04 Ağustos 2015

,

İthaf


Şu zamanlara ithaftır,
Bugünlerin kederine,
Çektiğimiz çileye,
Bereketli bahçenin hilâfına yaşadığımız derde.
Ölü yapraklar ormanı, işte bu benim vatanım.
Izdırabın cem olduğu ülke.

Tezgâhtarların mahzun hayatlarına ithaftır,
Kurtların kemirdiği yüreklere ve kelimelere.
Postacılara ve
Faytonculara ithaftır.
Demiryolu işçilerine
Fabrikalardaki masum insanlara.

Ah Dünya’nın Hükümdarı, Efendisi,
Allah’ın yeryüzündeki vekili,
Bu şiir,
Sürüleri içi hainlik dolu insanlarca kaçırılmış,
Kızı hırsızlarca katledilmiş çiftçiye ithaftır.
Vergi namına tek parmağını bürokratlar kesmiş,
Diğerini devlet.
Gururu kudretli insanlarca ayaklar altına alınmış
O insana ithaftır.

Bu şiir
Geceleri çocukları hıçkırıklara boğulan,
Gözü yaşlı analara ithaftır.
Uykusuz geçen günlerde kucaklaşacak
Sıkıntılarını pay edecek biri yok diye
Sakinleşemeyen
Yakarış ve ağlama ile teselli bulamayan
Kadınlara,
Güzel kızlara ithaftır.
Gözlerinin güzelliği her balkonda, perde arkasında
Kanı kaynayan ama umarsızca sönüp gidenlere.

Bu şiir, bedenleri aşksız yataklarda
Güzel görünmeye çalışmaktan
Yorgun düşmüş kadınlara.
O dullara ithaftır.

Gecekondulara,
Sömürgelere uzanan o patikalara ithaftır.
Çöpleri darmadağınık olana,
Gece aya bakıp onu kutsamayı reddedenlere.

Aralarından gölgeler çıkıyor.
Başörtüsünün altından kınalı saçları.
Bileğinde halhal.
Çözülmüş buklelerindeki o koku.
Kendi terinde yanan ateşli bedenlerin rayihası.

Bu, şiir öğrencilere ithaftır.
Devletin kapısına dayanıp,
Elde kalem ve kâğıt, ricada bulunan
Ama hiç geri dönmeyen gençlere.
Güzel ülküleriyle o masumlara.
Onlar ki körpe yüreklerinde halka adanmış bilgiler.
Bitimsiz gecelerin sağır gölgelerini
Zerre ayrım gözetmeden dağıtanlar.

Bu şiir, tutsaklara ithaftır.
İçinde geleceğin inci misali parıldadığı
Mapushanenin belâlı gecelerinde yanıp
Titrek bir alevin içinde yitip giden o geleceğe.
Gelecek günlerin habercilerine ithaftır bu şiir.
Gülün kokusu misali kendi mesajından mest olanlara.

Faiz Ahmed Faiz

0 Yorum: