçük toprak sahiplerinden
oluşmaktadır. Hareketin başında ise toprak sahibi Mirza Küçük Han vardır.
1917 Rus Devrimi sonrası birçok gönüllü Cengelî
Hareketi’ne katılır. Bunların umudu Rusları askerî manada geri çekilmeye
zorlamaktadır. Rus güçlerinin geçici geri çekilmesi ile birlikte Britanya
kuzeydeki ana güç hâline gelir. Bu dönemde Müslüman olmayan gruplar ve bireyler
kavgaya katılır. Rusya’daki devrimin cesaret verdiği Marksistler sürece daha
fazla katılırlar, hatta daha iyi bir örgütlenme gerçekleştirirler. Cengelî
Hareketi ile işbirliği kurmalarındaki ana faktör Marksistlerin Britanya ve İran
merkezî hükümetine karşı hoşnutsuzluktur. Sonrasına Komünist Parti’yi kuran
Marksist hareketten birçok lider doğrudan Bolşeviklerin etkisi altındadır. Hareketin
liderleri Sultanzade, Gaffarzade, Cevadzade ve Haydar Han’dır.[6] Ermeni olan
Sultanzade politik hayatının önemli bir kısmını Rus Azerbaycan’ındaki Bolşevik
yeraltı örgütünde geçirmiştir.
Eskiden beri devrimci faaliyet içerisinde olan
Gaffarzade Rus Komünist Partisi yayın organı Iskra’nın sorumlusudur ve gazetenin Avrupa’dan getirilip İran’da
dağıtılması işini yürütür. İran Azerbaycan’da doğan Cevadzade (Pişevari)
Azerbaycan’ın başkenti Bakû’de öğretmendir. Bakû’de iken Bolşeviklerle doğrudan
temas kuran Cevadzade Hürriyet isimli
solcu gazetenin genel yayın yönetmeni olur. Bir de Haydar Han’dan bahsetmek
gerek. Haydar Han, Anayasa Devrimi sonrası son Kaçar kralı Muhammed Ali Şah’ı
meşru kabul etmediği için yeraltına çekilmiş bir Marksisttir. Diğer üç liderden
oldukça farklı Marksist eğilimlere sahip olan Haydar Han hükümete karşı
muhalefetini sürdürür. Bu dört lider sonrasında zayıf merkezî hükümeti ele
geçirmek umuduyla İran Komünist Partisi’ni kurar.
1920’nin sonunda Sosyalist Gilan Cumhuriyeti
merkezî hükümeti tehdit eden bir güç hâline gelir. Koalisyon hem Britanya
güçleriyle hem de merkezî hükümetle savaşabilmektedir. John Foran’a göre:
“Başında
Haydar Han Emmioğlu’nun bulunduğu İran Komünist Partisi ile liderliğini Mirza
Küçük Han’ın yaptığı Cengelî Hareketi bir sosyalist şura cumhuriyeti kurmak
için ittifak yaparlar. Buna ek olarak Lenin’e mektup göndererek ‘bizi ve tüm
mazlumları İranlı ve İngiliz zalimlerin zincirlerinden kurtaracak’ yardımı
talep ederler. Ayrıca Tahran’a gönderdikleri mektupla da monarşik hükümetin
gayrimeşru olduğunu ilân ederler.”[7]
Bir süre ülkenin geri kalanı için bir model şehir
olarak iş gördüğü için halktan ve politik kesimlerden epey destek almış gibi
görünür. Bu çok önemli bir husustur, zira ideolojik açıdan zıt iki bakış açısı
güçlerini birleştirmiş ve stratejik bir demokrasi görüşüne vurgu yapmıştır.
Ancak aralarında Marksist ve Müslüman liderlerinin de bulunduğu Gilan halkının
arzularına rağmen, hayaller hızla suya düşer.
İki grup politik ve ekonomik hedefler konusunda
ortaklaşmakta ama kültürel kimi meselelerde ayrışmaktadır. Kadınların
örtünmesi, İslam ahlakı ve İslamî ilkeler ayrışmaya sebep olan meselelerdir,
ama öte yandan toprak reformu ve merkezî hükümete yönelik hoşnutsuzluk
birleşmeye katkı sunan ana hususlardır.[8]
Ama Mirza Küçük Han’ın İslamî kültürel inançları
İranlı Marksistlerle ve Sovyetler’le mevcut güçleri birleştirme politikasına mani
değildir. Ona göre ülkede kimsenin hoş karşılamadığı işgalci güç Britanya’yı
yenmek veya zayıflatmak daha önemlidir. Küçük Han Sovyetler’le neden işbirliği
kurduğunu şu şekilde izah etmektedir:
“Rusya’da
Çar hükümetinin devrilmesinden ve Sovyet Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra
İranlı devrimciler ağırlıklı olarak Rus sosyalistlerinin dostane
dayanışmalarına bel bağladılar. […] Hepimizin tek düşü (Çar Rusya’sından sonra)
en kötü düşmandan, yani Britanya’dan kurtulmaktı. […] Ben Bolşeviklerle, onlar
zaferlerini taçlandırmak için İran Azerbaycan’ına girmeden çok önce temas
kurmak istiyordum. Bu nedenle Bolşeviklerle temas kurmaları için arkadaşlarımı
gönderdim.”
19 Mayıs 1920’de üst düzey Sovyet subayı Abukof
Sovyet savaş gemilerinin demirlediği ünlü liman kenti Enzeli halkına şunları
söyler: “Sovyet ordusunun Enzeli’ye girmesinin sebeplerinden birisi de İranlı
devrimci Mirza Küçük Han’ın yaptığı davettir.”[9]
Haziran 1920’de Küçük Han 8.000 asker toplar,
bunların 5.000’i Sovyet askeridir.[10] Britanya limanda düşük düzeyde bir
direniş sergiler ve sonrasında kenti terk eder. Britanya’nın yenilgisini
Moskova’daki Lenin’e aktaran Bolşevikler Sovyet ordusunun meseleye dönük
politik bir ilgi göstermemesini, dikkat çekmeyecek şekilde hareket etmesini
söyler. Persits’e göre, Sovyet ordusuna Trotsky’nin doğrudan gönderdiği emirde
şunlar ifade edilmektedir: “Radyodan yayınlanan haberler üzerinden Enzeli’nin
Küçük Han ve askerî birlikleri tarafından fethedildiğini, bizim kentte
kalmamızı isteyenin ve buna izin verenin o olduğunu duyurmalısınız.”[11]
Sovyetler’in barışçıl bir tarzda kentte varoluşunu güvence altına almak
amacıyla Trotsky şu istekte bulunur:
“İlk
olarak Sovyet bayrağı taşıyan Sovyet askerî birlikler hiçbir çatışma içine
girmemelidirler. İran’ın iç meselelerine müdahale etmediğimiz konusunda ısrarcı
olun. İkinci olarak Küçük Han’a tüm gönüllülerimiz, uzmanlarımız, paramızla
yardım etmeliyiz ve onun askerlerinin işgal ettiğimiz topraklara taşınmasına
izin vermeliyiz. Üçüncü olarak Küçük Han ileride savaşın seyri itibarıyla savaş
gemilerine ihtiyaç duyacaktır. Bu gemiler Azerbaycan Cumhuriyeti bayrağını
çeksinler, Küçük Han’a yönelik destek genel manada bu cumhuriyet aracılığıyla
sunulmalıdır.”[12]
Bu konumlanış Küçük Han’ın ve Cengelî Hareketi’nin
Sovyetler’le yürütülen işler dâhilinde elini rahatlatır. Sovyetler’den gelen
yardımla birlikte Küçük Han programını tüm kamuoyuna duyurma imkânı bulur. İlk
kez bu duyuru dâhilinde Devrimci Savaş Komitesi’nin kurulduğunu ilân eder.
Ardından Britanya’nın kovulacağını söyleyerek ilerleyip Tahran’ı aldıktan sonra
toprakların köylüler arasında dağıtılacağı vaadini aktarır. Sonrasında Tahran
ele geçirilir geçilmez ülkenin adını İran Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştireceklerini
söyler. Persists’e göre, İranlılar Sovyet modelini takip etseler bile o dönemde
saflarında tek bir komünist bile yoktur. Cumhuriyetin programı ile Kral’a ve
Britanya’ya karşı süren silâhlı mücadelenin ana talebi “özel toprak mülkiyeti
ve İslam’a destek sunmak, tüm insanlığa katkı yapmak ve yabancı güçlerin İran’a
dayattığı tüm anlaşmaları yırtıp atmak”tır.[13] Bu minvalde kırk kilometre
karelik Gilan’da Gilan Demokratik Cumhuriyeti ilân edilir.
Temmuz 1921’de Sovyetler askerlerini İran’dan çıkartmaya
karar verir; tüm askerlerin çıkartılması aynı yılın Aralık ayına dek sürer.
Persits’e göre, esas olarak Gilan Cumhuriyeti başka bir sovyet cumhuriyeti
olmayı reddettiği için yenilmiştir.[14] Sovyetler’in İran’dan çekildiği dönemde
Küçük Han’ın İranlı komünistlere yönelik güvensizliği de artar. Bu iki gelişme
Gilan Cumhuriyeti’nin çöküş sürecinin ilk aşamaları ardındaki temel nedendir.
Persits’in tespitine göre, Küçük Han birçok sebepten ötürü “komünistlerin
liderliği ele geçirmesinden” korkmaktadır.[15] Sonuçta süreç içerisinde en
önemli liderlerden biri hâline gelmiş olan Haydar Han Emmioğlu’dan kurtulmaya
karar verir.
Küçük Han’ın askerleri Komünist Parti merkezine
saldırıp Emmioğlu’yu tutuklar. Marksistlerin vereceği tepkiden korkan Küçük Han
ve Cengelî Hareketi onlar hamle yapmazdan önce bu gücü yok etmeye karar verir.
Sovyetler’le uzlaşmayan politikalarına karşın Haydar Han Küçük Han’ın
askerlerince katledilir.
Çatışmalar 23 Ekim 1921’ye dek devam eder. Küçük
Han küçük bir destekçi grubu ile orduya karşı artık direnemeyeceğini anlar.
Hükümet güçlerinden kaçan Küçük Han Gilan dağlarında donarak ölür. Cesedi
bulunur, başı kesilerek, Gilan Cumhuriyeti’nin sona erdiğinin bir ispatı olarak
Tahran’a getirilir.[16] Her iki gruptaki önemli liderlerin ölümü koalisyonun
dağılmasına ve İran’daki ilk sosyalist-Müslüman hareketin aniden bitmesine
neden olur. Birbirinden farklı iki düşünce okulu arasındaki bu fikrî
yakınlaşmaya 1979 Devrimi’ne dek tanık olunmaz.
İran konusunda uzman İki Sovyet tarihçisi M. Pavloviç
ve Teria S. Iranski’ye göre, 26 Şubat 1921’de Sovyetler İran hükümeti ile bir
anlaşma imzalar. Anlaşma Sovyetler’in İran’dan çekilmesini öngörmektedir.[17]
Sovyetler’in pratikte İranlılara yardım etmek için mi yoksa Cengelî Hareketi
ile İran Komünist Partisi’nin bir halk cumhuriyeti kurmasına yardım etmek için
mi bu ülkede olduğu konusunda ihtilaf söz konusudur. Pavloviç ve Iranski
Sovyetler’in niyetinin hem İran’ı işgal hem de terk etmekle ilgili olduğunu net
bir dille ifade etmektedir. 1921 Anlaşması’na göre, Sovyetler askerlerini
Britanya İran’a yönelik müdahalelerinden vazgeçip ülkeden çekilmesi kaydıyla
çekecektir.
Gilan Cumhuriyeti’nde Marksist-Müslüman
işbirliğinin ortaya koyduğu deneyimin izleri uzun süre varlığını muhafaza eder.
Bu melez görüşün en önemli etkisi Reştli seküler bir Müslüman’da görülmektedir.
Muhammed Nahşab politik kariyerine gençlik yıllarında başlamıştır. Hüdaperver
Sosyalist Hareketi (nehzat-e hodaperastan-e sosyalist) isminde, sosyalist
eğilimleri olan bir Müslüman grup kurar. Bu grup ilk başta Milli Cephe’yi
meydana getiren altı örgütten birisidir. Nahşab ayrıca Kurtuluş Hareketi’nin
dört liderinden biridir. İbrahim Yezdi, Mustafa Çamran ve Abbas Emir İntizam
diğer isimlerdir.[18]
Bir Müslüman olan Nahşab
aynı zamanda sosyalist görüşlere dayanan seküler bir hükümetin kurulmasını
istemektedir. Söz konusu gruptaki en yaşlı isimdir. 1944’te lise öğrencisi iken
milliyetçi muhalefet grubu İran Partisi’ne (hizb-e
İran) katılarak politika alanına adım atmıştır.[19] Kurulmasından kısa bir
süre sonra İran Partisi’nin birçok üyesi Tude Partisi’ne katılma önerisi
getirir. İran Partisi’nin Tude’ye katılmasını protesto eden Nahşab kendi
grubunu kurar. İlkin Hüdaperver Sosyalist Hareketi’ni (conbeş-e hoodaparastan-e sosyalist) ardından da İran Halk
Partisi’ni (hizb-e merdum-e İran)
örgütler. Abrahamyan’a göre iki grup da politik alanda yeterli güce sahip
olamaz.[20] Ancak Nahşab, Şii İslam’ı ile Avrupa sosyalizmini bir araya
getirmek için çabalayan ilk İranlıdır. İlginç bir not olarak ifade etmek gerek.
Ali Şeriati’nin babası da Hüdaperver Sosyalist Hareketi’nin sempatizanlarından
biridir. Babasının eğilimlerini benimseyen ve Nahşab’ın görüşlerinin nüfuzu
altında olan Şeriati seküler İslam’a dair benzer görüşler savunmaktadır.
Esasında Şeriati Nahşab, Talegani[21] ve Bazargan[22] ile çıkış alan aynı
ilkeleri mükemmelleştirmiştir.[23] Bu, Pazar’a mensup geleneksel tüccarları
veya İslam’a inanan İranlı kitleleri rahatsız etmeyecek seküler dinî bir
inançtır. Söz konusu yaklaşım yeni solcu birçok aydını milliyetçilik ve
sekülerizm bayrağı altında toplar. Sonrasında ortaya çıkacak olan milliyetçi
hareketi koşullar. Hareketin liderlerinin İslamî eğilimleri bulunmasına karşın
pratikte seküler bir ajandayı yürürlüğe koyar. Bu tür milliyetçi gruplar arasında
Milli Cephe (cephe-ye milli) ve
Kurtuluş Hareketi (nehzat-e azadi)
gibi gruplar bulunmaktadır.
Abdurrahim Cevadzade
Dipnotlar
[1] Orman ya da cangıl anlamına gelen Cengel bu
gruba bağlı savaşçıların yaşadıkları yerdir. Grubun üyeleri “Cengeliye” olarak
bilinir. 1900’lerin başında da aynı isimle bir direniş hareketi kurulmuştur.
Bunlar toprak reformu için Gilan’da savaşan Müslümanlardır.
[2] Houmayoon Katouzian, 1987, Eghtesad-e Siasi modern dar Iran: Estebdad
va Shebh-e Modernism, 1305-1357 (Modern İran’ın Politik Ekonomisi:
Despotizm ve Sahte Modernizm, 1926-1979), Tahran: Pariroos.
[3] Moises Persits, 1999, A Shame faced Intervention: The Soviet Intervention in Iran, 1920-1921,
Russian Center for Strategic Researches and International Studies, Moskova.
[4] Ervand Abrahamian, 1982, Iran between Two Revolutions, Princeton, NJ: University Press, s.
137.
[5] A.g.e.,
s. 118.
[6] Abrahamian, s. 145.
[7] John Foran, 1999, Fragile Resistance: Social Transformation in Iran from 1500 to the
Revolution, Çev.: Ahmad Tadayyon. Tahran: Rasa Cultural Services, s. 298.
[8] A.g.e.
[9] Persits, s. 28.
[10] A.g.e.
[11] A.g.e.,
s. 29.
[12] A.g.e.,
s. 32.
[13] A.g.e.
[14] A.g.e.,
s. 36.
[15] A.g.e.,
s. 99.
[16] A.g.e.
[17] A.g.e.,
s. 10.
[18] M. Pavlovich ve T.S. Iranski, 1939, enghelab-e Iran va risheha-ye ejtemaee va
eghtesadi-e an (İran Anayasa Devrimi: Toplumsal ve Ekonomik Kökleri),
Çeviren ve İran’da Yayınlayan: M. Hooshyar (1940). s. 207.
[19] Abrahamian, s. 569.
İran Partisi 1941’de kurulur. Kuran grup kendisine
Mühendisler Komitesi adını veren bir gruptur. Sosyalizme ve modernizme yandaş
bir gruptur, yabancıların hâkimiyetine karşıdır ayrıca bazı Müslümanları ve
milliyetçileri kendisine çekmiştir.
[20] Abrahamian, s. 569.
[21] Bazargan 1962’de kurulan Kurtuluş
Hareketi’nin kurucularından birisidir. 1979 Devrimi’nin ilk başbakanıdır.
[22] Talegani devrim öncesinde ve esnasında halkın
en çok sevdiği, en önemli radikal mollalardan birisidir. O Müslüman din
adamları ile değil milliyetçilerle ve bazı Marksistlerle birlikte de
çalışmaktadır.
[23] A.g.e.,
s. 575.
0 Yorum:
Yorum Gönder